işgal günlerine dönmek gerekirse, çanakkale savaşında takımın tamamına yakınını şehit veren bir geçmişle övünmek, istanbul'da kalıp işgal kuvvetleriyle top oynayarak kazandığı kupayla gurur duyan bir rakibe sahip olmaktır.
türkiye' nin dünya' ya reklamını yapan takımın taraftarı olmaktır. bazıları için sorulan sorulara "o kim galatasaray' da mı oyunuyor ?" diye cevap almamaktır.
"sizin başarınız nedir" diye soranlara "eehhmm boliç gol atmıştı mençıstıra" demek yerine "gel otur bakalım, bi çay söyle. şimdi sene 1988, süreklilik kazanan avrupa başarıları daha o senelerde başladı. sonra şampiyon kulüpler kupasında yarı final ve..." diye başlayan epey uzun sürecek başarılar sıralayabilecek ve bu başarılarını kesintisiz sürdürebilecek taraftar kitlesine mensup olmaktır.
ne kadar gurur duyulsa, onur duyulsa, zaferlerle kendinden geçilse azdır.
"abi siz bu sene naptınız, hangi dalda ne kazandınız" sorusuna "gel bi çay söyliyim sana, hiç unutmam sene 1988...." muhabbetide yapabilmektir utanmadan.. anlatılmaz...
her sezona fenerbahçe'den 6 puan geriden başlamayı bilmek demektir. 21. yüzyılda ezeli rakibin olarak gördüğün takımın sahasından 1 puan bile alamamak demektir.
"abi siz ne yaptınız ne ettiniz" diyenlere "gel bi çay söyliyim sana, al bak bakalım 2006 yılının futbolda tüm yaş gruplarına, alt yapılara, paf takımlarına. sezonu rekor puanla şampiyon kapatan a takımına. futbol branşında bir sezonda kaç şampiyonluk var, dikkatli bak..." diyebilen taraftardır.
"ama bizim de kürek takımı şampiyondu böhüüü" diye ağlayanlara selpak uzatandır.
basketbolcu baskanla, 100. yilda basketbol liginden kume dusmektir,* voleybolda kume dusmektir, ses cikarmamaktir. baskan yardimcisindan "capulcu" damgasi yiyip hazmedebilmektir, sonra omuzlara almaktir. ondan sonrada "genc takimin c grubu sampiyon oldu ama" diyebilmektir.
senelerdir oluşturduğu kuyruk acısıyla, daha da bir nefret uyandırmış takımı tutmaktır.
nefret dediğin de bebe feryadından üstün geliverse bari, içler yanmaz.
hani küçük çocuklara kağıt 100 ytl ve yanında da 5 tane 5 ytl gösterir ve sorarsın;
-sağ elimdekini mi, yoksa sol elimdekini mi istersin?
atlar yavrum hemen;
+hiiii, tabiii ki peeş tane olanığğğ.
bu da şey gibi, bir tarafta senelerdir pırıl pırıl parlayan kupaların olduğu bina.
diğer yandan da 55.000 kişilik bir stadyumu seçmek gibi.
çılgınca bir perspektiften bakılıp, bu yazıları okuduğunuz ekran kadar gerçek bir tezahürdür.
hadi bu da olmadı sevimli bi türk filmi repliği ile pekiştireyim de aradaki fark anlaşılsın.
+benim babam çok zengindir, çuvalla para verir yine de alır. binicem üstüne vurucam kırbacı vurucam kırbacı.
tarihini dolduracak başarılara sahip olup kunuşmaktır. boş teneke sesi gelen tarihleri ile övünenleri nedense anlayamamaktır. avrupa' da sıfır çekmeyen takıma sahip olmaktır. avrupa' da iki tane kupa kaldırıp ülkeyi sevince boğan takımı desteklemektir.
her türlü başarıyı yaşamış olarak gururla dolaşmaktır tüm dünyayı. başarısızlık yaşamak için bile öncelikle avrupa'ya çıkmak gerekir, gitmeyen bilmez bunu.
gidince de sadece bir türk takımının değil tüm avrupa kulüpleri arasında kösice ile birlikte en büyük rezilliği yaşayıp gelir bazıları. kolay değildir şampiyonlar liginde daha ilk grupta 0 (yazıyla sıfır) çekip geri dönmek.
başarı yaşamaya alışmaktır. futboldan bahsederken kürek takımına, bayan basketbol takımına dümen kırıp gülünç duruma düşenleri teselli etmektir. çay söylemeye kalkanlara, bsg çay koy demektir.
Galatasaray'ı kendisiyle kıyaslayanlarla değil, galatasaray'ın vakti zamanında asla kıyaslanmadığı ( man utd, monaco(88 yılı), arsenal, real madrid, barcelona, juventus, milan, vs.) takımları yenerek başarılarından söz eden takım.
Galatasaraylı olan, kendisini rakipleri ile kıyaslarken onun başarısızlıklarıyla değil, kendi başarısıyla övünür.
mide yerine iskembeye sahip olmayi gerektirir. kendisine "capulcu" diyen adami omuzlara almaktir. staddan bahsederken avrupa'ya yatay gecis yapabilmektir. baskani anlatmak icin verilen orneklerden sonra "bi cay koy" diyebilmektir. bu sene naptiniz sorusuna gecen seneden ornekler verebilmektir. herkesin harci degildir..
işkembesi olanların sindirimine zarar veren taraftar kitlesidir. kolay değildir başarıdan bahsederken inşaattan bahseden, kupadan bahsederken tuğlayı başarı sayan rakibe sahip olmak.
başkanından bahsedenlere değil "gel ben sana çay koyayım" diyenlere laf koyan taraftar kitlesidir. bunu anlayamayacak düzeyde insanlara bile laf anlatmaya çalışmaktır, zordur vesselam.
başarı kelimesinden "bu sene"yi değil, 100 seneyi anlayan kitledir. acısı olanlara hatırlatmayı vazife edinmiştir. herkesin harcı olsa herkes başarılı olurdu zaten.
kısacası ayrıcalıktır.
türkiye cumhuriyetinde yaşayan insanlar için, hiçde zor olmayacak durumdur. çünkü doğar doğmaz aile içinde hangi takımı tutması gerektiği konusunda galatasaray ismide geçecektir.
sadece galatasaraylıları ilgilendiren durumdur, gerisi boş konuşur.
hadi bakalım kapınızın önünde oynayın.
(bkz: hadi dağılın kapatmayın dükkanın önünü)