siyah zigon sehpanın üstünden yavaşça inen karıncanın dostoyevski ye dönüşme ihtimalinden daha ihtimalsiz tesaduflerin köşe başından dönen karakteri. ellerin cebinde topukların ağustos rüzgarını ezer geçer kimi zaman bir kitapta, şiirde, romanın en yıpranmış tek sayfalarında, shakespeare in ölüm temasız sonelerinde sevdiğin ingiliz bakışlı bir kızı hatirlatan, borcunu viskiyle kapatan orospuların ve aç köpeklerin yurdu parisler de bir çıkmaz sokak çöpçüsü olabilmeyi bazen tek kalemde görmek istersin. ellerin cebinde yazarına yürümek kalır ayaklarına. yazarın az sonra rugan ayakkabısını kaldırımdan sürüyerek gelir.
henry miller. zaten yengeç dönencesi ni yazarken sıkılıp bir hava almaya çıkacaktır. ilk sayfaları çok fena. hiç nefes almadın abi sanırım. severek okuyoruz allah razi olsun.