Çocukken sabah 4-5 arası girmiştim. Deniz hiç soğuk değildi. Üstüne bir de yağmur yağmıştı birazcık. Hayatımda o kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Gizli gizli girmiştik bir de büyükler uyuyordu. Sonda uyanıp bizi aramışlar otobüsün içinde. Çok korkmuşlar. Bulur bulmaz terliklerle girişmişlerdi otobüsün koridorunda.
tek başına kamp kurduğum zamanlarda, her gece zevkle gerçekleştirdiğim aktivitedir. Dolunay varsa, yakamozlu bir akşamsa ya da yağmur yağıyorsa daha da tatlı olur.
Her ne kadar insanın içini ürpertse de tam girilmelik zamandır aslında. Durgun bir su ve ılık oluyor. Dezavantajı ise boğulma olayı falan yaşarsanız Allah rahmet eylesin kimse göremez.
Hem heyecan hem de huzur verici. Kaybolacakmışım gibi oldum ama kaybolmadım. Aslında istedim hatta çok çekici geldi uzaklara gitmek. Bilinmezliğin çekiciliği olsa gerek bu. Kısa sürdü ama. Kiyiya döndum.
Hislere gelirsek, Kendini sırt üstü bırakıp gökyüzünü seyretmek harika. Deniz senden çok daha güçlü ama kendini onun kollarına bırakıp ona guvenmek müthiş bir his. Oradayken kendimi doğa ile seks yapar gibi hissettim. Denizle sevişmek... evet.
Hayal gücüm o anda, bir sayko edasıyla hunharca çalışır, ayağıma takılan minik bir yosunu, jaws, van gölü canavarı, piranha, timsah filan sanırım ben.
Deliyim, evet!