sinir olunası durumdur. bu anda garsonu dövmek ayıp değildir. neden sabırsız olup da insanın önündeki bitmemiş içeceği alır ki? şöyle bir durum da var tabii; belki daha fazla içilmeyeceğini düşünüp almış olabilir ama insan onu bilemez di mi?
olaya bir de garson elemanımızın yönünden bakarsak, bütün bir günü sadece bir fincan çayla cafede geçiriyorsanız elemanımız size bir mesaj mahiyetinde bunu yapabilir.
garsonun geçerken alıyım bi daha uğraşmayayım diyerekten gerçekleştirdiği olaydır. çay içilen bir ortamda başa gelmiştir. bardağı vermemekte diretir "dur ben sonuna kadar içecektim onu" tarzında gasona bakarsanız size afiyet olsun diyerek bardak götürülür o son kısım içe dert olarak kalır.
rezil olmasına sebep olacaktır. kafede yaşanmıştır, tükürük saçaraktan olayı anlatan arkadaşımın kahvesini alıp götürmeye yeltenmiştir garson. arkadaş bardağa asılır, "sen mi içeceksin, nereye?"
adam kıt kanat yaşıyor, azıcık maaşla yaşamaya çalışıyor. yürüyor, önünde bir bardak görüyor. müşteri ilgilenmiyor, bari alayım da bir daha gelmeyeyim diyor. suç mu? ***
garson o içeceği öylesine sahiplenmiştir ki! siz bilmezsiniz sayın burjuva yazarlar... o içecek hazırlanıp gelene kadar en az 5 kişinin dil darbesini ve en az 3 kişinin parmak darbesini yemiş, sindirmiştir. dolayısıyla artık kendi malları sanarlar. size getirirken de öyle nezih görünür ki!
- kahretsin o kadar klas bir cafe ki burası! ehe ehe ehe! aha sen de yedin!
kendimden biliyorum, hep bu kelimeyi tekrarlayarak siparişleri götürdüm şimdiye kadar. iğrencim lan. garsonlarla birlikte tabii. ohş.
Şu hayatta anlam veremediğim birkaç hareketten biri. "Oturtuğun yeter kalk siktir git" mi diyorsun? Sipariş vereceğim varsa da vermiyorum amın feryadı seni.
