kıçımla büyüttüğüm, kıçıma hürmet etmez ise öldükten sonra boka batacağını aşıladığım ve bir kaç propaganda fw mail ile destek verdiğim inanışın çocuğu, ateist kıçına bile inanıp, tapabilirdi. hatta şu an bana kendi inançlarına saygısızlık ettiğim için eksi veriyor olabilirdi.
diyorum ki, ailenin tecavüz ettiği beyinler hastalıklı oluşumlara sebebiyet verebilir. hatta sürekliliğini sağlayabilir.
allah yazan bir balık, ya da afet sonrası görülmek istenen bir -kıyamet- yazısı gibi, uçan spagettiye duyulan inanç'da ketçap sevmeyen biri için, ölüm sonrası ketçaplı makarna yememek için duyulan bir hürmettir, itaattir. ketçap sevmediğiniz için iyi olup fsm'ye inanıyorsanız, biliniz ki ateşten korktuğu için iyi olan biri ile aranızda bir fark olmayışıdır inançlarınızın farklılığı. işin yaşamsal boyutu, korku güdüsünün dayatılıp, otoritenin kısıtlamalarına ya da alkışlarına ihtiyaç duyularak yaşamamızdır. korkunç olan işte tam budur. ne üzerin de allah yazan bir balık, ne fiskiye meryemin sureti ne de götünden lav püskürten afrika örümceğidir korkunç olan. garipliklere inanmanın aksine, doğumsal özellikleri ya da yaftalanan görüşleri garipse. garipse ki birey olabilmeyi başarabilesin.