başlığın aslı galiba kabul etmeliyiz, islam o kadar da mükemmel değil olacaktır, malum karakter sorunu.
tanım : islam a saldırmak maksadı ile açılmış başlıklarda bol bol rastlayabileceğiniz cümle. nedense bana 15 yaşında hayattan bıkan ve isyan eden, kendisini babasından çok akıllı zanneden gerizekalı ergen lerin isyanını hatırlatmaktadır. yazarımız, hasbelkader üniversiteye gitmiş ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak hastalığına yakalanmıştır. sağdan soldan duyduğu şeylerle islam ın kötü bir din olduğuna iman etmiş ama islam la ilgili hiçbir şey okumamış, bilgilenmemiştir. okudukları da turan dursun ya da çömezleri tarafından hazırlanmış abzuk şeylerdir. bunun getirdiği cahil cesareti ile gelir ve sözlüklerde islam a sataşır ve böyle mutlu olurlar. uymamak ve kendi hallerine bırakmak gerekir.
doğru olan bir cümledir. islam ortaya çıktığı dönemde bütün kurallarıyla o dönemin çok ilerisindeyken zamanla kendini geliştirememesinden dolayı bu mükemmeliği kaybetmiştir ve şuan günümüz modern toplumun çok ama çok gerisindedir. bunun birçok kanıtı vardır. en basit örnek ceza hukukunun genel prensiplerinden en önemlisi cezaların kişiselliğidir. yani sizin işlediğiniz bir suçun cezasını oğlunuz yada babanız çekmez.
islam ceza hukukunda ise kasame denilen cezaya göre bir bölgede işlenen bir cinayetin faili bilinmiyorsa o bölgeden 50 erkek suçu kimin işlediğini bilmediğine dair yemin etmelidir. yoksa o erkekler o suçun diyetini öderler.
başka bir örnek ise islam hukukuna göre din değiştiren kişi öldürülür. yani islamiyette başka bir din seçemezsiniz. seçmeniz halinde öldürülürsünüz.
bunun gibi söylenebilecek onlarca örnek var. bu örnekleri dikkate aldığımızda hala islamın mükemmel olduğunu düşünmek biraz saçma geliyor bana.
galiba kabul etmeliyiz din dunyanin en eski ve en mukemmel pazarlama organizasyonu babinda katilim gostermek istedigim sirin fantezi.
allahim, nasil bir ikilemdeydin de, onlarca din teblig edip, yuzlerce peygamber gonderdin, soyledikleri birbirleriyle celisen? sadece bu ayrinti yuzunden bile, milyonlarca insan oldu ve bu gidisle olmeye devam edecek...
ama sinavdayiz he mi?
insanin sinav sorularini calasi geliyor...
sekilci bir bakıs acisiyla elbette mükemmel değildir. zaten mükemmel olan sey güzel değildir.
mükemmelik arayan geometri ile ugrasir ve camdan celikten ruhsuz binalar insa eder.
bütün dinlerin özeti on emirdir. on emirin anafikrini idrak edemezse, uygulayamazsa ve kendi yorumu katamazsa elbette ördek havuzunda dalgiclik yapan sapsallara döner.
işin komiği dört kitabi bilmeden ve diğer inanişlari bilmeden elestiri için elestiri yapmak ve birşeyleri iska gecmektir. iska gecilen humanizmadir.
Mesele insanın elbiseyi üzerinde nasıl taşıdığı ile alakalıdır.
Ortada bir din ve bu dinin kuralları vardır ya uyarsınız ya da uymazsınız. Uymadığınız için eleştiriliyor ve saldırıya uğruyorsanız bunun sorumlusu uymadığınız din değil, o din üzerinden egemenlik sağlamaya çalışan kansız ibnelerdir. evet onlar ibnedir.
Uymuyorsanız, üstelik de bok atıyorsanız, o zaman siz bizzat kendiniz ibnenin önde gidenisiniz.
Din adına insanlar üzerinde baskı kuran ibnenin, inanmadığı bir dine bok atan ibneden hiçbir farkı yoktur. ikisi de ibnedir.
Peki ibne nedir? Bu herkesçe bilinmektedir...
Din koruyuculuğu misyonunu üstlenmiş ibneler, islamın ağırlıklı olarak bireysel bir inanç sistemi olduğunu kavrayamadıklarından, bok atmaya hevesli ibnelere de yolu açmaktadırlar.
(bkz: ibne)
mükemmel olmayan islam değil, onu kafasına göre yorumlaran insandır. islamı gerçekten anladığını iddia ediyor musun ki allah'ın kutsal dinine, kitabına mükemmel değil diyebiliyorsun?
ne ile kıyaslandığına bağlı olarak değişebilen görüş. şu an yeryüzünde adil, barışçıl, insana gerçek değerini veren, suçtan arınmış, ceza hukuku ve yasaları kişiye göre işlemeyen bir rejim ideoloji varsa eğer bu önerme kıyaslama yöntemi ile çözümlenebilir. var mı? hayal aleminde yaşanmıyorsa elbette yok.
çağımızda;
insanlar kan döküp serbestçe dolaşabildiğinden,
çalıp çırpıp keyif sürebildiğinden,
tecavüz edip yenisinin hesaplamalarını yapmaya girişebildiğinden,
her fikrinden kolayca cayıp, döneklikle fitne çıkarabildiğinden,
araya adam koyup torpille işini gördürebildiğinden,
hayasızca alıp, satıp, kandırabildiğinden, + n ...den dolayı;
halasının oğlunu hüküm esnasında haksız bulan, bilmeyenlerin zulmüme karşılık esenlikle karşılık veren, bilenlerin zalimliğine karşı savaş açan ve öldüğünde dünyaya ait herhangi bir malı mülkü olmayan hz peygamber'in önderi/pratikeri olduğu, pazar yerinde doğru tartmaları için insanların ellerine asasıyla vuran ebu zerr el gıfari'nin iman ettiği, ömer'in öldüğünü artık evine gelen erzağın kesilmesinden anlayan kadının inandığı, çocuğunun içtiği şüpheli sütü parmağını boğazına sokup kusturarak çıkaran imam muhammed cuveyni'nin teslimiyet gösterdiği islam dini elbette mükemmeldir.
sana yedirilmiş olanı geç o islam değil. o, zekeriya beyaz'ların, yaşar nuri'lerin, bayraktar hoca'ların peygamberliğine soyunduğu ortak pazara uyum sağlaması mümkün kılınmış yeni bir din.
valla benim dinim mükemmel bir din. sizinkini bilmem. yaratılışa en uygun dindir benim dinim. benim dinim de Allah kulunun özelliklerine göre kurallar koymuştur. yani modern hukuk safsatasında yer alan eşitlik kavramına yer vermemiş adalet kavramını kullanmıştır. örneğin kadını ve erkeği eşit tutmamış, bazı noktalarda erkeğe ağır sorumluluklar yüklemiş karşılığında da erkeğe bazı noktalarda ayrıcalıklar tanımıştır. ama adaletten hiç bir zaman şaşmamıştır.
unutmayın eşitlik eşit değildir adalet.
ha siz ataerkil bir yapının kafasında oluşan yozlaştırılan bir kültüre din diye bakıyorsanız yine söylüyorum sizin dininiz size.
kuranda miras paylaşımı %112,5 üzerinden yapılmaktadır.
allah mühtemelen burada da bizim inancımızı sınamak isiyor ve matematiğin oran orantı kısmına iyice çalışmamızı sağlamak için kuran'da böyle bir hataya yer veriyor.
işte islamın bilinmeyen bir sünneti daha.
simdi efendim islam benzetmeler betimlemeler metaforlar mecazlarla * doludur. sadece islam için degil bütün kutsal metinler ve bütün bilim bastan aşağa bu sınır içinde sıkışmıştır. biz gerçekte neden bahsedip bize ne söylemek istediğini tam bilmiyoruz biz sadece nasıl yorumladığımızı ya da nasıl yorumlanıp bize paket halinde verildiğini biliyor kabulleniyoruz.
yani bütün insanlıgın cogunlugu hala ölümden sonra 'bilmem kac tane huri beni bekliyo offf' 'cennette süperdir ha' 'cehennem nasıl çok acıtır mı acaba' diye düsünüp durur. oysa bunlar hep orayı * buranın nicelikleriyle tanımlama betimleme meselesidir. baska sekildede anlatılamaz, anlayamayız. cünkü algı sınırımız bu alanda kısılı kalmıs. biz bu dünya üzerinden benzetmeler yapılarak anlatılanları anlayabiliriz. nasıl ben dördüncü veya besinci boyutu yorumlayıp degerlendirirken bile kendi sınırları içinde oldugum bilgi alanım olan dünya kural ve gerceklerin dışına cıkamıyorsam oradada o alanı incelerken hiçbir sekilde kesin fikir sahibi olamam.
yeryüzünün gercegi bile yeniden tanımlanırken * ondan yola cıkarak yapılan, onu referans alarak degerlendirilen bir olguya nasıl güvenilir ve nasıl inanılır. o bizi sevindirir, neşe verir, ferahlatır, rahatlatır, mutluda eder her bişey yapabilir bu dogrudur ama ben size söyleyeyim hiç birşey dogru degil hiç kimse hiçbir sey bilmiyor iki elli iki ayaklı bir baslı iki gözlü iki kulaklı bir burunlu olan hiç kimse.
işte bütün bunlardan dolayı galiba kabul etmeliyiz islam mukemmel degil denildigi zaman ben bunu söyle yorumluyorum; evet nasıl hiç birsey mükemmel degilse islamda da pürüzler olabilir ** ama islam bizi dogru ışıga iten en kaliteli ve güçlü aractır diger kutsal metinlerle birlikte. kuru kuru ve gözü yumup dinleyerek degilde özenle inceleyerek bakılırsa tabi..
kelale bahsiyle hata adı altında sunulandan dolayı %112,5 yanlışıyla ve sıfır arapça bilgisiyle "işte hata!" denilmek suretiyle ispata soyunulmuş iddia.(tanım olacak diye canım çıktı)
kelale:
"Kelâle" sözcüğü, "yürümekten yorgun düşme, aciz olma, yorgunluktan kuvvetin gitmesi" anlamlarındaki "kll" fiilinin mastarıdır. Kesici yerleri işe yaramaz hale gelmiş bıçak ve kılıca, kimsesiz, desteksiz kalmış yetime ve hamile olduğu dönemde saldırganlığını yitirmiş yırtıcı hayvana da "Kell" denir. (Lisan ül Arab c. 7, s; 713-717, Tac ül Arus; c. 15, s.659-663, Zemahşeri c. 1, s; 510)
Bu Türkçemizdeki "kelerme, kelleşme" sözcüğünün tıpatıp anlamıdır. "Kel" sözcüğü dilimize farsça'dan (aslında Farsça'ya Arapça'dan geçmiştir.) "saçı dökülmüş" anlamıyla girmiş olsa da dilimizde "kel" sözcüğü mecazen "zayıf düşmüş, cılız" anlamında da kullanılır. Her ne kadar TDK'da "kelerme" sözcüğü henüz gözükmese de Anadolu'da "yıpranmış, zayıf düşmüş" şeylere "kelermiş" denir.
o büyük! hataya küçük insanlar yanıt vermiş:
2/1 + 2/1 + 1/1 = 5/1 = 5 ölçek, dikkat edilirse ölçekler toplamında bir değişiklik meydana gelmedi, şimdi bir adım daha ilerleyerek mirasçıların arasına birde anne ekleyelim, bu durumda:
2/1 + 2/1 + 1/1 + 1/8 = 16/8 + 16/8 +8/8 + 1/8 = 41/8 böylece 41 ölçek bulunur.
50.000- : 41 = 1.219,51219512 YTL bulunur, bir erkek çocuğun elinde bu tutarın 16 misli değerinde bir kap bulunduğundan mirastan alacağı pay 16 x 1.219,51219512 = 19.512,1951219 YTL kız çocuğu için 8 x 1.219,51219512 = 9.756,09756096 YTL
Anneye 1 X 1.219,51219512 Lira verilir, toplayacak olursak:
19.512,1951219 + 19.512,1951219 + 9.756,09756096 + 1.219,51219512 = 49.99999999999... Lira bulunur, sade bir bölüşüm için mirası 41.000:- Lira farz ederek işlem yapacak olursam:
41.000.- : 41 = 1000 Lira bulunur, bundan da Erkek çocukların her birine 16 x 1000 = 16.000,- YTL (ikisine 32.000,-YTL) Kız çocuğa 8 x 1000 = 8.000, - Lira Anneye 1 x 1000 = 1.000,- Lira verilir, böylece 41.000,- Lira miras paylaşılmış olur.
... http://www.hanifler.com/forum/showthread.php?t=220
n:
ilgili yerde nartkan ayrı bir bakış açısına sahip. matematiğin virgülsüz sonuç verme gayretinin kur'an'da aranmasına ağır bir eleştirisi var.