şimdi efendim malumunuz ülkemizde katmerli bir mahalle baskısı vardır. nasıl tezahür eder bu olay kısaca özet geçelim. velev ki, bir erkek olarak küpe taktın, saç uzattın vs. bir süre sonra önce mahallenin tam girişinde kaldırım üstünde ayakta muhabbet eden mütemadiyen zayıf ve esmer hep egzos kokan gençler tarafından anlamlı bakışları üzerinizde toplarsınız sonra bu olay mahallenin içine doğru uzanır ve bütün evlerin balkonları pencerelerine kadar gider. öyle ki, baskı eve kadar sirayet edip baba, anne, varsa ferdi tayfur dinleyen kardeş tarafından dahi tahrik edilmeye başlarsınız.
ya da hanım kızımız üniversiteye başlamış, artık siyahlara bürünüp, mavi oje sürüp renkli şal takma(ğa) başlamış, elinde çehov amcanın kitaplarıyla bir garip hal almış, gece eve geç gelir olmuş vs. doğal olarak kapı önnlerinde çiğdem çitleyen teyzelerin, ablaların ve yaşıtlarının dikkatini üzerine toplamıştır. birinci örnekteki durumun daha katmerlisi evlerinin taaa içine doğru rahvan koşan atlar gibi sözülüp gitmiştir.gençlerin bu palas pandıras yaşam stili mahalleye artık fazla gelir doğal olarak mahalleli kendi çapında bir baskı yapar ve gençler ya eski klasik hayatlarına döner ya da mahalleye bir daha dönmemek üzere uçup giderler.
şimdi yukarıda verdiğim bu örnekler üzerinde mahalle baskısını düşününce ciddi ciddi insan mahalle baskısına karşı çıkıyor neticede insana baskı var ve/fakat lakin ki öyle değildir.
bazen tersi olur 4 adet salak bütün mahalleyi esir alır. henüz kent ve taşra arasında gidip gelen yurdumuzun güzide bir ilinde başıma gelen bu elim hadiseden sonra, ben, ömründe bir karıncayı incitmemiş yaşar usta, gençlere saygı duyan onların aydınlık geleceğine inanan vakti zamanında anarşist olmuş, sosyalist olmuş biri olarak (ki hala fikirlerim sabit) artık mahalle baskısının gerekliliğine inanır oldu.
zira gece saat 12'de başlayıp sabahın beşine kadar balkonda içip o da yetmezmiş gibi ajdar, ibrahim tatlıses, ismail yk. gibi müzikleri son ses açıp derinden taaa en derinden gelen kahpe çığlıklar davudi gülüşmeler ve içince .mı götü kaybeden kızların iyice ağzını bozup mahalleyi esir alması sonucu bu mahelle baskısına inanır oldum.
bu kerteye gelmiş gençlerin hiç bir ikaza da kulak asmadığına ayrıca tanık oldum. "kardeş artık yeter sabaha işe gideceğiz" deyince "tamam özür dilerim" deyip yine aynı hızla devam ederler. iş polise kadar uzanır.
oysa ne polisi a.q. 3-5 cengaver bir araya gelip bunları bir güzel tokatlasa hiç böyle tatsız hadiseler yaşanmaz. ama adı mahalle baskısı olur, gerici olur kaka olur.