eşitlikçilikle bir halkın üstünlüğünü savunmayı aynı kefeye koyan yazar.
bildiğinden değil belli ya, ikisini birbirine karıştırmasın. her halkın, her ezilen halkın adı çıkar bizim ağzımızdan.
hakkari'nin ırak'a verilmesini savunan bir yazara cevap olarak
`bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
düşün altında binlerce kefensiz yatanı
sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı`
dizelerini yazarak beni etkilemiş yazar.
üstelik bu ergen yazarımız beni fişlemeden dakikalar önce mesaj kutumdan bağlama çalmakla ilgili sorular sormuş, bana hocam demiş ve hürmet göstermiştir. hiç zorunda olmamama rağmen ben de müziğe ilgi duyan herkese davrandığım nezaketle kendisinin bütün sorularını cevaplandırmışımdır. hem de uykusuz şu halimle.
kendisine insanları hissiyatıyla yargılamaya hakkının olmadığını hatırlatıyorum. ben gidip 5816 sayılı kanuna rağmen atatürk'ün büstünü mü kırdım? ya da anıtkabir'e gidip atanın yüce huzurunda osurdum mu? hayır. sadece sevmediğimi çeşitli şekillerde beyan ettim. bu tür tahammülsüz homo erectuslara en güzel ceza da kendi rumuz sayfalarına şunu yazmak olacaktır herhalde.
atatürkü sevmek zorunda değilim! ve evet sevmiyorum.