başka kimsenin seni anlamasını beklememek bi kere. zira başka takım taraftarı bana aynısını dese eyvallah derim. anlamam çünkü. anlamadığım tek şey o da olmaz zaten. mesela ne zaman galatasaraylı oldum, ne zaman sarı kırmızı en büyük cimbom diye bağırdım hatırlamıyorum. ben bunun genetik olduğuna inanıyorum artık. bi ara reklam vardı ya hani fanatik gazetesinindi sanırım. hani çocukların pipisi tuttuğu takımın renklerindeydi. heh işte öyle bişey olduğunu düşünüyorum. durumunun kötü olması, diğerlerinin geçtiği dalgalar, bank asya esprileri, fenerbahçe'yi kadıköyde 10 yıldır yenemiyor oluşu, başkanı, yönetimi, bazı ruhsuz futbolcuları, anlamlandırmakta güçlük çekilen transfer politikası, falanı, filanı üzmekten başka bir etki bırakmıyorsa üstünde öyle olması lazımdır zaten.
-takımını 17 mayıs 2000 de ne kadar seviyorsan, 6 kasım 2002 de de o kadar sevmektir.
-çubuklu formayı değil parçalı formayı tercih etmektir.
-şampiyon olamadan geçen 14 yıl içerisinde bile takımını yalnız bırakmamaktır.
-galatasaraylı olup, galatasaraylı gibi yaşamaktır.
-adamlığın duruşudur.
büyüklüğüne yakışmayan ruha sahip futbolcuları bünyende barındırıp rezil bir sezon geçirse bile halen maçlarına gidildiğinde şampiyonmuşçasına galatasaray diye bağırmaktır.
galatasaraylı olmak armaya olan bağlılıktır, futbolcular geçicidir.
--spoiler--
üç günden beri galatasaraylıyım
galatasaraylılar kömürü kabul etmediler
bu nedenle üç günden bu yana galatasaraylıyım
bir gurur yoksulluğunun ortasında, kim bilir kaç insan kendini galatasaraylı hissetti, o gururun ucundan-köşesinden bir parça tatmak için
hani aç kalmış kuşların ekmek kırıntısına koşması gibi
*
spor yazısı deyince, futbol camiasını ve taraftarı yıllarca ülke sorunlarına duyarsızlıkla suçlayan bir yazar olarak, ömrümde ilk kez taraftarım
ve takımımı açıklıyorum:
galatasaray
kimi yöneticileri ya da oyuncuları, kendi seslerinden korksalar dahi, galatasaray bir gecede halkın takımı oluverdi bundan böyle takım gol yediğinde oturup ağlarım bile
niçin?..
çünkü; üniversitesinden medyasına, ordusundan yargısına, aydınından halkına kadar herkesin sindirildiği ve susturulduğu bir zamanda, galatasaraylıların önlerine konulan 600 trilyonluk ikrama(!) kanmayıp, demokratik tepkilerini bir ağızdan göstermeleri az şey midir?..
galatasaraylılığın centilmenliğine yakışmadı, misafire bu yapılmaz, spor ahlakına aykırı gibi savlar normal zamanlar için doğru olsa bile; çıkar uğruna yalakalık, saygısızlıktan daha büyük suçtur
ayrıca bize stat yaptı yan yolları da koydu diyerek türkiyede olup bitenleri görmemezlikten gelmek ve orada o kömür alanlardan farksız türkiye seninle gurur duyuyor diye zıplamak
yakışır mıydı spor insanlarına?..
*
bu bir dönüm noktası da
anı kitapları o geceyi, karşıdevrimin kırılma yeri olarak gösterecekler gelecek kuşaklara
göreceksiniz
bundan böyle kendi partisinin devşirme kalabalıkları ya da kapalı alanlar dışında hiçbir yerde huzur içinde konuşamayacaktır padişah
hayata 1-0, 2-0 hatta bazen 3-0 hükmen mağlup başlamaktır, hezimete hüsrana komşu olmak, hayal kırıklıklarının başkentinde ikamet etmektir.
o yüzden naçizane tavsiyem bu insan yavrularıyla fazla maytap geçilmemesi ve onların en normal şekillerde topluma kazandırılması konusunda adımlar atılmasıdır. yani benim güzel annem, cimbomlu olanlara çok yüklenmeyin, zaten onlara karşı aşırı bi yüklenme var.
s.kmeden bile fenerbahçeli bazı taraftarların s.kilmiş halini görmektir.
10 yıldır sürekli yenmelerine üstün olmalarına rağmen dua eden mi ararsın, sanal platformlarda ve sözlüklerde a.cık gibi konuşanları mı ararsın hepsi mevcut..
galatasaraylı olup bunları izlemek gayet güzel oluyor. stadı dışında övünecek başka bir şeyi olmayanların sizinle aşık atmaya kalkması da ayrı mevzu. al o stadı g.tune sok derler adama.
velhasıl zevklidir galatasaraylı olmak zevkli.
galatasaraylı olmak çoluğuna çocuğuna anlatacağın farklı anıların olmasıdır.Fenerlisi Beşiktaşlısı trabzonlusu hatta bursalısı bile türkiye şampiyonluklarını anlatabilir torunlarına yakında kayserililerde anlatmaya başlayacak gibi duruyor o taraf ayrı. Ama Galatasaraylı bir dede olunca toplarsın torunlarını başına UEFA kupasını süper kupayı anlatırsın diğerlerinin torunları bilmezler bu anıları anlatanları yoktur çünkü ama senin torunun 1-0 öndedir onlara karşı futboldan anlamaya başladıklarında hangi takımı tutacaklarına karar verme aşamasında bu önemli bir etken olur. Galatasaraylı olmak yurtdışında tanımadığın biryerlerde isminin söylenmesiyle tanıyan en az bir kişiyi bulmak dünyanın heryerinde konuşacak bir konunun olmasıdır.
Galatasaraylı olmak doğacak her çocuğa isim ararken futbolcu listesine bakmaktır.
Birisinin galatasaray taraftarı olmasına vesile olduğunda ölene kadar hayır dua almaktır. Galatarasaraylı olmak güzeldir.
hayata "sarı kırmızı" gözlerle bakmaktır, skor taraftarı olmaktan fazlasını gerektirir. bazen; aileden, sevgiliden önce gelir. hayatının odak noktasındaki takımın maçını izlerken, biri sakatlansa sen oradakilerden daha çok endişelenirsin. bir sonraki maça çıkamayacağı, galibiyeti sallantıya bırakacağı için değil, skordan önce takımındaki adamın sağlığını düşündüğün için. yeri gelir, ihtiyacın olan başka önceliklerin varken, tüm paranı gözünü kırpmadan kombineye verirsin; sarı-kırmızı armanın olduğu her şey için gözünü kırpmadan birşeyler yapabileceğin gibi.
bir keresinde, galatasaraylı bir arkadaşım "bir kızı galatasaray kadar çok sevmek"ten söz etmişti. galatasaray'a bağlılığını kanıtlamış birinin böyle söylemesi beni ürkütmüştü. ardından o rahatlatıcı cümle geldi; "bir kızı galatasaray kadar çok seversem, o an galatasaray'a kızarım. bir kızı onun kadar sevmeme sebep olacak ne yaptığı için."