Burası Premier Lig mi? Değil... Sarı-kırmızılılara yıllardır yapılanlardan sonra alkış beklemek büyük hatadır!
Premier Lig'de geçtiğimiz günlerde Manchester United, Chelsea FC ile girdiği şampiyonluk yarışında, bitime 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan ederken, Manchester Unitedlı oyuncuların, Chelsealiler tarafından alkışlanması, şüphe yok ki Fair Play adına çok olumlu ve gelecek sezonlarda, tüm dünyada örnek gösterilecek bir olaydır.
Ancak bunu; geçmiş sezonlarda, Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda yapılan karşılaşmalarda, gerek taraftarlarımız gerekse de oyuncularımızın yaşadığı insanlık dışı muameleden sonra, bizden beklenmesi, SAÇMA, TUTARSIZ ve MANASIZDIR.
Her geçen sezon, bu insanlık dışı muamelenin dozajı artmış, taraftarlarımıza karşı başlayan, insanlık dışı muamele, teknik heyetimize kadar ulaşmıştır. Fenerbahçelilerin biz Galatasaraylılar'dan "Alkış" beklemesinin tek açıklaması, kurtun, kuzu postuna bürünmüş olmasıdır. Galatasaray'ı sahada yenemeyeceğini bilen Fenerbahçeliler, taraftar desteğinin önüne geçmek için, Galatasaray taraftarını lağım suyu altında stadyum dışında bekletmiş, Galatasaraylılar'a ayrılan koltukları kullanılmayacak hale getirmekten çekinmemiş, tuvaletler kullandırılmamıştır.
Fenerbahçe seyircisi ki, geride kalan karşılaşmalarda, idrar doldurukları torbaları, Galatasaray taraftarların üzerine fırlatmış ve bunu bir gurur kaynağı olarak algılamıştır. Şüphesiz ki, bunların hiçbiri, birilerinin izini olmadan gerçekleşemez. Bu mudur alkışlanacak takımın taraftarı?
Fenerbahçe yöneticilerinden biri ki, eski Trabzonzpor Yönetim Kurulu üyesi ibrahim Hacıosmanoğlu'nun deyimiyle, "Sözüm ona entellektüel kişi", Fenerbahçe - Beşiktaş Fortis Türkiye Kupası Yarı Final Rövanş Mücadelesi ardından katıldığı canlı yayında, Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Haluk Ulusoy'a, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Sayın Mustafa Çulcu'ya ve maçın hakemi Sayın Selçuk Dereli'ye hakaret etmekten çekinmemiş ve milyonların evine açılan bir pencereden, kendilerine yakışan, küfür, hakaret ve tehditleri etmekten bir an olsun çekinmemiştir. Bu mudur alkışlanacak takımın yöneticileri?
Aynı maçın sonrasında, yayıncı kuruluş LiG TV'den izledikleri pozisyonların, LiG TV'de yayınlamadığı dahi iddia ederek, kendilerini ve küçük duruma düşürmüşler, sonraki hafta oynanan Fenerbahçe - Denizlispor karşılaşması öncesinde, yayıncı kuruluşa zorluk çıkartmış, stadyuma uzun bir süre girmesi engellenmiş ve canlı yayın, kimliği belirsiz kişiler tarafından, canlı yayın sabote edilmiştir.
Sporseverlere soruyoruz, Fenerbahçe alkışı hak ediyor mu?
edit:ben BEŞiKTAŞ' lıyım galatasaray davasında haklı olduğu için bu metni buraya yazdım
evet, gerçektende 100 senede bu kadar para harcayıp, sadece türkiye şampiyonluklarıyla avunmaya çalışmak, biz en iyiyiz,cumhuriyetiz, son imparatoruz falan demek alkışlanası bir komedidir.
2.perdede de yirmi küsür senedir alınamayan bir türkiye kupası var ki,tam facia.
galatasaray taraftarı avuçları patlayana kadar ayakta alkışlamalı.*
burayi ingiltereye benzetemeyiz diyecegim eylem. adnan polatin dedigi gibi ne alkisi ya.
olsa tabiki güzel olur ama, aziz yildirim federasyona, galatasaraya kan kussun sonrada alkis alsin. adam olacagini bilsem isterim ama olmazki adam degil.
güzel ütopyadır. neden bilmiyorum belki de bu ülke için fazla romantiğim, taban tabana zıt iki görüşün birbiriyle barış içinde, insanlık değerlerinde buluşması... birbirine gül dalı uzatması...abartıya kaçmadan nazikçe bir iltifat gibi...seninle aynı birçok şeyi paylaşıyoruz deyip elini sıkması...hani boksörler maçtan sonra, "oyundu hepsi işte" der gibi sarılıyorlar ya. inanmak isterim ki içtendirler bunu yaparken. ama futbolda neden böyle şeyler olamaz? çünkü artık futbol yalnızca futbol değildir. peki nedir? ranttır, şikedir, çirkinliktir, politikadır, manipülasyondur, bataklıktır artık futbol. aynı gökkuşağının kardeş renkleri birbirine düşmandır artık. ne çok severiz biz kavgayı! yolda yürürken omuz atana dayılanmayı..boşuna hayaller kurmamayı ne çok severiz. sevgimiz bile öldürürcesine. sen'in için ölürüz hep. senin için yaşamaz, yaşatmaz; sevinir öldürür, kızar öldürürüz biz. rakip takım bizim takımın "karısı"dır hatta. nasıl koyduk ama deriz...boşalırız. bahanemiz hazırdır. "hayat zor, kafamızda bissürü sıkıntı , bi maçımız var, onda da bağırıp küfür etmeyelim mi ulan!" et kardeşim sen. devam et. prömiyer lig, alman ligi, ispanyol ligi...bakıp bakıp üzülelim biz de. belki torunlarımız görür medeni futbolu bu topraklarda.
hepimizin görmek isteyeceği bir güzellik olsa da açıkçası bir fenerbahçeli olarak, üstümüze çok gelinmesi sonrası yarattığımız sinir harbi ve gerginliklerle birlikte, kulübümüzün ve taraftarımızın sert çıkışları sonrası haketmediğimizi düşündüğüm olası hoş bir jest. evet belki galatasaray geçen sezon fenerbahçeli futbolcuları şişeye, suya, çakmağa boğdular sahada ama aynı şekilde bu sezon saracoğlu'nda ayıplarla karşılık vererek taraftar işi daha çirkin boyuta taşıdı. oysa hoş bir karşılama yapılsa galatasaray'a, belki o zaman alkışı beklemeyi hakedebilirdik. bundan önceki sezonlarda her ne kadar haksızlıklar da yapılsa da kupa törenine katılmamak büyük bir ayıptı fenerbahçe açısından. bu alkış beklentisinin gerçekleşmesi çok ufak bir yüzdeyle devam etse de, olaya hırsla ve intikam çirkinliğiyle bakan galatasaraylılar, kötü davranışların cevabı ve karşılığı illa ki yine kötülük olması gerekmediğini ciddi bir şekilde göz önünde bulundurmalı. olası bir ders niteliği taşıması açısından güzellikler olabilir ali sami yen'de. bu ülkede her güzelliği, her jesti, türk halkına bir numara büyük diyerekten rafa kaldırdık bugüne kadar. ama bakarsınız ders niteliğinde güzel bir adım atılabilir cumartesi akşamı. kimbilir belki gerçekten yöneticilerin çirkinleştirmesine, galeyanına rağmen bir alkış, gelecek için güzel bir başlangıç olur.
galatasaray'lı yöneticilerin (yönetemeyici desek daha doğru olur) eşek inadına bindirip yaptırmayacaklarını açıkladıkları eylem. aslında mantıken doğrudur. fenerbahçe gibi kendi cumhuriyetini ilan ettiğini iddia eden, tüm ülkenin nefret kustuğu bir takıma hele hele şükrü saraçoğlu'ndaki kanların döküldüğü ilk maçı da göz önüne alırsak ultra süper mega lüks kalıyor. ama bu meret şey fenerhahçe'yi yüceltmeyecek ki. tam tersi galatasaray'ın halkın gözünde uefa kupasından ötürü yüksek olan itibarını ve sevgisini daha da arttıracaktır. yine avrupa'da da en kötü ihtimalle bir spor gazetesinin kıyısında köşesinde adını duyuracak galatasaray.
fenerbahçe'nin şampiyonluğu sıradandır, seneye yine şampiyon olur unutulur bu. ama galatasaray'ın yapacağı bu centilmenlik biliyorum ki uzun yıllar unutulmayacak(tı).
önce alkışlayalım diyordum ama sonra vazgeçtim. alkış alınca orgazm olan adamlar mütevellit bir kaybedenler kulübü var karşımızda.
yok galatasaray böyle de biz şöyleyiz bık bık bık...
ufak beyinlerle yapılan ironiler yüzünden bu duruma gelen dünyanın ufak bir tezahürü bu maç. yarın öbür gün kahvehanede ya da bira içtikleri bir sahil kenarında "ulan nasıl alkışlattık ipneleri" lafı eşliğinde 31 çekecek adamlardan bahsediyormuşuz meğerse.
3 kuruş paraları var diye kendilerini chelsea ya da real madrid sanan, tribün liderlerinin saraçoğlu tuvaletini temizleme ihalesi için tehditle iş yaptığı bir takımdan bahsediyoruz.
çok değil daha geçen sene kaç tane el ile gol attıklarını kendilerinin bile sayamadığı bir ligde 16 dakika avans verilmesine rağmen şampiyon olamayana bir takımdan bahsediyoruz.
pendik, gebze, cannes ve van'dan bahsediyoruz.
şu entryinin yazıldığı tarihe lanet eden, uefa kupasını fuar şehirleri kupası diye akıllarınca küçültmeye çalışan ama o kupada 3 turdan yukarısını göremeyen bir takımdan bahsediyoruz.
şimdi ben bu takımı neden alkışlayayım birader? çivisi çıkmış futbolda penaltı verin diye ağlayıp, kablolar kestikten sonra son 4 haftada 3 penaltı verilen bir takımı neden alkışlayayım? övünebilecekleri tek materyalleri paraları olan bir spor klübünü neden alkışlayayım? alınan her mağlubiyetten sonra tüm devlet organlarını suçlayan bir takımı neden alkışlayayım? galatasaray ile yaptığı kupa maçı'nda 5-1 yenilince siktir edin alkışlamayı , seramoniye bile çıkmayan terbiye yoksunu bir takımı neden alkışlayayım?
önce siz kapınızın önünü temizleyin, önce siz efendi olun. bunları yapın sonra alkış bekleyin. hariçten gazel okumayın.
bunları yapınca bu büyük taraftar sizi alkışlamayı bilir, merak etmeyin.
Yapılsa bile son derece yapmacık ve zorlama bişey olacağına inandığım eylemdir. Böyle şeyler yapılacaksa kendiliğinden yapılmalıdır. Mençıstır - çelsii maçında bu eylemi güzel yapan şey de budur çünkü maçtan önce Çelsi mençıstırı alkışlasın diye bi muhabbet yoktu ortada.
sözlükten de görüldüğü gibi böyle seviyesiz fenerbahçe'liler varlıklarını sürdürdüğü sürece gerçekleşmeyecek olaydır. hayır bunlara tıpta bile çare yok.
centilmenlikten nasibini almamış, tebrik eden başkanımızla taşak geçen, atılmış hiçbir iyi niyet adımına cevap vermeyen fenerbahçeye çok olan davranıştır...uefa kupasını alkışlayan fenerliler ise boş kümedir...istisnalar kaideyi bozmaz...başkanları bile tesadüf demiş geçmiştir... onun yerine taraftar "alkışlamasını bilmeyenler alkışlanmazlar" pankartıyla yanıt verecektir...iki hafta önceye kadar atmadık bok bırakmayan,ligden çekilmekten kupayı almamaktan bahseden mızmız yöneticiler ise hangi yüzle alkış bekler anlaşılmaz...yada en basitinden geçen sene şampiyon olduğumuzda siz bizi alkışladınız mı?
bu konuda galatasaray tribünlerinin tek taraftar grubu ultraslan "ALKıŞLAMASıNı BiLMEYENLER, ALKıŞLANMAZLAR!" diyerek tepkisini ortaya koymakla birlikte, tartışmaya da noktayi koymuştur.
"bu eller tek bir armayı alkışlar, o da galatasaray"
Pek inanılası olmayan durum. Zira, fenerbahçeli taraftarlar,tüm iyi niyetleriyle zamanında uefa kupasında galatasarylıları bolca alkışlama yanlışına düşmüşlerdir.
kendi taraftarları dışında herkesi karşısına almış bir takımı alkışlamaktır. iktidara geçen sağ partiyi diğer sol partilerin alkışlaması gibi birşeydir.
paf dahil bütün alt yapı takımları yerlerde sürünen, dışarıya akıttığı oluk oluk milli servetle anca yurtiçinde 64 puanla şampiyon olabilen, centilmenliğin türkiye'deki kalesi fenerbahçe takımı herkes tarafından alkışlanmalıdır.. evet evet sesini duydum, sana bi çay koyim, sonra devam ederim dertleşmeye senle canım defterim...
