kendini birinci sınıf restauranta hisseden uç kuruşluk adamların bu çatal niye böyle, bu bardak lekeli, örtü pis diye bitmek bilmeyen isteklerine yetişebilmesi için işten atılma korkusuyla tir tir titreyen çalışanlara bağırması olayıdır.
buradan bu tiplere sesleniyorum; ulan öküz alt üstü kuru fasülye pilav yiyecen ortalığı niye alt üst ediyon.
ya garsonu kendinden alcak sanıyordur, ya kendini ustun sanıyordur.her vaziyette essek sudan gecip gitmesine ragmen dovmeye devam edilmelidir.ağzıyla burnu yamulup, konum değiştirmelidir.bak gaz geldi.
eğer ki garson işini doğru düzgün yapmıyorsa haklı olan kişidir zira 2. sınıf bir lokantada yemek yesede işler doğru düzgün olmalıdır zira o kişide 1. sınıf bir holdingte çalışmamasına rağmen yaptığı en ufak bir hata sonucu patronundan fırça yemektedir.
ne var lan ne var diyesi gelir garsonun, bin tane müsteri var lan görmüyomusun dingil diyebilmeli garson kişi o insana. ha bide unutmadan beğenmediysen kalk git kendin al diyebilir o garson. unutulmamalı ki o da bi insan *
garsonun muhtemelen balık restoranında çalıştığı şefinde kendini soğuk hava deposu sandığı sanrıların henüz tüyü bitmiş cinsellendirme baladlarıdır ki bunlar tarih kadar eskidir garson henüz kıza sarkmamıştır lakin ihtimal dahilindedir, bu noktada hadron çarpıştırıcı bir mekanizmanın atom altı tiriplerinde neşet ertaş ta çalabilir
türkiye de insana saygıdan bahsedildiğinde mangalda kül bırakmayan ama lokantada garsona, bankada müşteri temsilcisine , trafikte önüne gelene bağıran tiplerdir ve ne acıdırki ülkemizin tamamına yakınını kapsarlar.
o garson canına tak ettiği bir gün işten çıkmaya karar verirse, garsonun şerrinden ancak allah'ın koruyabileceği tiplerdir.
yiyip, içeceğiniz şeyleri taşıyan insanların zorlandığı vakit yapabileceği orospuluğun sınırı olmadığını bilen kişi zaten bu tür aşağılık davranışlarda bulunmaz.
canını dişine takarak çalışıp az kazanan kişiye insaflı davranmak gerekir. yoksa bir gün "kazayla" yüzüne fokur fokur kaynayan bir tabak çorba veya kızgın yağ dökülürse ömür boyu aynaya bakıp "allah'ımdan mı buldum, gerçekten kaza mıydı acaba..?" diye düşünür durur insan.