1987 yılında ergün gürsoy un malatyasporlulara gönderdiği doğan slx lerle türk futbol literatürüne teşvik pirimi kavramını sokmuş, 1993 te ligin averaja kalması sonrası ankaragücü nü 8-0 yenerek şikenin tillahını yapmış, ulusoy zamanı federasyonca alenen desteklenmiş karanlık bir camia için şaşırtmayan durum.
galatasaray'ın para karşılığı rakiplerinin yenilmesini sağlaması veya rakiplerine karşı mücadele eden takımları onları yenmeleri için teşvik etmesidir. olmuş olabilir, yapılmış olabilir. ama şöyle bir fark vardır, galatasaray her zaman bunu şikeyle ilgili yeni bir yasanın çıkmasından ve cezaların belirlenmesinden hemen sonra yapmayacak kadar akıllı olmuştur.
devletin kapısında şike sürecinde yatanların galatasaray'ı devlet ve devletin politikaları ışığında aynı kefeye koymak bilinçsizliktir.
ilk önce mekteb-i sultaniye'yi bilmek gerekir. kurulduğundan bu yana kaç başbakan, kaç tane bakan, kaç tane vali, kaç tane belediye başkanı yetiştirdiğini bilmek gerekir.
galatasaray türkiye cumhuriyetini yöneten devlet bilincinin ta kendisi olmuştur. bu ülkenin avrupayi modern bir tarafı var ise eğer bu galatasaray'ın tarihinden gelen sultaniye ruhudur.
şikeden avrupa'ya alınmamış bu güzel memleketi dünya basınında rezil etmiş kulübün taraftarları bu geleneksel ruh'tan tabiki anlayamayacaklardır.
unutulmasın ki.
amerika henüz keşfedilmemişti, galatasaray'ın ruhu bu topraklarda o tarihte vardı.
o yüzden yandaş, candaş suçlamalarıyla bir yere varılamaz.
ayrı bir cumhuriyeti olduğunu varsayanlar ise türkiye cumhuriyeti takımı olan galatasaray'ı ağzına almasa olur mu?