suya girerken sanki petrole giriyor gibi hissedersiniz. sonra kendinizi suya bıraktığınızda, elinizi her hareket ettirdiğinizde, sizi karşılayan yakamozları görürsünüz. minik, mavi yakamozlar...kesinlikle yapılası, çok güzel bir aktivitedir.
Gece karanlığında suyun en dingin anında, su dibindeki çakıl taşlarının parıltılar halinde ışık saçtığı, deniz suyunun tatlı tatlı sahili dövdüğü, bir yanda ürperti, bir yanda suyun serinliği, korku ve bilinmezliğe gidişin tarifsiz heyecanıyla, okyanusun içerisine düşmüş su damlası misali her şeyden uzak tarifsiz güzellikteki giriş.
biraz ileriye açıldıktan sonra, -tabi bu eylem temmuz, ağustos aylarında yapılıyorsa- kendinizi suya bırakırsınız. sırt üstü durursunuz suyun üzerinde. yer çekimsiz ortam dedikleri bu olsa gerek, hele deniz bir de çarşaf gibiyse...
Ben bir keresinde deneyeyim dedim Yunus çıktı allahtan girmedim. Var ya kesin korkudan geberip giderdim kör sularda. Hele ki sahil bandında girince. Tövbe tövbe.
muhteşem bişey. böyle sessiz sedasız sadece dalga sesi gelir, hafif bir yakamoz ışığı. yanında birisi varsa hafif sesle sohbet ve ılık bir deniz. comboların en güzelidir. korkmamak lazım çünkü deniz karanlıkta daha sakindir.
su gündüze nazaran ve sanılanın aksine daha ılıktır.
balıkları, bacaklarınıza pıt pıt pıt çarptığında hissedebiliyorsunuz. gökyüzüde suda sakin ve karanlık, güzel bir deneyim.
Yaratıkların gece avlandığı bilmeyenlerin yaptığıdır. Lan at kafası. Beni ölseniz sokamazsınız o denize. Yengeçler, ahtapotlar, mürenler, türlü türlü yaratıklar. Isıracaklar göreceksiniz gününüzü. Evet.