3000 yıllık bir açlık hikayesinin mısralara dökülmüş halidir.
istanbul'un göbeğinde stadımız vardı,
büyük kurucumuzun adını taşırdı,
bir jardel aldık bir de uefa kupası,
ömür boyu açlığa mahkum ettiniz bizi.
****
sonra başkanımız yalvardı devlete,
olimpiyat stadını verdiler hediye,
iki taraftar dondu, üçünü de kurtlar yedi,
bizim bu stat çilemiz hiç bitmedi.
****
gittik devlete gene yalvardık,
alın rivayı dedik durumumuzu anlattık,
bir maket yaptılar verdiler elimize,
tanıttık o oyuncağı yeni stadımız diye...
gitti biri daha denilen, yıllardır sıklıkla görmekte olduğumuz bir travmadır...
bir çeşit saplantı olan monomanirahatsızlığı, Tek bir düşüncenin,
tüm zihinsel yetenekleri etkiliyor gibi gözüktüğü akıl hastalığıdır. sürekli bir şeye odaklanıp,
zihnin tek bir konuya bağlantılı olarak zafiyet gösterir. Diğer bir deyişle;
akli zafiyet gösterir şekilde belirli bir konuya ya da düşünceler silsilesine ilgi odaklanmasıdır.
Ülkemizde bu tür akıl hastalığı, özellikle gençlerde çoğalmaya başlamıştır.
rahatszlık gösteren kişi, kan ter içinde titreyerek, uykusuz gözler ile
zihnin içinden geçen sarı kırmızı düşler, kupalar, başarılar, koca bir tarih görmesi ilk evreleridir.
daha sonra saldırganlaşmaya başlayan hasta, içinden sürekli altı altı altı diyerek hayali
uzaklaştırmaya çalışır ama mümkün değildir. hemen akabinde sıtaaad sıtaad diye sayıklamaya başlar.
ama yoo.. olmuyordur. alexxx hagi'den iyi diye bağırmak ister, kendi bile inanmaz, alex - kewell der...
yok. çıldırdıkça çıldırıyordur. alex - lincoln? hayır... nefes nefes'e kalmıştır artık.
migros - tansaş? çüş!...
yazık diilmidir bu gencecik bedene? çocuğumuz yavaşça yatağına yatırılır. öpülür. battaniyesi üstüne örtülür. elden bişey gelmez. fenerbahçeli'dir ama insandır sonuçta. üzülürsünüz. bunları da böyle yaratmıştır allah.