gazze avazi

entry1 galeri0
    ?.
  1. 63 şairin ortaklaşa dizelerinden oluşan, gazze için hazırlanmış şiir..

    GAZZE AVAZI
    "o zaman ben 'onları' değil, kendimi öldürdüm gerçi,
    dünya o kadar büyüktü ki çok küçük sandım o'nu..

    dünyanın çekirdeğini çitleyecekti çocuk
    tam o anda közlenmiş kalbini yiyiverdi talmud! ..

    kalbindeki dikeni çıkaramayan kardeşlerimin
    gözyaşlarıyla birleşirse belki bu yangına bir avuç su olur diye
    aklıma taş düşeli, saçma/sapan bir çocuk ve filistin yalnız taş duvar olalı
    orda, taş döşeli avlumuzda, nablus'ta
    çizilmiş bir haritayla dönmesini bekledim babamın; kuyular taş dolalı

    oysa, zulme kurulmuş bütün saatler, her şey canevinden vurulmuş
    gözyaşlarını bombalıyorlar şimdi
    külden kentler içinde çırpınırken anne yürekleri
    derme çatma dualarıyla çekip gidiyor çekimser tanrılar

    karnında bilyeleri ile çocuk olurum,
    sapanımın ucunda metal kuşlar
    ütüldüğüm sokakta babam vuruluyor!
    bu bendeki son düş onu vurma!

    - ey zûlmü çoğaltan yec'uc mec'uc

    yalnızlığa tutsak sabi çığlıklar, kandillerde yakılan hıçkırık
    ebabil kuşlarına dönüşürse bu huruç
    çatlayan kan taşına nasıl ve kimle yaklaşır
    esmer teniyle vahşi bir suç

    "oku, yaradan rabbinin adıyla oku"

    zulmetin kabuğunu kır
    kalbini kûh-i nurla d'oku
    Allah'ım, sen filistinli çocuğu
    taşlarını ve sapanını koru

    taşlar azizdir, sapan özgürlüktür, cennet yakındır anne gibi

    - korkma, annen yanında yatıyor
    uyuyor, ama taşlar uykusuz
    kırmızı bulutlar geçiyor bak
    son kez gördüğün bir oyuncak sana doğru geliyor: israil malı!

    ve bir parça kan düşüyor yere, nice yaraların hüznüyle yoğrulmuş...
    kara bir bulut, ıssız bir gece... bir umut, o kanla çocukların gözlerinde...
    akıp giden kan sanmayın, sizin gördüğünüz kırmızı
    bir devrin utancıdır riyakâr yüzlerde.

    akıp giden kan sanmayın, kan da susar
    bir çocuğun susuşudur, sustukça çoğalan utanç...
    akıp giden kan sanmayın, kan susmayacaktır
    bir çocuğun susmasıdır tarihinizdeki utanç

    sen susunca askıya alır birileri senin yerine senin düşlerini
    bak! yine bozuk çalıyor plak ortadoğu alevlerinden:
    seni şeytanın dölü, seni belâ kumkuması
    ölüm ele geçiriyor gök gözlü gazze çocuklarının yüzünü

    - bana bak! robert gates, hillary clinton,
    barack obama dahil bu amerika cahil
    bu boktan abin, ya silah ya havyar
    başka şey öğretmemiş sana israil

    hançer denenir, en iyi benim kanımla
    hançer bilenir, en iyi benim sevdamla
    hançer sınanır, en iyi benimle
    hançeri kanatır, en çok benim acım..

    füze curnataları kuşların yerinde
    saçaklar huzursuz saçaklar susamış
    birikmeye korkuyor yağmur
    çekiştiriyor akdeniz'i palmiyeler nara
    tuzu gördükçe yara bağlıyor karalar

    çocuklar neden yere düşmüş kırmızı bir gök
    neden çatırdayan tuz kadın erkek, patlayan toprak
    bir hınçlı köstebek! hangi kuyulardan çekiyor gücünü de
    unutmayı seçiyor onun için su dağları yaratan iyiliği
    tarihin hangi dibine atmış kalbinin gözlerini?

    her fidan kırıldıkça bin mısra kanamakta
    kan kalabalığı aklımızın çukurunda ölmeye büyümüş bir hayret...
    filistinli çocuk masum israilli olan da
    büyümesin çocuklar bir gazze olacaksa

    iyi ettim, bush'un kafasına / bin tane pabuç attım.
    fakat çaresiz - / kılıyor beni / gazze / orda ölüyor / torunum.
    bir yardım umar babası duymaz mı kimsecikler
    hani kuşlar hani bulutlar koptu uçurtmanın ipi

    altı yaşında halid velvil, kanlar içinde gömleği
    gazze'de, top oynuyor askerler!
    çocuklar kanıyor, ah çocuklar! vah çocuklar!
    papatyalar umursamaz küçük bombaları

    bir çocuk her zaman büyüktür bir devletten
    bu zulüm karşısında bir şairin çığlıklarında
    mezarlara mevzilenir aşk'ın
    aşk'ın ölüm askerleri...

    dünya vurgunu gözleri
    yok hükmünde mi olacak onların,
    onlarsız mı vuracak yeryüzüne yıldızların ışığı,
    ılık tıpırtısı güz yağmurlarının.

    güneş pas tuttu, farkında mı göğün yüzü
    sekiz başlı dragonun gettosunda
    yaşadılar hem diri, hem ölü
    ah... daha çok alanımız olsa keşke sözcüklerden

    (bir çiçek görsem
    aklım dolu çocuk olur akşam
    çöker karanlığa örtülü büvelek mahkumları
    çirkin bir buluttur korkuya ihanet...)

    ahtapot kolları yırttı karanlığı
    barutla iftar etti emzikli anneler
    ana sütüne bulanmış son nefesler
    bir kanlı kundak içinde düştü istanbul’un kalbine

    bebek kanı göğe akar, bebek kanı intikam kokar
    amma, değmeden karnımıza bıçağın ucu
    ve göğümüz kızarmadan dehşetin nefesiyle
    daha nice daha nice daha nice susacağız!

    yeter! gazze yaralı bir kuş, göğsümden kalkan
    taş olsun çocuk, duyarsız yürekler sapanına
    al benim esnekliğimi de kat, fırlat fırlatabildiğin kadar
    acının ince yollarını, özgürlüğe...

    bir sabahlık gibi uyanmadı hiç, motaz uda
    ve çok çocuk, çok çocuk...
    - arabım... boylu boyunca uzanan ölünü seviyorlar yalnızca
    esmer bir çocuk gül gibi parıldayan yarasıyla düşüyor toprağa

    en anlamlı taş, şiirdeki değil, elindekiydi çocuk...

    kandan koyudur merhametin alnındaki kir
    gözleri bağlı değil, kör; bağa muhtaçsa bekir...
    çocuk katillerinin yarattığı tufan
    alnının çatına yazıldı uygarlığın!

    bu hangi hayvan? bu hangi hayvan?
    çocuk salkımlarını toplamaz insan olan
    ben, bir afgan, bir ıraklı; filistinli bir anne,
    çocuğumu öldürürler; tanrı esirgemez, niye?

    akdeniz yürüsün kızıldeniz kan revan basra yaralı
    tanrılar ırmaklar kucaklasın gül yüzlü çocukları
    kanlı ellerin yaşamdan kopardığı
    bir çocuğum şimdi gazza'de

    bir kuşa kaptırdım kalbimin bir ucunu
    bir ucu bende kaldı kuş uçtu gitti ta uzaklara
    şaşılacak şey kalbimin bende kalan ucuyla
    bir gökkuşağı kuruldu aramızda gazze'deki çocuklarla

    bir sabah, küle bulanmış gazze'de
    namlunun ucunda göveriyor kan çiçeği
    damağın pembe şekerindeki sevinç
    çocuklar, mavi ve sürgün, gül yanığı

    filistin güz yaprakları gibi,
    adı eksik çocuklardı / tamam iken sığ soluk...
    ayakların arasında hışırtıyla ezildi.
    havada kaybolmuş çocuk kokusu

    ince beden / tenleri / örter ama, kocaman-
    kundak diye bildiği / anne sütü toprağı!
    çocuk ol bakalım sen de gazze'de
    çocuk olabilecek misin ey moşe

    yazılan yazılardan alınan azıklardan boyanan bir gül
    bir gül kalkıyor şimdi ortadoğu'nun kalbinden
    gelin tellerinden taşan sevinç olmasın çocuklar ölecekse
    orada, parçalanmış bir zıbında doğmalı insanlık bir daha

    ruhumu mülkün arsızları kuşattı.
    dinmiyor dalgın nüshalarda çölün kanaması!
    babaların kolları kısa kalmış
    çocukların üstünü örtememiş anneler

    - kundağımı bozdum! dilimi koydum dişlerimin yerine!
    kevgirler mi, en dolu yanlarım!
    her defasında kışkırtılmış soğanlar bıraktım kapılarına!
    ölelim! ve bitsin bu karahummalı hayat

    gazze'nin tayları kırılıyor bir bir, bir ananın emzirdiği çocuk
    vatan adına sırtından bıçaklarken bir başka ananın çocuğunu
    ve masumların gözyaşı üzerine kurulmuş uygarlığımız
    dalgalanırken bayrak niyetine
    babalar, kahraman yetiştirdik diye öğünecekler.

    seni sevmiyorum beyaz insan!
    karalara büsbütün boyanmışlığım bundan...
    kan olmasın diye bütün kelimelerin altında
    vicdanımı ve namusumu bağlıyorum gazze'deki çocuğun gözyaşlarına

    yine Kerbela, yine matem, çocuklar şehit
    yetiş Hazreti Şah'ım yetiş eyle niyaz
    zalimin her yerde adı yezit, kavmi yezit
    Gazze yanık, Gazze susuz, Gazze avaz avaz

    - o bıçağı saplayacağım yüreğime
    yitireceğim hiçbir şey yok
    düşlerimi yanıma aldım, değişimin mahşerine
    ya insan kalmak ya da onursuz bir dünya!


    --spoiler--
    Gazze Avazı, uçağı olmayanları uçaklarıyla bombalayanlara, topu olmayanları toplarıyla bombardımana tutanlara, silahı olmayanları silahlarıyla vuranlara, vicdanını, ırkçılık, milliyetçilik ve bağnazlığa satanlara, dünyanın toprağını bir türlü paylaşamayanlara, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere ayrım gözetmeden tüm canlıları çıkarları uğruna katledenlere karşı da bir çığlık...
    --spoiler--

    GAZZE AVAZI'NI YAZAN ŞAiRLER
    A.Hicri izgören, Abdülkadir Budak, Adnan Gül, Ahmet Günbaş, Ahmet Uysal, Ali K. Metin, Altay Ömer Erdoğan, Aydın Şimşek, Bedrettin Aykın, Beşir Sevim, Betül Tarıman, Bülent Güldal, C. Mehmet Eren, Cafer Keklikçi, Cuma Duymaz, Emel irtem, Emir Özsoy, Ercan Y. Yılmaz, Eren Aysan, Fatih Yavuz Çiçek, Fergun Özelli, Fuat Çiftçi, Gülümser Çankaya, Güngör Gençay, H. ihsan Sönmez, Hamdi Özyurt, Haydar Ergülen, Hayrettin Geçkin, Hayri K. Yetik, Hidayet Karakuş, Hulki Aktunç, Hülya Deniz Ünal, Hüseyin Alemdar, Hüseyin Peker, ibrahim ispir, ihsan Topçu, Kadir Aydemir, Koray Feyiz, M. Mahzun Doğan, Mehmet Sarsmaz, Murat Soyak, Mustafa Erdem Özler, Mustafa Ergin Kılıç, Mustafa Nazif, Mustafa Ökkeş Evren, Nisan Serap, Nurduran Duman, Onur Caymaz, Oresay Özgür Doğan, Özcan Erdoğan, Perihan Baykal, Said Ercan, Selahattin Yolgiden, Serap Erdoğan, Serdar Ünver, Sina Akyol, Sinan Özdemir, Süavi Kemal Yazgıç, Şehmus Ay, Tekin Gönenç, Volkan Hacıoğlu, Yaşar Bedri, Yelda Karataş.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük