zamanın başbakanınca peşkeş çekilmiş bir araziye sonradan cüzi bir tutar ödeyip üzerine yarısı kaçak stad yapıp yanında bulunan okulu yıkmaya çalışmamaktır. en azından bu haltları yiyip sonra da rakibinin stadına ağzının suyunu akıtarak "peşkeş arena ehe ehe" şeklinde zırlamamaktır.
edit: her hafta başka takım takdirini ise fahri sivassporlulara bırakalım... *
rakibi stad yaparken "olum biz spor kulübüyüz inşaat şirketi değil" diye zırlaşıp, yıllarca stad maketiyle kandırıldıktan sonra peşkeş arena'nın inşaatını online izlemektir.
sarı lacivert kenarlı gözlük takıp ezeli rakip kompleksi yaşayan bir taraftarla aynı takımı tutmamanın gururunu yaşamaktır. sadece galatasaraylı olmak mı? hayır, fenerbahçeli olmak da, beşiktaşlı olmak da, bursasporlu olmak da. futbolu dar açıdan izlemeyip objektif olarak, aynı zamanda sonuna kadar takımı severek.
sözün özü; gerçek bir taraftar olmak, bir takımın efsanelerinden harmanlanmış bir isim seçip de, o ismin hakkını vererek kendini ifade etmektir. onurlu olarak!
edit: unutmayayım da, sonra saçma mesajlar atılmasın: takım tutmuyorum, ingilizcesi için: i am not a fan of any team, i am only interested in football.
türk futbol literatürüne teşvik primi kavramını sokan ergun amca nın takımını tutmak demektir.
didier six denen fransızı dalavereyle 2 günde dündar siz yapan asil(!) takımı tuttuğunu unutup, 'mehmet olunmaz mehmet doğulur' ucuz milliyetçiliği ile milleti kendine güldürmektir.
"the highest one can ever achieve, the supreme one can ever reach, the best one can ever get: that is the football, this is the football. everything is something happened.
galatasaray rulazzz."
hayatımın biricik aşkı galatasaray, on iki sevgilimden sonra tabi hehe.
edit: geyik lan o. yemişim sevgiliyi. galatasaray yeter bana. bi de skarlet yohanson tabi ühüh.
aşktan da ötedir, doğuştan varolan en içten sevgidir. dostlukların, aşkların, heyecanların, aşırılıkların herşeyin temelidir, herşeyden ötedir. bazen gözde iki damla yaştır, gururla ayakta tutan...