şarap şişesinin dibi göründü. tüh yine sabaha mı kaldık. hani biz saçmalıyoruz ya, içiyoruzdur değil mi ? acayip derecede saçma genellemelerin döndüğü sözlüğün maskeleri en usta kullanan yazarlarından biridir gazet34. zararsızdır, etliye sütlüye karışmaz, usta tuzlama çıktı mı ? pardon o başka bir mesele...
sevgili gazet34 içine düştüğü gaflet uykusuna öyle çok gömülmüş ki, duymak ve görmek istemiyor bazı şeyleri. aynası da yokmuş zaten. baksaydı... neyse, sözlüğün en iyi yazarıdır diyelim, belki susar. belki de kanatlanır, başka bir sanal oluşuma uçar. o zaman da kınamı isterim.
usta tuzlama çıktı mı ?
edit: tuzlama eh işte, değişir kişiye göre. güzeldir belki de.
üstelik bu ergen yazarımız beni fişlemeden dakikalar önce mesaj kutumdan bağlama çalmakla ilgili sorular sormuş, bana hocam demiş ve hürmet göstermiştir. hiç zorunda olmamama rağmen ben de müziğe ilgi duyan herkese davrandığım nezaketle kendisinin bütün sorularını cevaplandırmışımdır. hem de uykusuz şu halimle.
kendisine insanları hissiyatıyla yargılamaya hakkının olmadığını hatırlatıyorum. ben gidip 5816 sayılı kanuna rağmen atatürk'ün büstünü mü kırdım? ya da anıtkabir'e gidip atanın yüce huzurunda osurdum mu? hayır. sadece sevmediğimi çeşitli şekillerde beyan ettim. bu tür tahammülsüz homo erectuslara en güzel ceza da kendi rumuz sayfalarına şunu yazmak olacaktır herhalde.
atatürkü sevmek zorunda değilim! ve evet sevmiyorum.
hakkari'nin ırak'a verilmesini savunan bir yazara cevap olarak
`bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
düşün altında binlerce kefensiz yatanı
sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı`
dizelerini yazarak beni etkilemiş yazar.