alamadığı kupa için tayyip'in bile devreye giriyor olmasından duyduğu özgüvenle olabilir.
ya da en büyük rakibinin yargı-medya kuşatması altında sportif bazda çöküşü.
alternatifsizliktir belki de.
babanın galatasaraylı olmasıyla başlayan süreçte, kullandığın diş fırçasına kadar her şey galatasaray ürünüdür. Yürüyecek kadar büyüdüğünde ise beraber maça gidilir. O atmosfere hayran olunur. O insanların kenetlenişine hayran olunur. Ardından ömür boyu sürecek bir aşk başlar.
2000 yilinda cocukken arabalarin ustunde tepinip bayrak salladigim, hotelde uefa maclarindan birinde o cocuk halimle sasirtici mac yorumlari yaptigim, babamin terasa cikip cosaraktan tufekle ates ettigi (normalde yapmaz), herkesin yuzunu gulduren bu hatiraya saygi duyuyorum. ayrica o efsane jenerasyondaki oyunculara ve milli takimi dunya ucuncusu yapan adamlara da saygi duyuyorum. (nerdeyse galatasaraydi milli takim zaten o zaman) yani galatasarayliyim cunku cok derin hatiralari var.