elli karakter sınırına takılmasa galatasaray' ın sergen yalçın' ın jübile maçında oynamayı reddetmesi olacak başlık. beşiktaş devre arasında sergen'e jübile yapmaya karar vermiş, bu maçın da şanına yakışır bir takımla olmasını arzu etmişler. akıllı bir seçim,sergen kısa da olsa galatasaray' a emeği geçmiş,oynadığı sene kazandıkları şampiyonlukta pay sahibi olmuş bir oyuncu. galatasaray yoğun programı öne sürerek bu talebi geri çevirmiş. sergen adına içim cız etmedi değil de, kendi efsane evlatlarına ( bülent korkmaz, ergün pembe, hakan ünsal ) jübile yapmayan, hiç sevmesem de galatasaray tarihindeki yeri inkar edilmez hakan şükür' e sırt çeviren bir kulüpten tam da beklenecek davranış modeli değil mi ?
zorunlu açıklama: her olaya takımdaşlık penceresinden bakmak ruhumuza işlemiş. burada galatasaray eleştirildi ya daya eksiyi gitsin. şu sözlükte artılanmak veya eksilenmek diye bir sıkıntım olmadı hiç fakat insanın siniri bozuluyor, yalan mı, hangisine doğru dürüst veda etti galatasaray ?
bas eksiyi, kötüle ama itiraz noktanı da dile getir bir alt satırda, biz de öğrenelim nerede yanılmışız. ama nerde sizde o tartışma kültürü?