geçen bir cafedeyiz. garson yandaki masaya çay servisi yaparken çayı sehven masadaki oğlanın pantoluna döktü. oğlan öfkeyle garsona " bu pantolon 2.000 lira. biliyor musun sen!" demesin mi! O AN iÇiMDEN DEDiM Ki KALK AYAĞA DiKiL OĞLANIN BAŞINA " ULAN KRO O pantolonla çay mi içilir! Cappuccino iç, White Chocolate Mocha iç!" DiYE BiR AYAR VER. SONRA BOŞVER AMAN DEDiM.
kimsenin hiç kimseyi aşağılamaya hakkı yokken hadsizlğin alasını yapmaktır. sen kimsin koduğum diyesim gelir benim şahit olduğumda ama şahsi bir durum olur o ayrı. işini yapmaz sallamaz seni yada bir terbiyesizlik olur ne biliym. o şekilde şikayetlerim olmuştur mesela. meslekle değil mesleğini haketmemekle alakalı.
Hayatımda ilk defa 2 hafta önce yaptığımdır. 8 kişi bir cafeye gittik ve yemek de yenecek. Garson geldi elinde hiç bir şey yok. Yemek siparişi vereceğiz dedim. Verin dedi. Elinizde hiç bir şey yok nasıl aklınızda tutacaksınız dedim. Tutarım ben dedi. Verdik siparişleri ve neredeyse hepsi yanlış geldi.
Ben de garsonu bir güzel haşladım. Tek lokma yemedik, hesap da vermedik.
insanların egolarını yükseltmek için yaptığı en büyük eylem, iki çay içerek ego yükseltmek maliyeti ucuz bir fiil. lakin garson haksızsa ortada abes bir durum yok, ama yoktan yere garsonları azarlayan insanlar dünyada ki en zayıf varlıklardır.
eskiden bir arkadaşım vardı işyerinden. kızın en büyük zevki garsona kızmak, laf sokmak, azarlamaktı. sonra anladım ki kendisinde var olan aşağılık kompleksini bu şekilde yenmeye çalışıyormuş.