Türk Milleti bunun en güzel örneğini Atatürk'ün önderliğinde verilen "Kurtuluş Savaşı"nda yaşamıştır. "Ya istiklal, ya ölüm!" demiştir. Türk tarihi böylesine "kahramanlık günleri" ile doludur. Kahramanlık günlerini şehit ve gazilerimize borçluyuz. Destanlar yaratan şehit ve gaziler tek tek birer onur abidemizdir.
Vatanı uğruna ölümü göze almış kahraman Türk Ordusu, daha sonra dünya barışını korumak için görev almıştır.
1950-1953 yılları arasında barış için Kore'de savaşmıştır. 1974 yılında soydaşlarımızı yok olmaktan kurtarmak için, "Kıbrıs Barış Harekâtı'nı gerçekleştirmiştir. Yine Mehmetçik barışı korumak için, Bosna-Hersek, Somali ve Kosova'ya barış gücü olarak Birleşmiş Milletler kararıyla gitmiştir.
l. Dünya Savaşı'nda, Kurtuluş Savaşı'nda Kore Savaşı'nda ve Kıbrıs Barış Harekatı'nda birçok askerimiz şehit oldu, bir kısmı da gazi olarak geri döndü. Devletimiz bir yasa ile şehit yakınlarına "Övünç Madalyası" vererek şehitlik maaşı bağlar. Yine gazilere de madalya ile aylık maaş verir ve tedavi, ulaşım gibi hizmetlerde ücretsiz olanaklar tanır. Türk ulusu için, "şehitler nurlanmış" ve "gaziler onurlanmış" şahıslar demektir. Bunların en başında da; Başkomutan, Gazi, Mareşal ve Ulusal önder Mustafa Kemal Atatürk gelmektedir.
Türkiye gazileri 19 Eylül 1983 tarihinde "Türkiye Muharip Gazileri Derneği" altında bütünleşmişlerdir.19 Eylül aynı zamanda Atatürk'e 1921 yılında Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür. Bu nedenle, yurdumuzda her yıl 19 Eylül "Gaziler Günü" olarak kutlanmaktadır.
her yıl 19 eylül de kutlanan gündür. ancak 2010 yılında başlığı açılan bugün sadece tek entryde kalması çok acı bir tablo. umarım sol framede meme başlıklarının arasında yer bulabilir en azından bugün.
başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal etmiş olan gazilerimizi rahmetle, hayatta olan gazilerimizi de minnet ve şükranla anıyorum.
başta gazi mustafa kemal atatürk olmak üzere tüm gazilerimize minnettarız. hepsine şükranlarımızı sunuyoruz. açılım saçılım diye diye sizi de kan ağlattılar, gün gelip devran dönecek içiniz rahat olsun.
Bugün vatan içi gözünü kırpmadan mücadele etmiş kahramanlarımızın günü eğer yakınınız da böyle biri varsa gidin hal hatır sorun.eski bir anımı anlatayım; tatil için antalya/alanya ya gitmiştim. Otelde bir abiyle karşılaştım tekerlekli sandalyedeydi barmenle sohbetim olduğuna merak edip sordum bu kim?
-bu abimz gazi eskiden (bkz: polis özel harekat)mışmayın patlaması yüzünden iki ayağını kaybetmiş.
+anladım .
Dayanamadım gittim yanına sohbet etmek için derler ya bir dokun bin ah işit diye aynen öyle oldu,baya bi konuştuk en can alıcı nokta;
Keşke yaralı olmayadım da şehit olaydım bu hallere düşmeyeydim.
Devlet erkanından biri bile gelip halini hatrını sormamış ve unutulan kahramanlar arasında yerini almış. Daha böyle birçok gazimiz var bunları unutmayalım unutturmayalım.
başta gazi mustafa kemal atatürk olmak üzere, bu vatan toprakları için canları pahasına savaşan ve yine bu vatan toprakları için bir parçalarını yitirmiş aldıkları o şanlı ünvan ile yaşayan tüm gazilerimizin günü kutlu olsun.
ayrıca; ülkemizde bir suriyeli kadar değeri olmadığı da bilinmektedir. onlara daha güzel yaşam koşulları vermek yine devletin birinci görevidir. senin devletini korumak için çırpındılar o yüzden sende onları korumak zorundasın. bu kadar basit! elin suriyelisinin ekmeğine göz yaşı akıtacağına kendi gazinin sofrasına bak!
selanik'te yarım bırakılan, yaşanmayan çocukluk...
trablus'ta bırakılan sol göz...
conkbayırında iman tahtasına isabet eden şarapnel...
sakarya'da kırılan kaburga kemiği...
hiç şüphesiz sarı saçlı mavi gözlü bozkurtun milleti için ödediği diyetler, yaptığı fedakarlıklardı...
31 mart vakasında (1909),
arnavut isyanında (1911),
trablusgarp'ta (1911-12),
balkan savaşlarında (1912-13)
çanakkale'de (1915),
kafkasya cephesinde (1916),
suriye ve filistin'de (1917-18)
sakarya'da (1921)
büyük taarruz ve dumlupınar'da (1922)... https://galeri.uludagsozluk.com/r/2078100/+
vatanın kendisne ihtiyaç duyduğu, zorda olduğu her yerde o vardı...