devlete yardım basvurusunda bulunan galatasaray in, devletinde elinde ödenek bulunmamasindan dolayi, devletin kendi bünyesinde faaliyet gösteren fakir fukara fonundan yardim almasidir.
bazi cahil insanlar, ekonomiyle, ticaretle alakasi olmayan insanlar, bir bok yermiscesine dillerinden düsürmedigi olay haline gelmistir. gecen her muhabbette, tüyü bitmemis yetimden bahseden, fakirin hakkina el uzatildigini savunan d.ngalak insanlarla ugrasmaktayiz. kelimelere takilmayin kardesim, olayin tam aslini bilmeden polemik yaratmayin. fakir fukara fonundan ödenen para, yerine tekrar konmustur. devletin cebindeki paraya kadar burnunuzu soktunuz ya helal olsun. devlet bir cebinden cikarir parayi, öbür cebine koyar. bu kadar mi zircahilsiniz? yok ama isinize gelmiyor, icinizden de söyle geciyor. galatasaray bitti, bizimde bir yerimizde cift okey patlati. aman galatasaray a fazla dil uzatmayin, gercek disi yorumlar yapmayin, belli mi olur istaka yi kafaniza yersiniz.
galatasaray ın hakkı olan bi parayı devletin fakir fukara fonundan vermisi durumudur. tanımı girdik şimdi de sözlükteki beyin özürlülere bişeyler söyleyelim. aslında defolun gidin dostlar kıraathanesinde tartışın burası kahvehane mi lan demek gerekir ama adamlar onu bile anlamaz ki. o yüzden heceleyerek defolup gitmelerini ve buranın sözlük olduğunu hatırlatayım; de-fo-lun gi-din lan ma-gan-da-lar. ho-li-gan yu-va-sı mı bu-ra-sı.
sürekli galatasaray a bok atma çabasında olanların yönlendirme haberi. şimdi galatasaray bu yardımı istememiştir bu parayı devlet galatasaray ın avrupa başarısı üzerine kendi isteğiyle vermiştir fener başarılı olsa ona da verilirdi. bu paranın o fon üzerinden verilmesinin nedeni ekonominin türklerin elinde olmamasıdır bunun sorumluluğu da galatasaray a yüklenemez. paranın kaynağı bu fondan değil devletin kendi kasasından çıkmıştır. gatasaray ın o dönemde türkiye tanıtımına yaptığı katkı hesaba katılırsa bu para az bile kalır.
şimdi galatasaray ezik diyenlerin komik duruma düştüğü bir başlık daha arkadaş galatasaray ezikse sen niye sürekli bok atmaya çalışıyorsun sözlüğü ne zaman açsam hep galatasaray a atılan iftiralarla hakaretlele dolu başlıkları görüyorum. nedense bu tür başlıklar hep fenerin bir mağlubiyetinden veya beraberliğinden sonra oluyor. kendi takımlarının açığını kapatamadıkları için başkalarına bok atmak marifet sayılıyor.
fener in yöneticisi nihat özdemir devleti dolandırmaktan mahkeme önünde. fener in eski başkanı ali şen aldığı doğalgaz ihalelerinde 6 dolar olması gereken doğalgazı 20 dolara sattığı söyleniyor. aziz yıldırım ın devletten aldığı bir çok inşaat ihalesinde iki misli fiyata inşaat yaptığı iddiaları var. fener in borcu olduğu halde 60 milyon euro luk transfer yapmaya çalışması nasıl bir mantıkla açıklanır. hem borcun var hem o kadar para harcıyorsun bunun kaynağı nereden geliyor. satılan üç beş forma ve stad geliri mi bunu iddia etmek saçmalık olur. fener e başkan olan insanlar bu kulüp üstünden aklanıyor yetim hakkı yemek işte budur.
gün geçmiyor böyle başlıklar görmeyelim. elimizi başımıza götürüp üzülmeyelim.
galatasarayın sözde fakfukfon(!) dan aldığı paranın kaynağı haluk ulusoy federasyonunun uefa kupası başarısı yüzünden galatasaraya vaadettiği tahmini 6.5 milyon dolardır. bu bir devlet yardımı değildir. hibedir. isteyen galatasaray olmamıştır. haluk ulusoy "sevgili faruk süren, ülkeye uefa kupasını getirin size para yardımı yapıcaz" demiştir. 2000 den sonra görevden ayrılan faruk sürenin yerine geçen mehmet cansun döneminde ise bu para ödenmemiştir.
ödenmesi için mehmet cansun başvurmuştur. ha mehmet cansun ak sütten çıkmış kaşık değildir. 23 milyon dolarlık jardeli sırf "biraz cebe indirecek para gelsin" diye 3 tane sktiriboktan adam +5.9 milyon dolar a satan odur.
(o 5.9 milyon dolar kayıptır)
şimdi bu takım taraftarı kalkıp da "biz fakiriz ama gururluyuz" edebiyatı yapmıyor. bu edebiyatı şu an ülkemizde yapıcak olan tek takım sivasspor. galatasaray fakir değil, iflas etmiş durumda. değil devlet, imf yardımı bile kurtaramaz.
ancak ezeli rekabet adına bok atmak için ezik rakip takım taraftarlarının ne yapacağını şaşırması bizi şaşırtmıyor değil. tromso de gülelim. helsingborg de hep beraber gülelim. olur böyle şeyler. ama senin klübünün başkan yardımcısı devlet ihalelerinde eyyamcılık yüzünden yargılanıyorsa, başkanının ismi silah kaçakçılığı ile anılıyorsa, orda dur biraz. biz oralara gelemeyiz.
galatasaray'a bok atmaktan orgazm olanların kına yakıp sevinecekleri haberdir. ayrıca hangi takım haram para yiyormuş, iyice bir bilinsin bakalım.. "ronaldinho için 90 milyon euro hazır" diyen bir başkanın takımı mı yoksa birkaç profesyonel adam dışında gurbetçiler ve altyapı oyuncularıyla oynayan, ligin bitimine bu kadar az kala teknik direktörü bile olmayan bir takım mı? nereden geliyor o kadar para aziz başkan?..
yetim hakkı yeme, kaçak yapı konularında uzman olan sütten çıkmış ak kaşık fenerbahçe zamiası taraftarlarının kendince eğlence malzemesi yaptığı haberdir.
lan gidin kösice ile "0" larınızla eğlenin reziller.
onlarda yetmezse buyrun ;
ha - ha - ha
eksi yağmurundan sonra gelen edit: seviyorum sizi. ha ha ha, na nay...
dünya üzerindeki nakit tedariğinde fonlar arası çeşitli transferler olabilir.
likidite transferi de bir mali politikadır.
dünyada türk futbolu deyince akla gelen ilk takım olan galatasarayın böyle bir fondan kredi kullanması onu, başkanı babasının cebinden para aşırmaya bile meyilli olan*, futbolu mafyaya ve siyasi ranta alet eden takımlardan daha gülünç daha rezil kılamaz.
moskova'da "taraftar derneği" adı altında kurulan silah ticaretinin merkez üssü haline getiren, başkanının sadece "müteahhit" olarak sıfatlandırıldığı bir kulübün acınası gözlerle baktığı, lakin taşak malzemesin yapmaktan öteye gidemediğinin göstergesi olan haberdir.
herşeyi geçtim,yapmıs oldugu yardımları, "ulan şu çapulcu varya, geçen caminin orda gördüm, acıdım ibneye simit parası verdim" diyerek anlatan zihniyetten farksızdır bu konuyla alay edenler.
sivasspor'un da parası yok, belki bir kaç ay sonra ıflas eşiğine gelecekler kim bilir, adamlar esnaf tüccar yardımıyla su an için 3. sıradalar. gayet de "helal olsun" nidaları yükseliyor bacanızdan. harbiden de helal olsun. şimdi, "fakiiiiir, kıçınıza don alın siiiz" gibi serzenişlerin tek nedeni, kuyruk acısına bağlı bir kıskanclık çeşididir.
adının bitişiğine cumhuriyet kelimesini eklemekten çekinmedıklerı küçük dünyalarında richie rich gibi yaşayanların bugüne kadar yüzlerinin güldüğüne şahit olmuşluğum yok.
kandırmayalım kendımızı, sırf bu tavrınız yüzünden tüm kulüpleri karşınıza alıyorsunuz, sonra da "herkes bize düşman" diyorsunuz.
binlerce metrekarelik tesislerini eski parayla 1 milyona yani 1 ytl'ye alan kişilerin hakkında en son konuşmaları gereken olaydır. ama insanda haysiyet olmayınca, kovulduğu yere tekrar geri dönecek kadar yüzsüz olunca normal karşılamak lazım.
şaşırılmayacak olay. şu anki durumları da o zamankinden çok farklı değil. şimdi aldıkları sadakaları önümüzdeki hükümet döneminde nasıl olsa öğreniriz. dilenmenin şerefli birşey olduğunu da öğrendim ya!*
büdüt: bu arada faruk süren'in de zamanında hayali ihracat ve naylon faturadan yargılandığını hatırlıyorum sanki. güzel bir söz geldi aklıma bununla ilgili: (bkz: hem kel hem fodul.)
yıl 2228, yer aslantepe stadı. yıllardır kulüpten parasını alamayan futbolcular hakemin yazı tura içi attığı parayı almaya çalışırken çıkan arbedede hakem perişan oldu. Maçı tatil eden hakem " fırlattığım 50 ykr için 11 futbolcu birbirine girdi. normal şartlarda 50 ykr'yi 11 futbolcu arasında pay edip maçı oynatmam gerekirdi fakat teknik heyet ve sayın başkan da pay isteyince matematik bilgim yetmedi. böylece maçın oynanamayacağına kanaat ettim" dedi.
konuyla ilgili açıklama yapan kaptan hakan şükür "en az 100 sene daha oynamak isitiyorum" dedi.
hakem yorumcusu erman toroğlu ve ahmet çakar "bir hakemin parayı pay etmeyi bilmesi gerekir" diyerek ilk defa bir konuda mütabık kaldılar. ikili hakem komitesinin istifasını istedi.
adnan polat: ya biz sizden yardım almak istiyoruz çünkü çöyle de böyle de bik bik bik bik bi---???
fakfukfon görevlisi: haaa şimdi orda durucan biraz.
a.p.: ?
f.g.: senin takıma 74 yaşında bi bunağı getirttiler mi?
a.p.: evet
f.g.: lincoln'e o kadar para saydınız bi sike yaradı mı?
a.p.: hayır
f.g.: en önemli soruyu sorucam şimdi
a.p.: sor
f.g.: sabri sarıoğlu hala sizde oynuyor mu?
a.p. evet
f.g.: la bi git akşam akşam asabımı bozma
a.p. mühühühü
