biteli yaklaşık 3 ay olmuş, ona dair pcdeki fotoğraflar, telefon kayıtları, facebooktaki arkadaşlık dahil bilumum hatıra, ıvır zıvır yok edilmiştir. sonra bir gece ansızın saat 2 sularında bir mesaj gelir telefona. şöyle yazmaktadır " yuh artık, facebook arkadaşlığına varana kadar mı sildin beni ? ne demek bu, niye, ne gerek vardı ?". niye diye sormuş bide. ne gerek vardı demiş. tabi hemen gereken cevap verilir, " çünkü eşşeğin zikinden dolayı !!! " ve gönül rahatlığıyla uykuya devam edilir, demek isterdim sözlük ama öyle olmadı tabi ki.
her zaman olduğu gibi efendilikten taviz verilmez, beraber geçirilen zamanın gayet güzel hatırlanacağı söylenir ve şeytana kulak asılmayarak ilişkiyi bitiriş şekli için ona daha fazla kızgın olunmadığı lakin bu çeşit bir arkadaşlığı devam ettirmenin kendi açımdan mümkün olmadığı açıklanır.
depresif ruh halinin ortaya çıkmasına bağlı olarak, yalnızlığın da tetiklenmesi varsa eğer uyku sersemliği ki kesin olarak göz yaşı akabinde yapılan eylemdir.
cevap gelmeyecek olan mesajdır. sabah uyanınca zamanı geri almak gibi bir gücüm olsa da mesajı hiç atmamış olsam dersin. iş işten geçmiştir artık. pişmanlık. hüsran.
gecenin getirdiği saçma sapan duygulardan kaynaklananan bi durumdur. o yastıktan kafanızı kaldırıp bi düz durun , yayılmış beyniniz de toparlanıp eski konumuna geliyor ve resmen daha az saçmalıyorsunuz ben bunu bilir bunu derim. yastık şuuru kapatıyo gibi resmen. öyle bir istek geldiğinde hemen telefonu atın bi yere yoksa sabah uyandığınızda pişman olabilirsiniz.
aylar geçmiştir. o sizden çoktan geçmiştir ama siz ondan geçememişsinizdir.
olur ya
hep bi umut bi ateş içinizdedir. belki gene beraber olduğunuz yada en azından onun da sizi sevdiğinden emin olduğunuz zamanlardaki gibi her an arayabilecek, her an size ihtiyacı olabileceğini düşünürsünüz. aramasını beklersiniz ya da aramanıza yüzünüz olur. herşey daha tazedir. ama aylar sonra, o kendine yeni bi hayat çizdikten, siz hala onsuz bi hayat düşünemezken eliniz telefona gider. aramaya çekinirsiniz. utanırsınız sıkılırsınız. ertesi güne ertelersiniz aramak ya da mesaj atmak için. aslında korkarsın
ya hayatında biri varsa?
ya sevgilisiyle beraberse?
ya ben ona onu hala ne kadar çok sevdiğimi anlatırken arkada sevgilisinin sesi gelirse?
daha da kötüsü, ya telefonu sevgilisi açarsa?
o korku bile yeter aslında zaten arayamazken mesaj bile atmaya çekindirmeye...
öğrenilmiş çaresizlik, yenilgiyi baştan kabul etme, acizliği itiraf etme, zaten dibe vurmuşken mazoşistçe daha da dibe inmeye inat etmek,umutsuzca çırpınmak, çırpındıkça daha da batmak...daha sayayım mı?