bu ne güzel isimdir, bu gazi ünvani ne güzeldir. bu ünvani almak icin ne kadar aci cekmistir gaziantep. düsmana degil acliga yenik düsüp 9 ay sonra teslim oldugu icin bu ünvani almistir. vuku bulan aclik ve kitligin bir daha gelmemesi icindir ki, türkiye nin en güzel yemek kültürüne sahip olmustur.
eski adı ayıntap olan ( anlamı: pınarın gözü) güneydoğu anadolu bölgesinin en gelişmiş şehridir. kebabın her türlüsü mükemmel yapılır. nohut dürümü şiddetle tavsiye edilir.
100. yıl parkıyla ünlüdür, rekor kıracak derecede uzundur o park. Havası bir başkadır, ağaçlık yerlere gidildiğinde, heyecanla bakabileceğiniz ağaçların en önemlisi şüphesiz fıstık ağaçlarıdır. Ne çok uğraşır antep'in kadınları o fıstıkları kırmak için. Yine de o kadar uzun uğraşların sonucunda alacakları para üç beş kuruştur. Baklavaları herkes bilir de, o etli, bol yağlı, sulu, köfteli, bol acılı yemekleri alışkın olmayan yiyemez. Nitekim alışkın olmadığımdan oranın yemeklerinden iki üç kere midem bozulmuştu. Yine de en alışkın olmayan bile, yuvarlamaya doyamaz. Ağzı da farklıdır antep'in.. Söz gelimi fasulyeye lolas derler, semiz otuna pipirim, patatese battes..Erkeklerde maçoluk olduğu kesindir ama yine de insanları cana yakındır.
solun ve atatürkcülügün garantörlügünden, yobazliga yatay gecis yapan memleketim. bir kanser virüsü gibi dogudan saran göc bitirmis sehrimi, yaziklar olsun!
her dört kişiden birinin ahmet ismini taşıdığı kebap şehri. geçen sene gaziantepspor-beşiktaş maçı için thy ile yolculuğa başladığımız andan itibaren bu şehri ve damak tadını hissetmeye başladık. uçağın ansızın girdiği türbülans yanımda oturan ahmet isimli gurbette çalışan, antep'li ahmet kardeşimizi tanımaya vesile oldu. ahmet bir yandan hatim indirirken diğer yandan bizi kesip ulan bu manyaklar istanbul'dan antep'e maçamı gidiyor der gibilerinden bakınıyordu. ahmet'in indirdiği hatim kabul görmüş olacak ki çok şükür kazasız belasız türbülansı atlattık. türbülanstan çıktığımız andan itibaren uzun bir sohbete daldık ahmet'le. uçak indikten sonra muhabbeti kadar kendide güzel olan ahmet ısrarla taksiyle bizi şehre bırakma talebinde bulundu, bizimde her daim ruhumuzun bi kenarında bulundurduğumuz sinyalci yönümüz hayır cevabı vermemizin gereksiz olduğunu hatırlattı ve ahmet ile yola koyulduk. evi merkeze yakın olan ahmet bizi iş yerinde misafir edip stada doğru yolculayacakken ansızın yan dükkandan başka bir ahmet daha fırladı ve bu ahmet hasta beşiktaş'lıydı, diğeri gibi bu ahmet'te ısrarla bizi çay içirmeden bırakmayacağını söyleyip işi kebap yedirmeye kadar götürdü. daha sonra ahmet hepten kontrolden çıkıp işi maç biletimizi almaya kadar götürdü. dümenden de olsa yapma ahmet, etme ahmet desekte bu yapılan güzellikler bizi mest etti. daha sonra iki ahmet, bir cemil ve bir serci1903'den oluşan bu güzel ekip stada vardık. stada vardığımızda bu iki ahmetin ortak arkadaşı başka bir ahmet ile karşılaştık. ortalık ahmet'ten geçilmez olmuştu, bu güzel insanlar ne kadar misafirperverse gaziantepspor' da bir o kadar acımasız ve hoşgörü yoksunuydu. beşiktaş'ımız koca ilk yarı rakip kaleye birkez bile gidememişti ve nitekim oynayan ve hakedenin kazandığı bir maç olmuştu. maç bitmişti ama ahmet'in resitalleri yeni başlıyordu. bizi aracıyla havaalanına götüreceğini onunla da yetinmeyip bizi baklava yemeden göndermeyeceğini söylemişti. artık inceden inceden ahmet'in son peygamber olduğuna inanmaya başlamıştık. bizi havaalanına bırakan ahmet uçağa binmeden önce bir anne edasıyla ne yaptınız kaç dakika var uçağına kalkmasına tarzında sorularla hepten bizi himayesine almıştı. artık antep'ten hareket etme zamanı gelmişti. uçak rötarlıda olsa kalktı ve yaklaşık 1 saat 15 dakika içerisinde istanbul'a iniş yaptık, tam kız arkadaşıma haber vermek için telefonu açtım ki sizlerinde tahmin edeceğiniz üzere ahmet aradı ve soru netti, - abi indiniz mi? cemil abi ve beni bir şok hali almıştı ve o gün bugündür memleketimizi soranlara antep'liyik demeye başladık ve biz antep' e aşık olduk.
toplamda 10 tel saçım var ama yine de bilimsel deneyler için 1'ini feda ettiğim şehirdir. kopardım kökünden bir tek saç telimi bıraktım boşluğa acaba dedim uçacak mı? yok arkadaş taş gibi yere indi bildiğin saç teli. yanıyor bu şehir, yürüsem rüzgarım olur azıcık ama bu şehirde rüzgar yok. yanıyoruz ulan itfaiye bir şeyler yap!
lezzetin başkentidir. ciğercisi, kuşbaşıcısı, lahmacuncusu, kebabçısıyla ** hastası olacağınız il. yahu kardeşim bu kadar farklı çeşit yemek mi olur. nasıl memleket orası. hepsinin üstüne bir de baklava. allahhh dadundan yenmez vallaha. sırf yemek kültürü için ziyaret edilebilecek yegane yerlerden.
ha bir de antep'te ciğer sabahları yenir. saat 11'den sonra ciğer zor bulursunuz. tüm aşikan ve pirlerine selam olsun.
yemeği ve insanlarıyla bir başka olan şehir. memleketim olduğu için söylemiyorum ama güneydoğunun en güzel şehridir. antebe gelipte kilo almadan giden de kimse yoktur. güzel memleketimi de karalamaya çalışanlara çok kızarım. gaziantep türkiye nin ticaret te ve sanayi de en gelişmiş şehirleri arasındadır. bence artık gaziantep in çok iyi bir şehir olduğunu kabul etmeniz lazım. batı bölgesindekiler gibi de değildir ayrıca insanları. batıdaki insanlar yabancı birisine çok soğuk davranbilirken gaziantep ve güneydoğuda ki insanlar çok sıcak davranırlar. bana göre aydın, muğla yada istanbul gibi şehirlere bedel olan şehirdir gaziantep.
-6 aydır alışmaya çalıştığım şehir.
-kosmopolit diye ben buna derim dedirten şehir.
-yemeklerine hala alışamadığım şehir.
-gölgesi garip şekilde serin olan şehir.
-daha ne kadar kalıcağımı bilmediğim için şimdilerde sıkıntı veren şehir.