10. kattan düşen biri için ufak bir gezinti sayılabilir.
10. kat
hanım ben bi balkondan düşüyorum. bişe diyon mu?
9. kat
- oo kemal abi naber?
- iyi ahmet nolsun yuvarlanıp düşüyoruz işte.
- bi çayımızı içip öyle devam etseydin?
8. kat
- aa anne kemal abi uçuyor.
- komşu al o kızı balkondan aşağı sarkıyor.
7.kat
-ohaa lan bunlar balkonu pimapen yapmışlar. hiç farketmedim.
6.kat
- öğrenci değil miydi lan bunlar. vay pezevenkler, kızlara bak. dur şurda biraz dinleneyim.
5. kat
- afiyet olsun mehmet amca?
- nasıl?
- (bağırarak) afiyett olsunnn mehmett amcaa.
- yokk yokk sağol.
- ya mehmet amca bi sus mına koyim senle mi uğraşcaz.
4. kat
-nuran hanım iyi günler.
- buyrun kemal bey börek yaptım.
- ee kırmayım madem.
- çay da koyayım mı?.
- yok sevmiyom ben..
3.kat
- rıza naber?
- iyi abi. napıyon? düşüyon mu?
- he ya. sıkıldım otur otur.
- lan sorma ben de düşünmedim değil. ama 3 . kat kısa sürer.
- neyse bana müsade.
- sigara vereyim içersin yolda.
- yok sağol düşerken kullanmıyom.
2. kat
- ulan bu benim oğlan!! napıyo lan komşu kızıyla? murattt lan muuratt. balkona çık lan şerefsiz.
- hah efendim baba?
- napıyon lan burda?
- ders yapıyoz.
- siktir lan şerefsiz boxerla mı?
- açıklayabilirim baba.
- vaktim yok mına koduğum. seni mi dinleyecem?
1. kat
- lan çok kısa sürdü amk ya. bi kere daha atlıycam.
gece yatakta yatarken 2 üst kattan düşen komşu vardır ki ciddi anlamda evlerden ırak... çıkan gürültüyle balkon kapısına koştuğunuzda her yer kan revan içerisindedir. çığlığı basarsınız. o sırada düşen kişinin ailesi şoktadır. sizin aileniz daha da şoktadır. işler size kalır... ambulansı arayıp çok çok belirgin yerlerden anlatarak adresi verirsiniz. gecenin 2'sinde arabayla 10 dk uzaklıktaki hastaneden ambulans tam 55 dakikada gelir. o çocuk 24 yaşındayken hayatının son 25 dakikasını soğuk taşlar üzerinde verdiği nefeslerle harcar... bedeni soğumaya başladıktan yarım saat sonra gelen ambulans görevlisi ona tepki gösterenlere "bana bağıramassınız, girmem bak içeri" diye diklenir, yakasından tutulup zorla içeri sokulduktan sonra durumun ciddiyetinin farkına varır şerefsiz. ama çoktan iş işten geçmiştir...
o andan itibarek atılan her çığlıkla ortalık alev alır... gecenin 3'ünde odanıza cinayet masası ekipleri girer, incelemeler yapar, normal polis ekipleri girer incelemeler yapar, en son olarak kocaman bir tabut girer odanızın ortasına. ve alınır götürülür vefat eden 24 yaşındaki insan sonsuzluğa...
bir yaz tatilinde teyzemlere gitmiştim. ev müstakil teyzem teras katı düzenliyor kendince. eski püskü eşyalar var onları aşağıya atıyor falan. bizde kuzenle balkonda oturup gevezelik ediyoruz. derken bir çığlık ve paaaaattt diye bir ses geldi.
gayrı ihtiyari sordum,
- burak o neydi ya?
+ ya eski, bozuk buzdolabı terasta ya bizim annem onu atmıştır sinirlenip.
-iyi de manyak mı teyzem neden çığlık attı?
+ kızım tenisçilerde topa vururken bağırıyor güç toplama amaçlı.
ki biz daha salak salak yorumlar yaparken komşular koşuşturmaya başlamıştı bile 'kadın düştü kadın düştü' nidalarıyla.
tabi biz sonra şoktayız!
hemen ambulans, hastane derken bir süre sonra iyileşti teyzem.
aradan yıllar geçti ama neredeyse bütün sülale hala her duyduğu sese buzdolabıdır esprisi yapıyor.
eceli geldiyse ölecek olan gelmediyse belki de burnu bile kanamadan kurtulacak olan komşu.
o değilde gece balkonda ikisinin birden ne işi var onu anlamadım. gidin yatınsana kardeşim.
kimi zaman yoğunlaşarak düşünülen olabilir..
örneğin tatil zamanları evine gitmiş olan seftalicekirdegi uyurken, üstteki kadının ve veledinin at misali dongur dongur koşturmaları evde bu tür düşünceleri meşrulaştırır; bana haklardan söz etmeyin, aynı değiliz ki, atların apartmanda oturması nasıl bir hak!