19 haziran 1978 yılında doğmuş
lazanya ve kahve düşkünü
pazartesilerden ve postacılardan nefret eden
italyan asıllı
tembel, miskin, şişman bir kedi.
aşmış yaratık.
sloganımın yaratıcısı ki şudur: ''15 gündür rejimdeyim tek kaybettiğim iki hafta''
jim davis'in saheseri
alın size diyaloglarından bir kısmı:
-jon>garfield yeni rejim kitabı aldım
-garfield>şimdiden 500g kaybettim
-garfield>daha doğrusu kitabı kaybettim
-I would like morning if they would started later
-is it friday yeeetttttttttt diye bir bağırışı ile de kalbimin sahibidir.
-start each day wiht a smile and get it over with.
-forget about diets, just hang around people fatter than you!!
-jon> no garfield! i'll enjoy this cake alone!
(garfield keki hemencik yutar ve efsane cevap)
-garfield> now you're alone...
-garfield>(yuzu epeyce asık bir biçimde)hayat berbat...
-jon>hayata daha olumlu yakla$malisin garfield...
-garfield>(bu sefer yuzunde kocaman bir gulumseme ile)hayat berbat...
-garfield>(uzanmış ve yeterince bayık bir ifade ile) içimden bir ses spor yap diyor...
bir kare sonra
-garfield>neyse sustu...:-))
küfürbaz yazar. hani insanlar bunu şeker biliyor ya genele yazamamıştır da özelimden küfür etmiştir. Sirkte ki cambazlıklar bitti de şimdi sıra klavye cambazlığına mı geldi? ırkçıysam sanane, faşistsem sanane, benle mi bot bağladın askerde ? kaç yakının şehit düştü? yoksa şehit edenler mi senin yakınların? bilgisayar başında g*tun sıcak koltuğunda entry girip, ota boka ayar vermek kolay. sinirleri germeyi başarabilmiş yazar kişisi.
okuduğum, reçete yazarlardandır efendim kendisi. gerçi aynı fikirde olmadığım noktalar, üslup farkları var ama okutuyor işte kendini!
birazda polemiklere girmiş sanırsam, naçizane iki kelam edeceğim kabul ederse, etmezse sileriz. bir polemik varsa iki tarafta da vardır bir şey. bana öyle geliyor ki, öyle şeyler yaşıyor ve görüyor ki kendisi, bir de sözlükte okuyunca dayanamıyor, başlıyor döktürmeye... o kadar zor ki insanın kendini tutması o okudukları karşısında, ekran başında çıldırıyor adeta, tutamıyor kendini!
lakin işin sırrı kendini tutabilmekte, öyle değil mi üstadım?