gata

    3.
  1. Sultan Abdülhamid adı verilmiş nedense. Neden sorunlu ve arızalı padişahlara karşı hastalıklı bir ilgi var. Hem neden padişah isimleri. Yahu bir tane ilim adamı, doktor yetiştirmedi mi bu ülke...
    7 ...
  2. 19.
  3. ismiyle iyileştiren hastane. (cem yılmaz)
    doktorların tek tedavi yöntemi vardır ki o da şu şekilde işlemektedir:

    + sonraki gelsin!
    - benim sıram, benim..!
    + evet gelin içeri..
    - hemen söyleyin doktor bey acelem var da..
    + gata!
    - sağolun, şimdi daha iyi hissediyorum. iyi günler.
    + hadi iyi günler.

    * * *

    + sıradaki...
    - iyi günler doktor bey.
    + iyi günler. neyiniz var?
    - valla biraz hevesim var, biraz da göresim...
    + ne saçmalıyorsunuz?
    - asıl sen ne saçmalıyosun doktor!? söyle de şu kelimeyi gidelim!
    + şurda 3 kuruşluk eğlencemiz var yani...
    - hadi hadi sıçtırtma eğlencene..
    + tamam bee sus.. "g a t a !"
    - oh be! hadi eyvallah. mucuk.
    5 ...
  4. 2.
  5. gata olarak bilenen askeri hastaneydi.

    haydarpaşa'da bulunanın adı artık değildir. ismi değiştirilmiştir.

    http://www.hurriyet.com.t...smi-degistirildi-40209441

    yeni adı ise "Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi".
    4 ...
  6. 22.
  7. 13.
  8. öğrencileri kara harp okulu öğrencileriyle anlaşamayan okul.

    edit: eksilemen bu gerçeği değiştirmiyor.
    4 ...
  9. 26.
  10. Ak partinin ne kadar varan millet (!) sevdalısı olduğu zaten tsk ile bu kadar uğraşıp dibine dinamit koymasından belli değil mi?
    3 ...
  11. 5.
  12. 1898 yılında "Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane" olarak istanbul'da kurulan o günden bugüne Türk tıbbına en büyük katkıyı yapmış olan ve Ankara, istanbul Tıp Fakültelerinin kurulmasında gerek öğretim üyesi gerek bina olarak büyük yardımları olan ilim irfan yuvası. O yıllardan itibaren tabip subay yetiştirir.Turk tıbbının ilklerini yaşatmışlardır. Milli mücadele yıllarında saygıdeğer doktorlarımızın Anadolu'ya geçmesiyle Ankara'ya taşınmıştır. Burdaki hastanesi ilk 1941 yılında Cebeci'de kurulmuş olup daha sonra 1953'te bahçelievlere, en son da 1971 yılında bugünkü yerine yani etlik'teki alanına taşınmıştır.Yaklaşık 1 milyon metrekare üzerine oturmuştur. Bugün bünyesinde hastanenin yanında bir tıp fakültesi, bir hemşirelik yüksekokulu, bir sağlık astsubay meslek yüksek okulu barındırır.

    Günümüz itibariyle akademi harp okulu mezunu bir korgeneral( Korg. Necati ÖZBAHADIR), dekan ve baştabip olarak da bir tabip tümgeneral (Prof. Tbp. Tümg. M. Zeki BAYRAKTAR)tarafından idare edilir. Geçtiğimiz yıl itibariyle hastane sivillere de açılmış durumdadır.

    Tıp fakültesine askeri öğrenci olarak alınan ve 6 yıl sonra tabip teğmen olarak mezun olan öğrenciler tibbiyeli olarak bilinir ve komutanlarına bu şekilde tekmil verirler. Diğer tıp fakültelerinden farklı olarak burada askeri öğrencilere beden eğitimi, askeri eğitim gibi dersler verilmektedir. Bu öğrenciler mezun olunca tus(tıpta uzmanlık sınavı)'a girmektedir kazanmaları halinde uzman tabip olarak hastanelerde devam etmekte aksi halde ise kıta görevlerine verilmektedirler. Bugün itibariyle Ankara'daki hastanesinde 10'a yakın tabip tuğgeneral, bir tabip tümgeneral bulunmaktadır.

    istanbul Haydapaşa'da bir de eğitim hastanesi mevcuttur.
    2 ...
  13. 21.
  14. sanıldığı aksine başörtülü insanların ve sivillerinde girebildiği tsk'nın tıp akademisi, türk tıbbına çok sayıda başarı kazandıran üniversite hastanesi.
    2 ...
  15. 9.
  16. morgun kapısında, morg degil de şöyle bir tabela vardır; cennet kapısıdır.
    2 ...
  17. 24.
  18. bir ara ordunun doktor ihtiyacını bir an önce karşılamak için 5. sınıf sonunda öğrencileri mezun ederek gözümde bitmiş okuldur. askerde bu 5 yıllık doktorlardan biriyle çalışma fırsatım oldu. daha doğrusu biz deli gibi poliklinik yaparken o odasına kapanıp tus çalışıyordu. bir gün nasıl olduysa bir askeri muayene etmek zorunda kaldı. yanıma gelip
    "bu asker boğazının ağrıdığını söylüyor, bir de sen bakar mısın?" dedi. ben de baktım ve
    "evet tonsillalardaki kriptaları görmüyor musun? tipik kriptik tonsillit. hiperemi de var" gibi birşey söyledim.
    "haa, öylemi? n'apıcaz peki?" dedi.
    içimden "oha" dedikten sonra tedaviyi söyledim. askeri gönderdikten sonra yanıma gelerek bunun hayatında gördüğü ilk gerçek hasta olduğunu, gata'da hastalarla hiç teması olmadığını söyledi.
    içimden bir "oha" daha çektikten sonra "takma kafana, alışırsın" dedim.
    ankara'da okurken hemen karşı sokağında oturduğum ve hergün hacettepe'ye gidip gelmek için karşısında otobüse bindiğim, bazen de "ulan hacettepe yerine gata'da mı okusaydım acaba. hem aileme de yük olmazdım" dediğim ve mezunlarını görünce "verilmiş sadakam varmış" dediğim fakülte.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük