anlatayım daha 10 yaşındayım rahmetli annemi ikna ettim abimle Kozyatağı Carrefoura gittik sene 1997 vitesli bisiklet alacağız gezdik dolaştık akşama kadar hangisini beğensem abim paramız yetmiyor dedi oradan bişey alamadan eve geri döndük, semtimize geldik bi mobilyacının koltuk takımı yatak odası satan bi mağaza kapısında duran vitesi olmayan bisikleti aldık markası bile yok piyasa malı. ben ne yaptım ilerleyen zamanlarda hurdacı hurdacı gezip onu vitesli bisiklete çevirdim. onu 5 sene kullandım. bendeki bu azim sonradan gelmemiş doğuştan Allah'ın lütfu demek ki.
Bugün eşimle konuşurken aklıma geldi bir anım.
Bir seferinde evde bir şey yok diye soğanlı yumurta yapabilmişti annem. Bende o yıllarda soğan yiyemiyordum. Yemeklerde de ayıklıyorum. Çok aç olmama rağmen hiç aç olmadığımı, çok uykum olduğunu söyleyip gidip erkenden uyumuştum annem üzülmesin diye.
staj gördüğüm geçen yıl, paramı kazağa verdiğimden parasızdım. o gün de eğitimim vardı, eve akşam gelecektim, yalnızdım ve acıkmıştım. "sabah simit yedim bari yemek yiyeyim" dedim ve sadece bulgur pilavı istedim. o gün oraya uğrayan bir adam "sizin bugün yemeğiniz benden olsun, benim karttan öderiz" demişti. çok mahcup olmuştum.