ne günlere kaldık. yolda para bulup sahibine teslim eden insanı kahraman ilan ediyoruz. bir insanın zaten yapması gereken bir şeyi yapması bize anormal geliyor. garson meselesi de öyle. garsona teşekkür eden insanı övüyorsak çoğu insan teşekkür etmediği için. yani aslında yozlaşıyoruz toplum olarak.
Emeğe saygısından dolayı teşekkür eden müşteri.
Çalışanın mutlu ve umutlu olmasını sağlar, kendisine teşekkür edilen çalışma daha mutlu olur, çevresine karşı daha naif olur, bu da müşteriye pozitif enerji olarak döner.
Win 2 win durumu oluşur.
Garsonun da insan olduğunu hatırlayan, o kişinin tek hayatımın garsonluk olmadığını bilen kişidir. Türkiyede maalesef hala zorunlu nezaket kurallarında çok zayıfız. Yada insanlara iyi şeyler söylerken cimri eleştiri yaparken çok bonkörüz. Teşekkür etmek, iyi günler demek sizi öldürmez arkadaşlar.
aklıma askerlik geldi yemek bölümündeyken kantıncisi bulasıkcısı camaşırcısı gelır benden yemek alırdı bı nevı orda bana muhtaçtı sonra ben ordan cıkıp kantıne gıdıp ordan sıgara alırdım kırlılerım geldı zaman çamaşırhaneye gider verirdim
sımdı bunu nıye anlattım insan insana muhtaçtır su garson su kurye şu çöpçü diye bişey yok gün gelir sen onun işini yaparsın gün gelir o başkasının işini yapar bu dünya böyle kimse kimseden üstün değil..
kim olursa olsun bir nezaket örneğidir. garson, kasiyer, bakkal, satış elemanı, satış müdürü, vesaire... sonuçta bir mal/hizmet/bilgi/destek alıyorsun ve sana yardımcı olan kişiye teşekkür etmen gereklidir. bunu bilip de yapmamak çağ öncesinden kalma angutluktur.