-yürü git la evine dolaşma soğukta sokaklarda piç misin nesin, dedikten sonra dayanamayıp:
-al şu eldivenleri de bir daha gece ellerin cebinde dolaşma, fantazi yapayım derken böbreklerini çalacaklar amk, diyerek bir çift eldiven uzatmaktır.
ve gece elleri cebinde dolaşan adam'ın gözlerinin içi parlar! teşekkür eder usulca. bu arada içinden şunları geçirir:
"bu eldivenler insanın ruhunu sessizce bir duman gibi saran, sarılabilecek bir beden aramanın çaresizliğinde kendini ölümüne yalnız ve korkak hissederken elinden tutabilecek, soğuktan titreyen parmaklara, çocukken "sigara içenlerin ısındığı" yanılgısının dersini veren soğuktan dolayı, çatlamış dudaklarla, ayaz kesmiş deriye yapışan sigaraları geride bıraktıracak, artık sıcak bir sigara içebilmenin hediyesini veren ne güzel bir yoldaş.. seher vakti ellerimden düşen zaman, bir başka zamanı beklerken, gelecek olan zamanı ısıtabilmem için ne güzel bir sebep.." .
tüm bunlar eldiveni alana kadar bir anda kafasında kurulan cümlelerdir..
ve eldivenleri aldığında, geçmiş, şu an ve geleceğe dair hazırladığı o milyonlarca lanet olası melankolik, gece elleri cebinde girişli düşünceler koybolur gider. artık "gece ellerinde eldivenle.." şeklinde düşünmeye başlar. içi ısınmıştır. ama son yazısını da yazar:
"gece elleri cebinde dolaşırken birinin size eldiven uzatması". *