üç yıldır öğrencisi olmaktan memnun olduğum(geçmiş zaman) üniversitem.
başlarda elbette çekincelerim vardı ve hiç de gazili olmak istememiştim. ancak ikttisadi ve idari bilimler fakültesinin müthiş hocaları, çok çok güzel kızları ile bana kendisii sevdirmiştir. ama konumuz bu değil.
gazi üniversitesi akbank ile bir anlaşma yaptı, bu karar uyarınca okul kimlikleri elektronik hale getirildi. ne güzel, teknoloji ama durun... akbank katkısı ile. yani şu demek oluyor: o kimlik kartı artık bir kimlik kartı değil, banka kartının içine gizlenmiş bir kapitalizm oyunu. şöyle oluyor ki: bizler öğrenciyiz ve eğitilmek için yaşıyoruz, oysa bu kart anlatıyor ki biz artık müşteriyiz.
üstelik bu kart zorla verilmiştir, ayrıca kantin harcamalarında artık nakit para kullanılmayacağı ve bu karta yüklenen para ile alışveriş yapılacağı duyurulmuştur. yani başlarda çok da işimizi kolaylaştırıyor gibi görünen elektronik zımbırtı bizi müşteri yapmıştır. okumak için gittiği okulda yemek yiyen bireyler gitmiş yerlerine yemek yemek(harcama yapmak) için okula giden bireyler gelmiştir.
yani sike sike gidip akbanka para yatıracağız. akbank da bunun karşılığında gazi'ye para verecek. aynı zamanda komisyon ile para kazanacak. yani olay gazi ile akbank arasında. o halde bize ne oluyor? biz burda pazarlık konusu olan 66 bin kişilik sürüyüz.
ha tüm bunların yanında nakit kullanılmazsa hayatımızın kolaylaşacağının da bilincindeyim ama neden zorla müşteri yapılıyoruz, neden zorla banka ile tanışıyoruz. işte o apolitikliğini çok sevdiğim gazi öğrencileri(ki hala arkasıdnayım, zira politik olmak hacettepe gibi helaya bile afiş asmak olmamalıdır) bu kez sıçmışlardır. geçmiş olsun efendim. zorla müşteri yapıldık daha ne desem boş.
temiz sayılabilecek bir tıp fakültesine sahip olan milli duyguları güçlü bir ideolojiye sahip "üniversite". en azından öğretim görevlilerinin yazdıklarından bunu çıkartabiliyorsunuz.
bir üniversitenin ideolojisinin varlığının faydalı olup olmadığı elbette ki tartışabilir. lakin, şahsi kanaattir ki, baskılamadığı sürece herhangi bir ideolojinin hakim olduğu bir üniversite, ne idüğü belirsiz olanlardan kat be kat iyidir.
tabi bu iki şartlı fonksiyon bu ülkede herhangi bir küme meydana getirebilir mi? yani mümkün müdür bu iki şartı bir arada sağlayan bir uygulama, orası belli değil.
birşeyden haberi olmayan kişilerin hakkından çokca asılsız ve abartılı bir şekilde yorum yaptığı,Türkiye için nekadar önemli bir kurum olduğu ortada olan,avrupa ögrenci degişim programlarında Türkiyenin en iyisi olan, özellikle merkez kampuste c blogun ünlü olduğu köklü ve son derece modern bir üniversitedir.
öss de hukuk fakültesi ,odtu kamu yönetimi bölümünü geçmiş olan,ve hukuklar arasında ilk 3 te olan;tıp fakültesi cerrahpaşa tıpı geçmiş olan;göz cerrahisi 73 tus puanıyla zirveye çıkmış olan;iibf si zaten ün yapan(türkiye'nin en iyi maliye,vergi ve muhasebe hocalarını yetiştiren:e.gümrük ve hazine müsteşarı nevzat saygılıoğlu,şükrü kızılot,abdurrahman akdoğan,orhan sevilengül,nalan akdoğan..);dişçilik ve eczacılıkta türkiye de ilk 3 te olan ,türkiye nin en kaliteli üniversite hastanesi ne sahip olan,güzide üniversite.''teknik eğitim'' dışındaki tüm fakülteleri mükemmeldir
imajından dolayı orayı kazandığımı öğrenince sinir krizi geçirmeme sebep olan fakat daha sonra rektörümüz kadri yamaç sayesinde imajın hiç birşey gazi üniversitesininse herşey olduğunu öğrenmeme sebep olan okul.
endüstriyel sanatlar eğitim fakültesi diye bir fakülteye sahip üni. *
gelelim aslolan meseleye,
kardeşimin dgs sınav sonuçlarına göre kazandığı üni. ve end.san.eğ.fak. nedir ne değildir merak konusu ve gazililerden bilgi rica ediyorum.
kütüphanesi güzel olan üniversitedir. keşke bizim üniversite de olsa dedirten cinstendir. ama üniversite içerisinde gezince kendinizi üniversiteli gibi hissetmezsiniz. pek sevmediğim ama yine de uğradığım bir eğitim yuvasıdır.
eski adi ankara devlet muhendislik mimarlik akademisi olan okul. ondan onceki adi da yukselis tir. 12 eylul 1980 oncesi anti- fasist mucadelenin en yogun verildigi yerlerden biridir.ulkuculerin devrimcilerden en cok dayak yedigi, en tirstigi devrimci yuvasiydi. simdi ulkucu yuvasi olmasi cok acidir...
ankara'da kurulmuş genelde eşit ağırlık ve sözel bölümlerinin hakim olduğu üniversite. ancak öğrenci teşkilatlanmaları sebebiyle pek hoş olmayan olaylar yaşanan üniversite. kandırılan gençlik mi desek, yoksa arkasında güç arama ihtiyacı duyulan eziklik mi desek, bir şeylere sığınma, kendini illa bir oluşum içine adamak zorunda hisseden kesimin, üniversitenin adını ve sevilme durumunu bugun ki duruma getirir. zira bu teşkilatlanmalar her iki anlamda sağ ve sol olmak üzere; şahsımca yanlıştır. ulan sen öğrenci adamsın senin neyine herhangi bir ideoloji uğruna emir alarak adam dövmek, eğer illa diyorsan ben bir şeyler yapacağım görüşüm için, oku adam ol, vatanına, milletine hizmet et. hatta daha ileri git emir verenler yerinde sen ol, teşkilatlanmanın ne demek olduğunu ve doğruları öğret, hatta iyice öğret kökünü kazı ki, zamanında dökülen kardeş kanlarının sonradan haram olduğunu anlayan zihniyete sende kurban gitme... nefer olma nefes ol...
ayrıca; vatanını kurtarmak isteyen insan önce kendini kurtarmalıdır ki, vatanına sıra gelsin... *
ülkücü tabir edilen grubun beşevlerdeki teknik okullar/rektörlük yerleşkesi içindeki teknik eğitim fakültesinde inanılmaz etkin olduğu, yani hiç de öyle azınlık falan değil, ama onun dışında özellikle iibf'nin mükemmel olduğu, tıp da çok iyi hocalarının olduğu, esef, fen edebiyatta işlerin yolunda gittiği, beden eğitiminde pek çok sporcunun eğitim gördüğü,(voleybol takımının avrupa şampiyonu olduğu) bir gerçektir.
sanıldığı gibi ülkücü faşist yuvası değildir. son derece modern bir üniversitedir... demeyi çok isterdim ama ne yazık ki öyledir. 5 yıl okudum * çok iyi bilirim. etliye sütlüye karışmayan bir insan olarak bir kaç anımı anlatayım böylece üniversitenin tanımını yapmış olurum.
1. yer teknik eğitim fakültesi, arkadaşla yazın kampüste dolaşıyoruz. arkadaş uzun saçlı ve sıcak diye saçını bağlamış 2-3 kişi koluna giriyor "hangi fakültedesin" diyor arkadaş "teknik eğitim eğitim" diyince, "kardeş kuralları bilmiyorsun tamam saç uzat eyvallah ama saçı at kuyruğu bağlamak yasak bi daha olmasın" diyor. evet aynen böyle çocuk saçını bağladı diye dayak yiyecekti valla
2.yine teknik eğitim faültesi, yemekhanedeyiz ellerimizde tabldot tepsiler sıraya girmiş durumdayız tam sıra bize geliyor ki bir kişi bizi itekleyerek önümüze geliyor yemeğini alıyor ve masasında oturan reisinin ayağına götürüyor.
3.birinci sınıftayız okulun ilk günleri top sakallı olanlarla bahçede oturuyoruz bir reis geliyor ve "arkadaşlar birinci sınıfsınız bu yüzden bir şey demiyoruz ama böyle şeyler yasak" diyor. o günden sonra top sakallı kimse yok
4.bir akşam vakti ikinci öğretimde okuyan ve benimle aynı mahallede oturan hoşlandığım bir kızla beraber eve gelirken o kızı seven bir reisin 4-5 adamı tarafından takip ediyoruz. kız arkadaş belli etmeden benden ayrılıp dolmuşa biniyor ben de metro durağındaki otobus durağında bekleyerek kalabalık ortamdan faydalanıyorum. durak kalabalık olduğundan bir şey demiyorlar ama vücud diliyle beni tehtit ediyorlar.
5.zaten ramazanda oruç tutmayan arkadaşların taaa beşevler ya da bahçelievlerde yemek yemesi durumuna bir şey demiyorum bile.
bunlar benim yaşadıklarım. hiçbirinden dayak yemedim ama dayak yiyenlere de şahit oldum. ayrıca bu kişiler savunulduğu gibi az değiller. okulda sosyal etkinliklere sıkça katıldığımdan bunlarla çok muhattap oldum çünkü her etkinlik için bunların onayını alır gibi davranmak gerekiyor. en iyimser rakamla söylebilirim ki sadece teknik eğitim fakültesinde 200-300 arası ülkücü çete üyesi mevcut. özellikle rektörlük ve beden eğitimi kampüsünde sayıları çok fazla ama iibf, tıp, mimarlık mühendislik kampüsünde yok denecek kadar azlar. başka üniversitelerde solcu siyaset yok mu diye savunulması ise komik bir durumdur. yanlışı yanlışla savunmak zaten saçmadır. ayrıca ben solcu üniversite siyasetle uğraşmadığı halde saçından, sakalından, küpesinden dolayı "öldüresiye" dayak yiyen birini görmedim ama gazi de gördük.
iyi yanı yok mudur bu üniversitenin elbette vardır. eğer bu çete üyesi kişileri çıkartırsak öğrencileri gerçekten saf samimi anadolu çocuğudur. ben mezuniyetten sonra 1 yıl hacettepe'de çalıştım ama gazi'deki samimiyetin, sıcaklığın onda biri hacettepe'de yoktur. iibf'de kasıntı tiki tipler vardır biraz o kadar. şahsen sırf bunun için her şeye rağmen tekrar okuma şasım olsa yine gazi derim. eğer gerçekten başkentte anadolu saflığını arıyorsanız gazi bir numaradır.
eğitim deseniz gerçekten çok kalitelidir özellikle eğitim ve teknik eğitim fakülteleri türkiye'de bir numaradır. her geçen gün gözle görülür bir şekilde kalitesi de artmaktadır. ancak ne yazık ki ülkücü çeteler bu kaliteyi gölgelmektedir.
notlarınızı öğrenmek amacıyla internet sitesine girdiğinizde sizi öğretim görevlileriyle ilgili performans değerlendirme anketleriyle karşılayan üniversite. doldurmak zorunda olmasanız da hangi linke tıklarsanız tıklayın karşınıza çıkması ve hepsini cevaplamadan gitmemesi ise oldukça ironik. bilgi işlemdeki arkadaşlara burdan el sallıyorum.
her parkenin bir reisi olduğu söylenir. ama son yıllarda değiştiği söylentileri de vardır. fen-edebiyat ve eğitim fakülteleri eskiye nazaran daha rahatmış.
öğrencilerin ders programları hala açıklanmamış üniversitedir. bölüm sayfasında ders programları mevcuttur lakin alttan dersi çok olan bünye hangi dersle hangisi çakışıo bir türlü ayırt edememiştir.
öğrencilerinin son derece modern, ileri görüşlü hatta laikçi olduğu üniversite. geçen gün bir de, 1947 doğumlu bir insandan üniversitenin 70'lerdeki halini dinledim de, elm sokağı mı? 70'lerde gazi mi? diye sorsalar, hiç düşünmem elm sokağı derim. zira o yıllarda en koyu, en radikal, komunist ağırlıklı okullarda, anlatılan vahşetin %1'i yaşanmamıştır.
--spoiler--
Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişiklikler sonrası, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun ek 17. maddesi başta olmak üzere, gerekli yasal düzenlemeler yapılmadıkça Üniversitemiz Yönetimi kılık-kıyafet konusunda yürürlükteki uygulamaların sürdürülmesinin hukuka uygun olacağı kanısındadır. içinde bulunulan belirsizlik ortamının ortadan kaldırılması için yasama ve yargı organlarının konuya ivedilikle çözüm getirmesini beklemekteyiz
--spoiler--
--spoiler--
Üniversitemizin Mesleki Eğitim Fakültesi önünde 25.02.2008 tarihinde türban nedeniyle öğrencilerce çıkarılan kargaşada Kanal D muhabirlerinden Taşkın URAL ve Orkun ÖZün saldırıya uğraması Üniversite Yönetimi olarak bizlerde derin üzüntü yaratmıştır. Olaya adı karışan öğrenciler hakkında soruşturma süreci başlatılmış olup gereği yapılacaktır.
Olayı kınıyor, değerli basın mensuplarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
--spoiler--
üniversite tercih formuna yazmayı aklımın ucundan dahi geçirmediğim iyikide geçirmediğim. faşistlerle dolu youtube'da videolarını izlediğimde dehşete kapıldığım ankarada bir üniversite. eski okuyanların keşke başka özgür olduğumuz bir yerde okuyabilseydik, şimdi okumakta olanlarında beddua ile andığı üniversite.
kamuoyunda oldukça yanlış bir imaja sahip olduğunu üzülerek vurgulamak istediğim ilim irfan yuvası...
hakkındaki eleştirilerin çoğu kulaktan dolma bilgilerle yapılmakta, gazi faşisttir, gazi öcüdür, önünden bile geçilmez gibi marjinal iddialara inanmamanızı, yaklaşık 3,5 sene okuduğum tıp fakültesindeki duruma bakarak da, bu iddiaların büyük bir çoğunun gerçekle uzaktan yakından alakası olmadığını özellikle vurgulamak isterim, şimdi bu yazdıklarımdan tüm öğrencileri sütten çıkmış ak kaşıktır teması çıkmasın ama, orana vurduğunuzda bu apaçilerin çok küçük grupçuklar olduğu ortaya çıkmakta, fazla haksızlık ediliyor bu üniversitemize bence...
şu anda bitirmek için savaştığım çapa'yla kıyaslayacak olursak da eğitim kalitesi, öğrencilere sağladığı imkanlar ve de son model teknolojik cihazlar konusunda çapa'dan daha kötü olduğunu söyleyeyem, hatta daha iyi bence...
bir de vakti zamanında sık sık uğradığımız iibf'si var ki akıllara zarar, hem kızları hem de öğrencilerine sağladığı olanakları...
şimdi gecenin bi vaktinde nerden esti bunlar kafama, ankara'yı, gaziyi ve gazilileri özlediğim için mi ? olabilir de olmayabailir de !
ne yazik ki ana kampüsteki şekilci çük kafalar yüzünden insanların yanlış genellemelerine maruz kalan tercih sırasında çok büyük bir önyargıya kapıldığım ancak mühendislik mimarlık fakültesinde geçirdiğim 2 yılın ardından kesinlikle böyle bir durumun sözkonusu olmadığını yeni nesillere aktarmayı kendime bir borç bilirim. eğitimi de gayet zor ve üst düzeydedir ayrıca makina bölümü imzaladığı akredizasyon anlaşması kalitesini bir kat daha arttırmış * ve en iyi 3 mühendislik fakültesinden biri olduğunu göstermiştir.
Teknik eğitim fakültesi ve dolayısıyla merkez yerleşkesindeki ülkücü yapılanma haricinde çok kaliteli işlere de imza atmış bir üniversitedir. Özellikle besyo ve iibf de türkiye'de hatırı sayılır bir üniversitedir.
(bkz: şükrü kızılot)
