gaziantep'te doğup büyümüş, gaziantep kültürünü her yönüyle benimsemiş, yardımsever, sevgi saygı ilkelerine gönülden bağlı güzel yürekli bir insan olmaktır.
ulu önder atatürk'ün de tarihe düştüğü gibi; ''türk'üm diyen her şehir, her kasaba, en küçük türk köyü gazianteplileri kahramanlık misali alabilirler.''
her şehirde yaşayamaz gaziantepli. kolay değil, 250'den fazla yemek çeşiti olan bir şehirde büyüyorsun, sonra gidip yemek kültürü neredeyse sıfır olan bir şehirde yaşıyorsun. bu durumda zordur.
ama kültürünü, geleneklerini hala koruyan, yaşatan insandır, gaziantepli. yemeyi, içmeyi, eğlenemeyi, çalışmayı, ülkesini sever. şuan, gaziantep'te yerli gaziantep'li bulmak çok zordur. ama malasef son dönemde aldığı göçler sebebiyle, antep'in kültürünün k'sini bilmeyenler antepli olmaya başladı. teste tabi tutulmalı bu gibi insanlar. baklava nasıl yenir, antep fıstığı ne zaman olur, dolmalık ne zaman kurutulur gibi sorular sorularak antepli olmadığını az çok anlayabilirsiniz.
Muhteşem kebapları, baklava ve antep fıstığını yerinde yemek açısından şanslı fakat obezite açısından şanssız olmak. Üç günde 1,5 kilo alıp dönmüştüm. O ne yemekler kardeşim öyle. insanları çok güleryüzlü, Antep'i sevdim ben.
baklavacı olmak anlamına gelmez.her antepli baklavacı değildir.bu önemli bilgiyi yazın bir kenara.bir gün lazım olur.unutmayın her antepli lahmacuncu da değildir.
türkmen konargöçerlerin bin yıl önce yurt edindiği türk dünyasının nadide şehrinin sözlükte, tuvalet kağıdından bozma gazetelerde, orada burada kürd toprağı ilan edilmeye çalışıldığını görünce kızmak ile gülmek arasında gidip gelmektir günümüzde.
baba memleketi olmasından dolayı antepli sayılırım. hiç gitmeyenlerin, antep'i geri kalmış zannedenlerinde bir gidip görmesini dilerim ayrıca zengin antep mutfağından istifade etsinler mutlaka. yalnız benim gördüğüm antepliler de birbirini çekememezlik durumu var gibi, bilmiyorum neden.