düşündüklerimi saim altunterim çok güzel özetlemiştir. kendisi zaten koyu bir galatasaray taraftarıdır. okuyunca anlarsınız sevgili dostlar. http://turkspor.net/default.asp?o=1&id=63446
g.saray.. polat.. hagi.. yok edilmeye çalişilan gerçek taraftar.. ve inanilmaz bir senaryo ve de bir film olağan şüpheliler.
inanılır gibi değil, koskoca galatasaray başkanı, kendi deyimi ile neredeyse güvenlik kamerasi görse konuşuyor, anlatıyor.. kelli felli giyinip, canlı yayınlarda duayen dediğimiz ünlü gazetecilerin sorularını cevaplıyor. kesin.. net.. tarih vererek konuşuyor.. önce kendini inandirmiş, sonra izleyenleri inandiriyor ve bunu inanılmaz iyi başarıyor. hemde defalarca.. hem de aylarca.. öyle ki artık aylık, haftalık da sallamıyor. günlük sallıyor. medya, söylediğini unutup yeni söylediklerini manşetlere taşıyıp büyük başkan demeye devam ediyor.. kimse sayin başkan üç gün önce, "üç gün sonra üç transfer bitecek. ne oldu" diye sormuyor.. polat.. tek dişi kalmiş yönetim.. istifa ettirilen gerçek g.sarayli yöneticiler. susturulmuş taraftar.. sahibinin sesi basin.. hagi. tt arena'da yok edilmeye çalişilan gerçek taraftar.. ve bir film olağan şüpheliler.. saim altunterim yazdı..
galatasaray başkanı yarın çıkıp dese ki, bir hafta sonra messi galatasaray formasi giyecek.. emin olun, bir allah'ın kulu bir hafta sonra çıkıp yav sayin başkan bir hafta sonra messi gelecekti, umut verdiniz, tarih verdiniz, neden bunu net bir şekilde ifade edip, taraftarlarinizi umutlandirdiniz. bu sizin prestijinizi sarsmaz mi, inandiriciliğinizi kaybettirmez mi? demez..
demedi de..
çünkü göbekten bağli patronlar, reklam kaygısı ile bu soruyu asla soramaz..
soracak olan eceline susamiş muhabirleri ise kapının önüne koyar..
şardan korkusu, herşeye bedel..
sözde habercilik yapan gazetelerin galatasaray umurunda mı..
başkan ya da yönetim kim olursa olsun..
hiç önemli değil.
önemli olan gelsin paraciklar..
taraftara geçmiş olsun..
artık tt arena'da gerçek taraftara da yer yok..
kapalının ortası, yönetimin sesi ultraslan'a ayrilmiş durumda..
yani sosyete seyircinin, sosyete taraftari olacak.. karşılaşma sırasında ara nağmelerle, şarkilarla renk (!) katacak , orta oyununa..
sahadaki futbola ya da skora bakmadan..
çünkü yeni görev bu..
galatasaray isterse küme düşsün..
tt arena'de tek bir yönetim istifa sesi duyulmayacak..
şimdi açılış var..
16 bin kombine var..
sonrası..
sonrasında bir tek gerçek taraftar..
yani biletini alarak maça girecek tek taraftar yok..
özel davetiyeler, özel misafirler davet edilecek..
tt arena açılışında..
özel misafirler var..
vip var..
zengin var..
gerçek taraftar yok..
ama mal satmaya gelince
taraftar başkanın aklına geliyor ve başarısızlığın sebebini parasizliğa, parasizliğin sebebini ise g.saray ürünlerini almayan taraftara bağliyor ve ekliyor..
taraftarlarimiz görevini yerine getirmiyor..
ürün alarak destek olmalilar..
ayıp..
ayıp..
ayıp..
tarihi bir günde avrupa'nın en iyi stadlarından biri açılıyor taraftar yok..
gerçek taraftar yok..
gerçek..
yönetimden de ayıtlandılar..
şimdi tribünden ayıklanmaya çalışılıyor.
inanılmaz sinsi..
inanılmaz planlı..
taraftar resmen keriz yerine konuluyor..
para verip ürün alacaksa taraftar..
ama tt arena coşkusu yaşacaksa, sittir et..
böylesine kaliteli bir stadda, yönetime laf atmayacak, kaliteli ve elit(!) bir seyirci olmalı..
bırakan galatasaray için ağlamayi.. heyecanlanmayi.. coşmayi.. kendine yaşam sebebi yapmayi.. hayatında bir kez parasi ile bilet almayan , hatta maça bile gitmeyen sosyete ya da yöneticilerinin şirketlerinin müşterileri tribünlerde..
52 bin kişi içinde bugüne kadar bilet alarak yaz, kiş demeden, yüreği g.saray için atan tek bir kişi yok...
yani polat ve şardan galatasaray dışında da ilişkide oldukları kurum ve kuruluşları ağırlıyor.. tabi ki karşılıklı menfaatlerini sağlamlaştırmak adına..
kötü günde ise sizden ürün almanızı ister ve para söğüşlemeye bakarız..
tt arena heyecanını yaşacak insanlar varsa, onlarda sapina kadar gerçek taraftarlar olmalıydı..
ama işin bir başka yüzü de polat ve saz arkadaşlarının tepki korkusu..
yani ola ki, tt arena açılışına gerçek taraftarlar gelirse, ve yönetim istifa diye bağırırlarsa..
esas korku da bu..
peki tt arena açilip, ligler başlayinca ne olacak..
emin olun, bunun içinde derin planlari vardı, galatasaray'in derin yönetiminin..
yeterki orta direk ve gariban taraftar gelmesin..
zaten başladılar deneme turlarına.
mesela şöyle yapabilirler..
her hafta g.saray store lardan bir ürün almayan ve bunu belgelemeyenlere bilet satişi yapilmayacak..
yani ürün alma gücü olanlar bilet alabilecek..
ekonomik gücü olmayanlar ise dişlanmiş olacak.
yani onlara göre yönetim istifa diye bağıranlar hep orta direk ve kültürsüz, eğitimsiz, parasız pulsuz çapulcular..
böyle bir düşünce olmasa tt arena açılışı gerçek taraftara kapatılır mıydı..
takımı yüklemişler hagi'nin sırtına..
garibim çirpiniyor..
kendi futbolculuğu dönemindeki heyecan ile takım ruhuhu oluşturmak için..
forması için oynayacak, ruhunu ortaya koyacak, arkadaşlık duygularının yüksek olduğu bir takım için tugay ile florya'da yapayanlız..
koca antalya kampına bir tek yönetici bile gitmez mi..
gidemez.. çünkü yönetici kalmadı..
olanlar da zaten polat'ın en büyük düşmanı olduklarını zaten ortaya koydular..
kazan kaldırdılar..
darbeye teşebbüs ettiler..
ama derin darbe püskürtüldü.
polat hagi ve sezgin başarili olmazsa kapinin önüne koyarim diyerek kabadayi (!), delikanli (!) başkan pozlarında esip gürledi..
boş tenekenin daha çok ses çikarttiği gibi..
sonra diyor ki..
sezgin'e bir bütçe verdik. bununla transfer yap dedik..
yani olayın özü şu..
biz işin bize getirisi yönündeyiz..
takim ve transfer bizi ilgilendirmez..
sezgin ve hagi ne hali varsa görsün..
başarılı olurlarsa ortaya çıkar konuşuruz.
biz yaptik.. biz böyleyiz.. seneye uçacağiz diye.
gerçekten de başkan'ı transfer ve takım hiç ilgilendirmiyor..
ilgilendirmediği de alenen ortada.
hem da alay edercesine.. dalga geçercesine..
ali kırca ve birand soruyor..
transfer ne durumda.. hangi mevkilere transfer yapacaksiniz..
polat cevaplıyor..
bir kere kesinlikle bir ön liero alacağız.. bir de forvet transfer edeceğiz..
sonra kırca soruyor..
başkanım kaleci transferi gündeminizde mi..?
polat cevaplıyor..
haa evet evet bir de kaleci alacağiz..
bir kaleci.. bir ön libero.. bir forvet.. üç gün içinde bitmiş olacak..
yani ali kırca bile başkan polat'dan çok g.saray ile ilgili..
koca başkan kaleci alınacağını bilmiyor..
unutuyor.
çünkü umurunda değil ki..
sonra baros'u soruyorlar..
baros'un durumu ne olacak.
başkanın verdiği cevap tiraji komik..
adale zayıflığı var sakatlığı yok. ayın 10 unda ben hazır olacağım demişti.. ayın 10 unda hazır olacağı söylenmişti. (saatine bakıyor) haa evet bugün ayın 10 u.. evet bugün hazır olması lazım..
yani ayın kaçı.. takımın hucümdaki en büyük kozunun sakatlığında son durum ne.. ayın 10.unu iple çekip bizzat ne oldu tamam mi hazir durumda mi deyip hocası ile görüşmesi gerekirken, futbolcunun kendisini motive etmesi gerekirken , başkan daha ayın kaçı olduğunun farkında değil.. baros'un sakatlığını unutmuş bile..
hocasına gelince, o da bu vurdumduymazliğin farkında.. hagi için ne başkan var, ne de baros..
onun açıklaması da şöyle..
baros ne durumda bilmiyorum. bunu doktorlar bilir gidin onlara sorun. doktorlar iyi derlerse, idmanlara katılır ve hazır olduğunda oynar..
bu durumun tabi ki baros da farkında.. o ne diyor..
benim iyileşmem için kulüp değiştirmem şart..
yani neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
sezon başından beri aynı şeyi yazdık durduk..
hagi gelince de yazdık..
başkan yok..
yönetim yok..
taraftar susturulmuş..
medya, yönetimin basin bülteni..
futbolun başinda kimse yok..
florya sahipsiz..
yönetim üçe beşe bölünmüş
gerçek g.saraylilar yönetimde istifaya zorlanmiş.
futbolcular birbirlerinin yüzüne bakmiyor.
g.saray küme düşse bile kimsenin umurunda değil.
polat kendi geleceğini kurtarma peşinde.
g.saray'in başarilarinin manşetlere taşinmasi ile ilgilenmiyor, kendisi nasil manşetlerde yer alirim onun hesabi içinde..
bu toz duman içinde..
hagi ve tugay aynen bir mahelle takiminin ağabeyleri konumunda, kendileri birşeyler yapma çabası içinde..
polat'ın , sezgin'e transfer yaparsın diye verdiği harçlikla dört başı mamur bir yemek bile yenilmiyor..
hagi kendi bildiği, piyasası henüz oluşmadığı için ucuz adamları almaya çalışıyor.
amacı şu..
yıldız olmasın..
beni satmasin..
takimini satmasin..
burada parlayip piyasa yapsin..
yani gelecek futbolcu para için gelmeyecek.
bir.. hagi için gelecek..
iki.. galatasaray'da marka olma şansını yakalayabilrim, belki sezon sonunda parasi ve huzuru yerinde olan takımlara gidebilirim umudu ile geliyor..
durum resmen bu..
ama polat, tsn ziyaretcilerinin sürekle yorumlarında bol-at diye bahsettikleri gibi atiyor.. atiyor.. atiyor..
ziyaretcilerimizin bol-at tanımlaması çok zekice olmasına rağmen, ağır kaçar diye hiç kullanmadık..
ama üç gün sonra üç transfer bitecek dedikten sonra bol-at artık hiç de ağır kaçmaz..
ziyaretcilerimiz, özellikle transfer döneminin gelip geçici ziyaretcileri eskiden bütün transferleri tek tek verirdiniz, sabahlardik ama artik haber veremiyorsunuz diyorlar.
ama kendilerini sorgulasalar, bu yorumu yapmamaları gerektiğini anlayacaklar..
ya da bu yazıyı okuyunca anlayacaklar..
g.saray başkan'inin ve tek dişi kalmiş yönetiminin transfer gibi bir derdi yok ki..
olsa canlı yayında transfer g,bi bir önemli konuda.. koskoca galatasaray başkanı polat, böyle sallar miydi.. eğer üç futbolcu kesin değilse, neden üç gün içinde bitecek diyorsun..
o halde ortada isim yok ki bitsin..
ya da hiç birşeyden haberi yok.. bol bol bol-atıyor..
şimdi olayın vahim boyutunu bir kez daha özetleyelim..
başkan'ın galatasaray umurunda değil..
günü kurtarma adina bol-at iyor..
medya, verdiği sözleri anında unutup , yeni umutlar dağıtan polat'ı asrin başkani diye sunuyor..
taraftar susturulmuş..
tt arena da ise , artik asy deki gerçek taraftar olmayacak.
polat ve tek dişi kalmiş yönetiminin tek korkusu, taraftarın yönetim istifa.. polat istifa tepkisini yok etmek.. bu tt arena'da tamamen bitmiş olacak..
artık galatasaray küme düşse bile
kimse yönetim istifa.. polat istifa..
diyemeyecek..
o zaman atacakları manşetler ve bol_at ın vereceği demeçler kesin söyle olur..
seneye çok iyi bir takim kurarak, devrim yapacak ve tekrar süper lige çikacağiz. taraftarlarimiz ürünlerimizi almaya ve bize para kazandirmaya devam etsin olacaktır..
medya'nin manşeti ise polat devrim yapacak..
maalesef durum bu..
galatasaray'ı düşünen ve takımı için yüreği çarpan taraftarın tek umudu hagi...
herşey hagi ve tugay'a kalmış durumda..
hagi bir yere kadar susar..
işler kötü giderse, hagi patlar bu patlama sonucu enkazın altında kimler kalır bilinmez..
polat hagi başarılı olsun diye dua ediyor olabilir..
çünkü ortaya çıkıp hava atacak..
hagi başarısız olursa (sanki kendi üzerine düşene yapmış gibi ) hagi başarili olamadi. diyecek ve hagi'yi gönderip gündem değiştirmeye çalışacak..
...
tam yazıyı bitirecekken nedendir bilinmez (!) aklıma bir film geldi..
hayali konuşmalar..
hayali isimler..
hayali vaadler..
entrika..
karmaşık ama mükemmel kurgulanmış bir senaryo..
en iyi yalanci, söyleyeceği yalana önce kendini çok iyi inandiran yalancidir, sen kendini inandir, başkasi zaten inanir mesajı..
filmin adi mi..
olağan şüpheliler..
mutlaka seyredin..
bir kez daha seyredin..
unutmayın..
olağan şüpheliler..
filmin başında sıkılabilirsiniz..
film keizer soze karakteriyle efsaneleşmiştir. film başlarda standart bir amerikan filmi görünsede ilerledikçe hiçte böyle olmadığını görecek hatta yav biz bu filmi zaten gerçek hayatta seyrediyoruz diyeceksiniz..
kevin spacey ve kayzer soze...
inanılmaz replikleri de bir kenara yazılacak cinsten..
-şeytanın yaptığı en büyük kurnazlık tüm dünyayı yaşamadığına inandırmakmış...
-özür dilerim ama hepinizin canı cehenneme..
bunlardan sadece ikisi..
seyrettikten sonra ne söylemek istediğimi daha iyi anlayacaksınız..
bir kaç kez seyredince, geriye dönük olayları çok çok daha iyi anlıyorsunuz..
yani bugün yaşananları anlamak için geriye dönük olaylara bakınca senaryonun gücü daha da ortaya çıkıyor..
ama bir gerçek daha var..
hiç bir senaryo, bundan daha iyisi yapilamaz değildir..
maalesef hayatın içinde çok daha mükemmel seranyolar var.. hem de film değil..
gerçeğin ta kendisi..
ama herkes film gibi seyrediyor.
her alanda kurnaz senaryolar inanılmaz bölümleri ile devam ediyor..
seyredenler ise hipnotizma olmuşcasına, eski bölümlerin film olduğunu sanarak, yeni bölümleri de ayakta alkışlamaya devam ediyor..
zaten böylesine müthiş hikayeler her zaman yaşanmış gerçek olaylardan alınmamış mıdır..?
yemin ediyorum, derin insanların, derin işlerini derinliğine bilen biri yaşananları senaryolaştırsa olağan şüpheliler'in pabucu damı atılır..
söylemeyi unutmuş kendisi. ben söyleyeyim. en basitinden stadın otoparkına bile otopark için kart satın almayanlar alınmayacak. orası mecidiyeköy değil ki anam sağa sola bırakabilesin arabanı. sen o stadın otoparkına o seyircinin arabasını seve seve almak zorundasın! neymişte kesinlikle alınmayacakmış