Memduh Ün imzalı eser, Charlie Chaplin’in ilk uzun metrajlı filminin gerçek anlamda kültürel bir yeniden çevrimidir. Kemal Sunal ile Nilgün Saraylı’nın ‘baba-oğul’ ilişkisinden oluşan duygu dolu ve eğlenceli anlar ise dikkat çekicidir.
kemal sunal'ın oynadığı bir filmdir. film çok acıklı olmakla beraber oyuncuları çok doğaldır. insan ister istemez soruyor, bu kadar sahici oynanır diye.
Başkalarının 87 milyon euro'sunu aklamayı kendine namus meselesi edinmiş asgari ücretliler, 3 ay önce kahraman polis deyip bugün katil polis diyen solcumsular, yargı sistemi sadece gruplar arasındaki intikam aracı olan bir ülke, bir de bu ülkeyi seven bu ülke için canını verebilecek saf insanlar. Ne biçim bir yer lan burası?
eklenmediğine şaşırdım. bu işide bana bıraktığı için sözlük yazarlarını kınıyorum.
bir servet kocakaya şarkısıdır. bu da sözleri ve şiiridir;
Ölse kimin umurunda kimsesi yok garip garip
Aynı benim durumumda kimsesi yok garip garip
Garip garip
Aynı benim durumumda, kimsesi yok garip garip
Kimsesi yok garip, garip, garip, garip
Yüzünde yaş izleri var hayal dolu yüzleri var
Ne karanlık gözleri var, kimsesi yok garip garip
Garip garip
Ne karanlık gözleri var, kimsesi yok garip garip
Kimsesi yok garip, garip, garip, garip
Şiir
Hâlâ simit satıyor içindeki çocuk
Kazandığı parayla mendil satın alıyor
Trafik ışıklarının alıngan çocuklarından
Mendiller yetmiyor gözyaşlarına, çünkü
Genetik şifre çözülmüş neylesin çocuk
Hem diyarbakırda kiralık bisiklete binmekte kolay
Filistinde elleri kalem yerine taş tutan bir çocuk olmak
Dahada kolay
Kar yağarken sokaklara mahkum olmak zor
Kar yağarken sokaklara mahkum olmak
Kar yağarken, kar, garip, çocuk, çocuk, çocukkkkk
Dünyası yok ahreti yok hiç bir yerde kısmeti yok
Yüreğinde dertleri çok, kimsesi yok garip garip
Garip garip
Yüreğinde dertleri çok, kimsesi yok garip garip
Kimsesi yok garip, garip, garip, garip
çok seviyorum bu kelimeyi.. kelimelerimin kifayetsiz kaldığı anlayamadığım durumlarda kullanırım en çok.. sorguyu başlatır bende.. gizemli debir havası vardır bu kelimeden yoksa yükle yükleye bildiğin kadar sıra dışı anlamı..
kemal sunalın hep ağlatıp hem güldüren en iyi filmlerinden biridir. bir sahnesinde halaa gülmekten yarılırım.
kemal sunal kayıktan bulduğu bebeği eve getirir. ve ev sahini şaheser abla sorar.
şaheser abla: aaa nereden peydahladın bu çocuğu
kemal abi: kayıktan.
şahaser abla: hadi oradan zevzek kayıktan çocuk mu olur.
kemal abi: senden oluyor da kayıktan neden olmasın.
rahmetli sen ne güzel adamsın yahu.