"gayrı dayanamam" der bedia akartürk, "dayanılır mı be bedia abla" derim, sözümü bitirmeme izin vermez. "ben bu hasrete diyecekken", tam o ara, sus deyip, parmaklarımla örterim dudaklarını. "sen sus ben söverim be abla..." hay ben bu feleğin derim, hay bu gurbetin...
madem götürmüyorlar gidenler bizi, kalk beraber gidelim diye teklif ettim, şarkının sonunu beklemeden. iki damla gözyaşımı sildi. haydi dedi, haydi kalk gidelim...
eğer gelmek isterseniz bizimle, şarkının sözleri aşağıda... bekleriz...
gayrı dayanamam ben bu hasrete
ya beni de götür ya sen de gitme
ateşin aşkına canım yakma çıramı
ya beni de götür ya sen de gitme
yar sineme vurdun kızgın dağları
viran koydun mor sümbüllü bağları
hüseyn'im geçiyor gençlik çağları
ya beni de götür ya sen de gitme
sen gidersen kendim berdar ederim
bülbül gül dalına konmaz niderim
elif gaddim büker kement ederim
ya beni de götür ya sen de gitme
hasretin,gerçekten dayanılmaz bir hal aldığı,buram buram yar ın hasreti ile yanıldığı, tatlı hasret acısının, çekildiği ,35 lik rakı,peynir ve karpuzun da yanında meze yapıldığı,sanat şaheseridir ki; "ak kardeşim sen de hiç mi allah korkusu yok böyle sanat mı yapılır,seni bizim allah mı yarattı" diyesi geliverir insanın.bedia akartürk ten dinlenmesi tavsiye edilir.
insanı derinden etkileyen türkü. şimdiye kadar hiçbir şarkı, türkü, film, dizilerde tek damla gözyaşı dökmemiş bana, hayatımda ilkkez belki de en savunmasız anımda aniden tv'de belirerek gözyaşı döktürmeyi başarmıştır.