ayrılığın en fellah tanımı bu olsa gerek. bazen hiç boş olmadığını, üşümediğini, hiç yalnız olmadığını düşünürsün. Bu bazen değildir senin için o an. En geniş zamanların olur, ellerin de başka bir el olunca kimseyi fark etmek istemezsin. Günler günleri aylar ayları ve yıllar yılları kovalar. unutmuşken melankolik cümleleri, ıssız geceleri, dirseğini koyduğu soğuk pervazları...bir yalnızlık, bir ayrılık, birdenbire aidiyetsizlikler yakalar seni. Gecelerin daha sessizleşir, soğuk odalarda hüzünler geçer önünden, halıyı daha fazla ezilmiş görürsün. Aradan çok geçmeden yatağa girdiğinde Ellerine uzun uzun bakarsın. Hep bomboş, bir şeylerin yitikliğinde hapsolmuş, üşümüş, aşınmış sevdalar tutarmışçasına tutarsız görünür. onların yalnızlığı daha bir yaralar yüreğini. Bakamazsın, çok fazla dayanamaz Başının altına koyarsın yalnızlıklarını. en çok onları saklamak isteyişim ondan belki de.
Onun yanağına yaslayıp ısıttığın avuç içinde bir iz kalıyor mu bak bakalım?