okuduğum, reçete yazarlardandır efendim kendisi. gerçi aynı fikirde olmadığım noktalar, üslup farkları var ama okutuyor işte kendini!
birazda polemiklere girmiş sanırsam, naçizane iki kelam edeceğim kabul ederse, etmezse sileriz. bir polemik varsa iki tarafta da vardır bir şey. bana öyle geliyor ki, öyle şeyler yaşıyor ve görüyor ki kendisi, bir de sözlükte okuyunca dayanamıyor, başlıyor döktürmeye... o kadar zor ki insanın kendini tutması o okudukları karşısında, ekran başında çıldırıyor adeta, tutamıyor kendini!
lakin işin sırrı kendini tutabilmekte, öyle değil mi üstadım?
hakkında girilen entrylerin yarısını kendisi, diğer yarısınıysa polemiğe girdiği insanlar açmış olan, ortaokulu yeni bitirmiş bir insanın vatandaşlık bilgisi dersinde öğrendiklerinden daha fazla siyasetten anlamayan yada anlamıyormuş gibi yapmaktan gerçekten zevk alan, iki ayağı üzerinde dik durabilip bir nebze olsun düşünebildiğine göre insan oldugundan artık şüphe duyulmayan, ülkeye hayrı olmamış insanlara karşı zaafları olduguna şüphe bırakmayan, zeka yaşını bi 15 kadar arttırdıktan sonra karşılıklı olarak ben çayımı içerken onun mamasını yiyebileceğine inandıran yazar. sempatiktir kendisi ayrıca;
(#1164862)
sozluge 5 dakikaligina girip kendisi hakkinda ve ahmet kaya hakkinda kotu bir seyler yazan insanlara ayar verip sozlugu terk eden yazardir. (bkz: zaman gorecelidir)
saldırılır, saldırmanında bir adabı vardır. doğrudur güçsüz olana herkez saldırır. önemli olan gücünün ve beyninin ulaşamadığı insanlara saldırmaktır. ta ki yenene kadar. yenemezsen rezil olmaktan başka bir işe yaramaz *
çirkeflik ayıptır. göz göre göre çirkefliğe maruz kalacaksın. senden veya benden örnek verirken kendisinin ne bok oldugunu unutturmaya çalışacaktır. *
gelecektir başlığına bok atan yazılar yazacaktır. isim verecektir şunlar diye açık açık yazacaktır. sen yazınca dengesiz sayılacaksındır.
biz klavye delikanlısı diye kime deriz biliyor musun kedicik?
gerçekten çok ama çok tehlikeli olan birisinden korkmalarına ragmen hala erkekliğe bok sürmemek için salak sulak laflar konuşan insanlara denir. arada kalmış, imajını sağlıklarından daha önemli sanan şahsiyetlere.
bak koçum;
ister kurtlar vadisine benzet ister bir istanbul masalına ama kesinlikle kendini ve bilgini aşan cümleler duymayayım senden. **
unuttum lan bak bunu da yazacaktım;
bu klavye delikanlıları var yaaa, biz hep bunları dövmeye giderdik. 14 bilemedin 15 yaşında çocuk çıkarlardı, bundan 3 sene önceydi tabi. büyüdüklerini farzedersek 18 olmuşlardır.
Hiç bu kadar sessiz görmemiştim seni, galiba sonunda dediğime geldin, öyle değil mi? Hani susmak en büyük cevaptır bazen dediğimde çıkışırdın bana, haksızlığa susulur mu diye.. işte bundan bahsediyordum ben.. haklısın, haksızlığa susulmaz ama bir tek kelimeyi bile hak etmeyen kuş beyinlilere ne anlatabilirsin ki? Onların o küçük dünyası konuşmaktan ibaret, sadece buralara birşeyler yazarak vatansever olurlar, delikanlı olurlar, milliyetçi olurlar hatta faşist olur övünürler... yetmez, saldırırlar.. it sürüsü gibilerdir.. birbirlerini hiç tanımazlar ama ortak noktaları olunca kardeş kesilirler, aralarından su sızmaz.. bu da yetmez, gelir kardeşlerin birbirini desteklemesine bok atarlar... yetmez ama bunlar da yetmez, aslında küçücük olan kocaman dünyaların da herşeyi bildiklerini sanırlar..
Kardeşim;
siyaset yazma dedim sana... işte buna katılmıştın sende, yazmayacaktın... sakın sana yazdın, sözünü tutmadın diye kızdığımı sanma, gördüm; yazmak zorundaydın. Çünkü senin yaşadığın şeyleri, onların ömürlerinde hiç göremeyecekleri, anlayamayacakları şeyleri sana anlatmaya çalıştılar, sana hemde sana.. keşke onlara da gülüp geçseydin demiyor değilim ama yazdın diye de kızmıyorum...
Biliyormusun hani şu pkk liler varya, senin asla siyasetlerini kabul etmediğin, asla sempatizanları olmadığın pkk liler, işte onların siyaseti bile benim gözümde o it sürüsünün siyasetinden daha değerli... dur, kızma..; onları destekliyor değilim, sadece onlar bile inandıkları şeyleri yaşıyor, ama senin de dediğin gibi ucuz vatanseverler sadece konuşuyor.. işte sadece bu paragraftan bile onlarla muhatap dahi olmaman gerektiğini anlamalıydın. çünkü onlar asla senin gibi olamazlar, asla sevdiklerine adam gibi seviyorum diyemezler, asla harbi olamazlar...
işleri güçleri birilerini ayar vermektir.. anlayacağın asla kendileri gibi olamazlar. sana yakıştırdıkları klavye delikanlısı lafı varya ona da gül sadece. çünkü yaptıkları şeylerle bu kelimenin ne anlama geldiğini öğrettiler hepimize. biz bu güne kadar bir tek delikanlı tanımı bildik, gerekirse ona da örnek veririz.
Son olarak, bizi bilen bilir, bilmeyenler öğrenir. keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner..
Çaylaklığın süresince sana mutluluklar dilerim, biraz kafa dinlemiş olursun hem. sıkma canını herkes hak ettiğini alır bir gün.. Hem kardeşlerin yokluğunu belli ettirmeyeceklerdir, dosta, düşmana...
oldukça azimli bir yapısı vardır, bir işe başladımı başarana kadar bırakmaz en güçlü silahı zekasıdır... zor durumlarda bile herzaman çözüm bulur arkadaş canlısıdır ama sivri dili bazen başına bela açar, aynı zamanda bela saçar... *
duygusal bir kişiliğe sahip oldukça sevecen bir kişidir...Somurtma konusunda insanlara çok kızar çünkü o insanları sürekli gülerken görmek istiyor...Etrafındaki insanları sürekli eğlendiren bir yapıya sahip...Oldukça ii şiir yazdığı söylenir ailesine oldukça bağlıdır....
cok uyuyan,cok icen,cok asabi uyuzmu uyuz biridir kendileri..birde cok okur,cok sinema izler,mac hastasidir ve ceviz kabugunu kacirmaz..tum bunlarin disinda iyi yorumlar yapabilen,kendi yarattiklari adıyamanjargonu olan abeciyi istanbulda bir cok kisiye yaymayi basarmis,rakiyi en az sevgilisi kadar seven sevilesi insan.. *
kendisini tanımıyorum etmiyorum fakat son günlerde gözüme takılan bir yazardır kendileri. polemiğe giriyor mu girmiyor mu bilmiyorum ama son zamanlarda gördüğüm iyi entrylerin sonunda görülen imzadır kendileri. hep böyle devam etmesi gereken kişi.
düşüncelerine zerre kadar katılmadığım gördüğüm yerde belki tartışıp arkasından tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüştüğü* muhabbetlere girebileceğim yazardır. ama sözlükte bileninde bilmeyenin de yazdığı varsayılırsa bu adam bir şeyler bilmektedir. keza kendisi bu şeyleri tek taraflı bilmektedir. türk demek türkçe demektir sözünü felsesi kabul etmiş bir insan olarak kendiside türkçe konuşmaktadır, problem yoktur o zaman. ama kendisiyle ankara'da anıtkabir ziyareti yapmayı planmaktayım ama sadece ikimiz olmalıyız. çünkü bilmediği çok şey vardır. gerçekten. bu ülke hepimizindir. bölmek isteyenlere hep beraber tepki göstermeliyiz. el ele vermeliyiz.
(bkz: değil mi kardeşim)
- yine mi çaylak oldun lan sen?
+ yine mi kaşınıyon kız sen?
- hehee, oğlum sende var bi gariplik, ben niye çaylak olmuyom?
+ mod lara mesaj at, çaylak olmak istiyorum diye.. kırmazlar seni.
- ahaah sipariş üzerine mi oldun bu sefer? yapıyolar mı öyle?
+ he yapiyolar, dene bi istersen.
- tamam kime mesaj atiyim?
+ meooooooooooo *
- tamam, tamam sustum... sen halinden memnunsun anlaşılan. ee hayat nasıl gidiyo?
...
...
...
Garfield 19 haziran 1978 gazetelerde yayınlanmaya başlayan tembel bir kedinin maceralarını anlatan bir karikatür dizisinin ve dizinin kahramanı olan kedinin adıdır. Garfield kısa sürede çok sevildi 1985-1987 yıllarında popülaritesini tam kaybetmeye başlamıştı ki 1988 yılında çizgi filimlerinin bir kısmı yapıldı. 1990'larda ise bu çizgi filmler yayınlanmaya başladı. Garfield popüleritesini geri kazandı adına birçok anlaşma yapıldı. (defter, kitap, silgi ve oyuncakları sadece bunlardan birkaçı.) Garfield 1992'de karikatür olmaktan çıkıp evlerimize çeşitli şekillerde girdi çizgifilm,kalem,kitap,silgi gibi birçok ürünü ile çocuklar üzerinde büyük bir yer edindi. 2002 yılında Garfield'in ilk filmi yapılarak yayınlandı bu filimde Garfield animasyon olarak çizilmişti. 1996 yılında Amerikan ordusu tarafından yeni kurulan bir üssün maskotu olarak kullanılmak istenilse de buna izin verilmedi.[1] sadece bunlardan biri.