özellikle vaktinizin en bol olduğu öğrencilik yıllarında çok dinlenen, o dönemden güzel hatıraları anımsatan, muhteşem sözlere, güzel bir melodiye sahip dss sarkısı
hadi güzelim ha gayret
hele sıkı dur, hele sabret,
başını eğme dik tut,
bu bir rüyadır elbet. *
ayrılığın ilk şokunda, yüzde süzülen damlacıkları okşayan bir şarkıdır.
hele de yüksek sesle bağıra çağıra söylenirse..
terkeden, bırakıp giden, onca yıllık ilişkiyi verilen emekleri bir kısa mesajla bitiren sevgilinin arkasından defalarca dinlenen akabinde ağlanan daha önce içmemene rağmen birde sigara yaktıran harika bir şarkı.
sevgiliye hasret çekerken, sözlüğe girip kafamı dağıtmak isterken tam da sol frame'in en üstünde karşıma dikilen ve aklıma gelmesiyle birlikte belli bir aradan sonra listeme alıp tekrar tekrar dinlemeye başladığım allah sonumu hayretsin şarkısı...
öyle bir şarkıdır ki insanın her başa sarışında 1 bira bitiresi gelir, aşık değilken aşık olası, aşıkkense insanın .mına koyan bi şarkıdır.
Gitarın üst teline basıldığı andan itibaren bam telinize basıldığını hissettiren şarkıdır. Ortalama bir türk rock grubunun* şarkısı için fazla komplike ve melodiktir. Sözleri de yakıcı etkiye sahiptir.
edit: düş sokağı sakinleri'nin iki vokalini rahat rahat kıyaslama imkanı veren şarkıdır aynı zamanda.
haftaladır diyorum bu şarkı hakkında birşeyler yazayım. her dinleyişimde yazmak istiyorum ama bu şarkıda kelimeler kifayetsiz kalıyor.
bu şarkıda gerçekten murat çelik kendini aşmış bir şekilde, transa girmiş bir biçimde şarkıyı söylüyor. hissederek söylüyor, şarkıyı yaşıyor.
müzik kimin eseri bilmiyorum ama hakkını vermek gerekir ki muhteşem ötesi bir müziktir. her tonu isnanın içinde var olan melankolik duyguları kabartıyor.
gerçekten bu şarkının geceleri dinlenmesi hele hele alkol eşliğinde dinlenmesi insanı intihara yönlendirir.* aralıksız aralıksız dinleyince yaptığınız hiçbirşey anlam kazanmıyor gözünüzde. şarkının içinde oluyorsunuz resmen.
müzikten bahsetmiştim tekrar bahsedeyim. olağanüstü, olağanüstü ve olağanüstü. diyecek laf bulamıyorum.
şarkı sözleri hakkında yazacak şeyler o kadar uzun, o kadar iç burkucu, o kadar hüzünlendiriciki insanı delirtebilir bu sözler.
gitmem gerek bu şehirden
bir rüya oldun sevdamın gergefinde...
eğer yaşamak istemediğiniz bir yerde yaşıyorsanız bu sözler çok yıpratıcı kesinlikle. artık kurtulmak istiyorsanız çok kötü.
bak cesaretim yok artık
geç oldu yorgunum
yine deli oldum sayende
saçında rüzgar
deneyip deneyip yenildiyseniz gerçekten insanın cesareti olamıyor artık.
şimdi öyle uzak ki geldiğim yollar
gerçekten olayın bittiği yer burası. dediğim gibi geri dönmek istiyorsanız ve dönemiyorsanız bu bölüm insanı öldürüyor.
yanlış bir öyküdeyim beni yeniden yaz `
bir üst satırda olayın bittiği yer burası demiştim yanılmşım... bu söze denilecek hiçbirşey yok.
gayret et güzelim elini uzat
ha gayret güzelim gayret
biter elbet bu yağmur sabret
gecenin bir vakti evde tek basina veremem sana acimi ile birlikte dinlenince insani huzunlere baliklama daldiran, gece gece kendini alip yollara vurma istegi uyandiran dss saheseri.
gün doğumunun ilk ışıklarıyla meğer sanaymış yolculuğum.. içimde birşeyler kopuyor yine, boğazım düğümleniyor. gitmeliyim: başka bir şehre, başka sokaklara, şirin bir sahil kasabasına, başka umutlara.. herşeyi, herkesi geride bırakıp gitmeliyim. giderken yaşadığım şehri, sevdiğim adamı, acılarımı, anılarımı, güvende olma duygumu hatta kendimi de bırakmalıyım. beklemeli bir arayışla eğreti yaşanmazki bu aptal şehirde...
görünüşün ne denli mutlu olsada içine oturmuşsa acının, hüznün kara yüzü ve bir yanlış varsa ortada ne derece büyük olduğunu önemsemiyorsan yaptığın yanlışın işte kaçış zamanı gelmiş demektir..
düşünmek için çok vaktin yok. haydi topla bavulunu!
sabretmeniz gereken zamanlarda mırıldanmak faydalı olabilir, güçlendirir, tahammülü artırır * diye düşünme gafletinde bulunursanız, depresyonun dehlizlerine sürüklenebilirsiniz. zira çok içli, çok ağlak, çok dertli, çok bunalım, çok güzel şarkıdır.
müziği, insanı alıp götüren şarkıdır. ve o müzik, böyle anlamlı sözlerle birleştiğinde, insanın içini burkan, dokunan, hırpalayan bir şarkı çıkar ortaya..
kendini hiç bir yere ait hissedememe durumunda, o anda bulunulan şehir için söylenebilecek söz öbeği..her sene bursaya gelirken söylediğim söz..şehrin ne suçu varsa..
"Dedin, "Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim.
Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet.
Yazgıdır yakama yapışır neye kalkışsam;
ve yüreğim gömülü bir ceset sanki.
Aklım daha nice kalacak bu ülkede.
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam
hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma,
yıllarımı kıydığım boşa harcadığım."
Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler
bulamayacaksın.
Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede yaşayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma,
Bir gemi yok, bir yol yok sana.
Değil mi ki hayatını kıydın burada.
bu küçük köşede, ona kıydın demektir bütün dünyada.