efendim bu sesler gunduz duyulmaz. ne zaman ki gece gec vakit olur o zaman nereden geldiği anlasılmayan sesler, cıtırtılar duyulur. ilginçtir ki hemen hemen aynı seslerdir duyulanlar. gel zaman git zaman bunye duymaya alısır.
gece her taraf sakinleştiğinde duyulan,her taraf sessiz olduğu için gündüz duyulan seslerden daha şiddetli olan ve insanı korkutan seslerdir.bu sesler genellikle korku unsuru olarak görülür ve kişi çağrışım yapar.
-rüzgar sesi:"amanın katil ıslıklar çıkararak bana doğru yaklaşıyor"
-su damlası sesi:"kesin şuan su yerine kan akıyor musluktan"
-saat tik-takları:"biri eve saatli bomba bırakmış,ne yapacağım ben şimdi?"
-köpek uluması:"aman allah'ım kesin deprem olacak"
-yatak gıcırtısı:"yoksa yoksa yatağın altında biri mi var?imdaaaat" vs.
sürekli tedirgin olursunuz.hatta ''anne gece evden acayip sesler geliyor'' dersiniz. anneniz ise size mühendis edasıyla ''kızım o olurmuş. yapılar sürekli temele otururmuş'' gibi bir lakırdı eder. ama bu sizi hiçbir zaman rahatlatmaz.
özellikle yalnız yaşayan bir insanın korkulu rüyasıdır. aslında evde kimse yokken çıkan yamuk konulmuş poşet öbeğinin yavaş yavaş yer değiştirip sonunda düşmesi insanda acaip bir ateş basması durumu yaşatır. bundan daha kötü durumlar ise tam dalmak üzere iken başka odalardan gelen acaip seslerdir. muhtemelen üst komşu gecenin bir körü çişi gelmesi nedeniyle hareket etmeye kalkmış ve önüne geleni devirmiştir ama insan uyku sersemi bunu kavrayamaz. insan dayanılmaz bir içgüdü ile bütün evi fbı ajanı edasıyla arar odalara girerken kapıları önce açar ve biraz bekler öyle girer, acaip triplere girerek saklana saklana evde yürür. aslında bu durumda yapılacak en iyi şey yorganı kafaya çekmek ve içinde boğulmamak için minicik bir delik bırakarak uykuya dalmaya çalışmaktır. bilinmektedirki ilk önce meraklılar hakkı rahmetine kavuşmaktadır....
zaman geçtikçe kaynağı anlaşılan ve alışılan ama yeni bir eve taşınıldığında kaynağı anlaşılana kadar korkutucu olan seslerdir.
olay: gece evden gelen garip sesler,
yer: yeni taşınılan ev,
zaman: ilk gece,
yeni eve taşınmışsın; bütün gün nakliyeyle uğraşılmış, ev yerleştirilmiş, bitmiş. artık yatma vakti gelmiş. bütün gün yorulmuşsun zaten, rahat bir uyku çekmek ister, odana çekilirsin. hazırlanıp yatarsın. başta garip bir duygu kaplar içini. yatak senin eski yatağındır ama yeni odanın şekline göre eşyalar yer değiştirmiştir; ev giriş katındadır ve dışarıdan sokak lambasının ışığı kapalı panjurlar arasından odanın beyaz duvarlarında küçük ışık kümeleri oluşturmakta; dışarıdan geçen arabaların farları bu ışık kümelerinin birden bire parlamasına yol açarak, tam uykuya dalacakken korkup uyanmana neden olmaktadır. zar zor uykuya dalarsın... bir süre sonra yarı uyur, yarı uyanık vaziyette birinin terlik seslerini duymaya başlarsın. ses gittikçe yaklaşır... önce ev halkından biridir diye düşünürsün. kapının kolunda bir "tık" sesi ve açılırkenki gıcırtısını duyarsın. başka hiçbir ses yoktur. kim girdi acaba odama diye düşünmeye başlarsın ama bugüne kadar kimse gecenin bir yarısı odana girmemiştir. artık gözlerin biraz aralanmış, bilincin yüz üstü yattığın yatağından dönüp loş odaya bakman ve gelen kişiyi görmen için sana baskı yapmaya başlamak üzeredir. birisi odana girmiş ve yavaş yavaş sana doğru yaklaşmaktadır. ayak sesleri daha da yükselir, ensende bir nefes hisseder ve hemen korkarak da olsa kafanı çevirip bakarsın sanki birini görür gibi olur ve aynı anda dönüp yorganın kafana kadar çekip yatağın içine iyice büzülürsün. hayalinde elinde kanlı bir bıçak tutan kar maskeli bir adam yada çocukluktan kalma bilinç altına yerleşmiş korku filmlerinden bir karakter veya canavar belirir. bir süre korku içinde beklersin. sonra birşey olmayınca cesaretini toplayıp yorganın altından kafanı çıkarıp bakarsın. etrafında hiçbirşey yoktur. yorganı aralayıp kolunu çıkarır ve başucu lambanı yakarsın. odada hiçbir yabancı varlık yoktur. kalkıp odanın kapısından salona doğru bakarsın herkes yatmıştır ve de ne bir işik ne de bi ses vardır. tekrar yatarsın. heyecandan kalbin deli gibi atmaktadır. ışıkları yaktığın için de gözlerin artık karanlık odada hiçbir şey seçememektedir. ayak sesleri tekrar başlar. o anda ani bir rüzgarla panjurlar sallanır, içeriden ıslık sesi duyarsın. hemen evde hayalet olduğundan süphelenmeye başlarsın. hayalet odanın içinde dolaşmaktadır. tekrar yatağın içine büzülüp sabahı zor edersin. ailenin diğer üyelerine evde hayalet olduğunu söylemeye çekinirsin. büyük ihtimalle dalga geçip ciddiye almayacaklarını bilirsin. ertesi gece yine aynı şeyler olur... sonraki gece de... bir gün terliğinin eskidiğini gören annen sana yeni bir terlik alır. ama bu terlik eski terliğin gibi altı yumuşak olanlardan değil de, sert olanlardandır ve evde yürüdükçe "tak tuk" sesler çıkarmaktadır. sesler bir yerden tanıdık gelmektedir. o gece yine yatarsın ve hayaletin ayak seslerini yine duymaya başlarsın ama senin yeni terliklerinden çıkan sesin aynısıdır. dikkatlice dinlemeye başlarsın ve anlarsın ki sesler aslında üst kattan gelmektedir. yanlış anlamayın üst kattaki komşunu yürürken terliklerinden çıkmamaktadır bu ses; sizin hayalet bu gece üst kattaki komşudadır...
evde tek başınayken, bir odada otururken duyulan sifon sesidir. oysa ki, gece bütün sesleri büyüttüğü gibi üst katın tuvaletinin sifon sesini de büyütmektedir.
bir de gece yarısı duyulan, dışarıdan geldiği sanılan çığlık sesidir. pencere açılıp bakılır ne bu ses diye ve hiçbir şey bulunamaz. önce tırsılır ama sonra sebebi anlaşılır. pencerede delik vardır ve hava geçiriyordur. odanın kapısı açılınca da cereyan yapıyor ve küçük aralıktan odaya giren hava, bazen çığlığa bazen ıslığa benzer bir ses çıkarıyordur.
ne zaman uyku gözlerden akarken yatağa girilse;kalorifer borularından gelen çıt çıt çıt sesi, banyo musluğundan gelen pıt pıt pıt sesi, az evvel kapatılan televizyondan gelen çaaaat sesi olup henüz uykuya dalmış bünyeyi sarsan sersem bir halde uyandıran seslerdir. bir de kabus gibi kedi sesi var ki yatak odası penceresinin hemen altından gelip bas bas bağıran işte o allah muhafaza.
daha çok yeni eve taşınıldığında oluyor bu sesler. tıkırtı, çatırtı, adının ünlenmesi, darbuka bile çalarlar bu görünmezler. *
sonra bakıyorlar ki sizin gideceğiniz yok onlar çekip gidiyorlar. muhtemelen başka bir boş eve. **