galatasaray fenerbahçe rekabeti

entry174 galeri11 video1
    73.
  1. galatasaray ve fenerbahçenin bugün bulundukları konuma gelmelerinde etkisi olan rekabettir
    Bu tip rekabetler aslında iki tarafında ciddi anlamda reklamının yapılması ve uzun vadede de rekabetin kendine has bir karakter kazanması sonucunu doğurur.
    Bugün bir Türk insanının 3 takımı vardır:
    1- Milli takım.
    2- Galatasary - Fenerbahçe ikilisinde desteklediği taraf.
    3- Taraftarı olduğu diğer takım (genelde il takımları).
    0 ...
  2. 72.
  3. galatasaray'lıların körüklemeye çalıştığı rekabet.
    fener'liler için ise her branşta rekabet falan kalmamıştır ortada. 4 yılda bir ancak yener galatasaray, onda da 41 gün şenlik yapar. *
    1 ...
  4. 71.
  5. basının uydurduğu rekabet. Fener yıllardır galatasarayı eziyor. Cimbomlular hâlâ en büyük derbi falan filan cangıldıyor.
    2 ...
  6. 70.
  7. 69.
  8. italyan spor yazarı adorlee lauren, 22 mayıs 2005 tarihinde kadıköy'de oynanan fenerbahçe-galatasaray derbisinde yaşadıklarını ntvspor'da anlatıyor;

    dünyanın önemli futbol derbilerinin hepsinde yer aldım...
    futbolu bir izleyici olarak çok severim...
    çeşitli ülkeleri gezmek ve oralardaki futbol müsabakalarını takip etmek kadar hayatta hiçbir şeyden inanın zevk almıyorum.
    arjantin, ispanya, ingiltere, fransa vb..
    dünyada gitmediğim sayılı dünya derbisi, futbol maçı yok!
    yalnız ben açık sözlü olmayı seven bir insanım. bu yüzden böyle sayılı müsabakalarda takımların taraftarları her şeyden daha çok dikkatimi çeker.
    ateşli ve korkusuz taraftarlara bayılırım..
    özellikle en sevdiğim iş yanımda gelen birkaç arkadaşım ile bu maçlarda çıkan olayları gazetemde yazmaktır.
    arjantin ve brezilyada bu tip olaylar çok görülür.
    saklamama gerek yok zaten gazetemde çoğu kez bahsetmiştim. bu tip olaylar güzel değil fakat futbolun olmazsa olmazlarından bir tanesidir.
    bu düşüncemden dolayı italya da çok tepki alıyorum ama dediğim gibi ben açık sözlülüğü seven bir insanım.
    hangi ülke olursa olsun, takımını çok seven taraftarlar kesinlikle tuttukları takıma laf söyletmezler.
    abartılı olmadan karşılıklı atışmaların olması, yada birkaç olay yaşanması, mesleğimiz açısından bize de maddi gelir sağlıyor.
    insanlar bu tür büyük maçlarda yaşanan bu tatsız olayları oldukça yakından takip ediyor.
    bunları futbol ile yakından ilgilenen hemen hemen herkes biliyor.
    tabi şuan da bulunduğum ülkeniz türkiye'nin güzel şehri istanbul'a da, birkaç sene öncesinde dünyanın sayılı derbilerinden biri olan fenerbahçe-galatasaray mücadelesini izlemek için gelmiştim.
    benimle beraber toplam 4 kişiydik. ben ve 3 arkadaşım.
    arkadaşlarımın birisinin elinde kamera, diğer arkadaşımın elinde mikrofon vardı.
    yedek kamera ise diğer arkadaşımda duruyordu.
    sabahtan başlayıp gün boyu derbinin oynanacağı yer olan kadıköy'ü gezdik.
    saatler ilerledikçe fenerbahçeli taraftarların fazlalığı bizleri de ürkütmeye başlıyordu.
    mayıs ayıydı.
    hava çok sıcaktı.
    işin kötü yanı ise benim üzerimde kırmızı bir elbise vardı.
    fenerbahçeli taraftarların bana pek hoş bakmadığı çok net belli oluyordu.
    diğer arkadaşlarımla karar alıp fenerbahçe ürünlerinin satıldığı yere doğru ilerledik.
    oradan hepimiz birer fenerbahçe forması aldık.
    üstümüze giydik ve kadıköy de binlerce fenerbahçeli taraftarın arasına karıştık.
    fenerbahçeli taraftarlar ile yaptığımız röportajlar beni ve arkadaşlarımı ciddi anlamda ürpertiyordu.
    fenerbahçeli bir taraftara şu sözü sordum: "galatasaray taraftarları biraz sonra şuan bulunduğunuz yere gelecek ve polisin yeterli önlem almadığını görüyoruz. bu aranızdaki ebedi dostluğu ispatlamak için mi? eğer böyleyse gerçekten dünyaya çok anlamlı bir mesaj.."
    fenerbahçeli taraftardan aynen şu cevabı aldım; "ha ha ha, dostluk mu? üstelik galatasaray ile mi? siz ne söylediğinizin farkında değilsiniz. normal karşılıyorum çünkü bu ülkede oynanan bu derbinin önemini bilmiyorsunuz. son 2 senedir polis bu tür derbilere ciddi önlem almadı. fakat tatsız olaylar yaşanmadı. oysa bu maçın tansiyonu son derece yüksek. stada gelmelerine az bir zaman kaldı. onları öldüreceğiz."

    tüylerim diken diken olmuştu. fenerbahçeli taraftarların insanı korkutan o bakışları ve iddialı sözlerinden sonra arkadaşlarımla beraber daha da çok onların arasına karıştım.
    bizi o semtte bir tek fenerbahçeli taraftarlar koruyabilirdi.
    onlardan da bunun sözünü aldık!
    zaman git gide daralıyordu.
    iskele yakınlarında çok az bir polis ve neredeyse 35 bin kişiden fazla fenerbahçe taraftarı vardı.
    tanrım! böyle bir şey görmemiştim.
    aldığım duyumlara göre her sene iskelede en fazla 9-10 bin kadar fenerbahçe taraftarı olurmuş.
    bu sefer ki insan sayısı bir vahşetin perde arkasıydı.
    çekim için arkadaşlarımız ile beraber hazırlıklarımız son bulmuştu.
    artık galatasaray taraftarının gelmesini bekliyorduk.
    3 vapurun arka arkaya kadıköy'e geleceği söylentilerini duyduk.
    yani galatasaray taraftarı kadıköy'e, bir başka deyişle 35 bin kişiden fazla bir savaş alanına sadece 3 vapur ile gelecekti.
    toplasanız 2.500 kişi var yada yok!
    arkadaşlarımdan birisi bana dönerek şu sözü söyledi; "louren! galatasaray taraftarı çıldırmış olmalı. tanrım inanamıyorum! inanmak istemiyorum! hepsi ölecek..!"

    bu kadar tatsız olaylardan zevk alan benim, korkudan gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
    galatasaray taraftarına acıyordum.
    polislerden bir tanesine giderek, azıcıkta olsa bildiğim diliniz türkçe ile şöyle söyledim: "ne yapıyorsunuz? vahşet bu! güvenliği sağlayacak polislerin sayısı 1000 kişi bile değil! galatasaray taraftarı buradan çıkamaz! gelecek olan vapurları geri döndürün..!"

    polis bana bakarak gülümsedi ve; "olay çıkmayacak" dedi.

    inanılır gibi değildi.
    galatasaray taraftarı linç edilecek, fakat kimsenin umrunda bile değildi.

    o sıra fenerbahçeli taraftarların sayısı gittikçe artıyordu.
    bir çoğunun elinde kesici aletler, bir çocuğun elinde insanların yemek yediği çatal gibi tehlikeli demir parçaları bulunuyordu.

    artık benim için önemi kalmamıştı bile.
    galatasaray taraftarına kızıyordum içimden.
    nasıl olurda bile bile ölüme gelinir? bu soruyu kendi içimde galatasaray taraftarına soruyordum. isyan ediyordum. en önemlisi de içinden çıkamıyordum.

    o sıra denizin görülmeyen yerinden bir ses geldi.
    binlerce fenerbahçe taraftarı ile birlikte oraya doğru bakıyor fakat hiç bir şey göremiyorduk.

    sadece anlaşılmayan bir ses vardı ve denizin en son görebildiğimiz yerinden geliyordu.
    birden bir hareketlenme yaşanır gibi oldu.

    3 cisim belirdi.
    evet evet ! dedi yanımda ki arkadaşlarımdan bir tanesi.
    geliyorlar ! dedi.
    kim kim? diyerek arkadaşlarıma soruyordum.
    onlar işte! galatasaray taraftarları! diyerek cevap verdiler.
    o an tanrıya son kez olarak yalvardım; "tanrım sen buradaki herkesi lütfen koru!"

    nerden bilebilirdimki tanrının koruması gerekenlerin fenerbahçe taraftarı olduğunu?
    bilemezdim!
    nerden bilebilirdimki yan yana gelen 3 tane vapurun adeta bir çıkarma gemisi olduğunu?
    bilemezdim!
    ve nerden bilebilirdimki, sayıları en fazla 2.500 olan galatasaray taraftarının, 35 binin üstündeki fenerbahçeliyi biraz sonra burada yok edeceğini.
    bunu da bilemezdim!

    3 vapur yan yana geliyordu.
    sanki bir an sadece 3 tane vapurun, sabahtan beri yanlarında bulunduğum, sayıları 35 bin kişiden fazla olan fenerbahçe taraftarından daha fazla olduğunu gördüm.

    tanrım! inanılır gibi değildi.
    nasıl benzetme yapsam bilemiyorum.
    hani 50 tane insanın üstüne 1 tane aslan koşar ve tüm insanlar nefes nefese dağalır ya, işte aynen ona benziyordu.
    vapur yaklaşmıştı!
    vapur yaklaştığı için de fenerbahçeli taraftarların sayısı biraz olsa da azalmıştı.
    galatasaraylı taraftarların son kez haykırdığı sözler, şu an bile gözlerimin önünden geçiyor.
    koskoca bir semti tezahürat ile inletiyorlardı.
    ne söylediklerini daha sonra öğrendim ama şu an yanımda yazmış olduğum kağıttan okumak istiyorum.
    şöyle diyorlardı:

    ali şen'i başkan! aziz yıldırım'ı asker!
    kadıköy'ü, sami yen! yapmaya geldik..!
    analar babalar, bebekler çocuklar olsun şahit !
    hepinizin canını, almaya geldik..!

    ölümün ne demek olduğunu bilmiyorlardı.
    çünkü ölümden korkmadıkları ortadaydı.
    fenerbahçeli taraftarların ise değil ölüm, galatasaray'ın 2.500 taraftarından nasıl korktukları da ortadaydı.
    o sıra gemideki pankartı okuyordum.
    'u' laaa' uttaaaa' hayır hayır! öyle değil! dedi birden yanımdaki arkadaşlarımdan bir tanesi.
    peki ya ney? diye sordum.
    ultraslan! dedi.

    galatasaray'ın dünyaca ünlü taraftar grubu olduğunu o gün öğrendim.

    vapurdan indiler.
    polislerin sert müdahaleleri onlara işlemedi.
    polislerin hepsini yerlere serdiler.
    bir tane polis kalmamıştı koskoca semtte..!

    arkadaşlarım ve ben üzerimdeki fenerbahçe formaları ile kaçabildiğim en uzak yere kaçmak için arkamıza baka baka durmadan koşuyorduk.
    yanımızda bulunan mikrofon, kamera, yedek kameramız, hepsi ama hepsini bıraktık, canımızı kurtarmak için kaçıyorduk.
    sadece biz değildik kaçanlar.
    her fenerbahçeli taraftar durmadan kaçıyordu.
    galatasaraylı taraftarlardan bir tanesi gözlerimin önünde elindeki koskoca "döner bıçağı" diye adlandırılan bıçak ile, 4 tane fenerbahçeli taraftarı herkesin gözünün önünde delik deşik etmişti.
    bazı fenerbahçeli taraftarlardan kaçamayanlar, gözükmemek için denize atlamıştı.
    hayatım da böyle bir olaya sadece türkiye de rastlamıştım.
    o günden sonra zaten türkiye de maça gitmedim.

    tanrıya şuan bile şükrediyorum ki, canımı bağışladı.
    bir daha böyle bir hataya düşmek asla istemem..!
    şu an güvenlik sorununun özellikle bu maçlarda türkiye de daha sağlama alındığını duydum fakat gene de bir kere böyle bir olay yaşamak beni çok korkuttu.

    fenerbahçe taraftarına kızgınlığım çok!
    nasıl kızmayayım ki? binlerce kişiden can güvenliğimiz için söz aldık.
    sonuç? canımızı zor kurtardık.

    galatasaray taraftarının böyle olduğunu bilmiyordum.
    her iki takımı da yaptıklarından dolayı kınamaktayım.

    fakat es geçmek istemediğim bir konu var:
    galatasaray taraftarının yüreğine hayran kaldım.

    birde en son söylemiş olduğum söz, orada o olaylar yaşanırken şuydu:
    keşke benim tuttuğum takımın taraftarı da böyle olsa!

    italyan spor yazarı : adorlee lauren *
    4 ...
  9. 68.
  10. sizin takım nerede, bizim takım burada,
    başka yerde arama, 1.lig bank asya.
    rekabetin sonu yok, ligin sonu play-off...

    alakalı mısralar olabilir.
    1 ...
  11. 67.
  12. bu sene malesef galatasaray yüzünden göremedimğiz(en azından şampiyonluk için) rekabet.
    0 ...
  13. 66.
  14. 1930'lu yılların başlarına kadar asıl istanbul derbisi fenerbahçe ve altınordu arasında yaşanan çekişmedir. aynı altınordu bir müddet sonra kurucularının siyasi kimlikleri yüzünden kapanmak zorunda kalmış ve fenerbahçe'ye katılmıştır. galatasaray okul takımı kimliğiyle ve taksim stadı'nın yakınlığından bir miktar seyirci topladıysa da sahadaki başarısına rağmen tribünlerde devrin "büyük" takımları olan vefa ve süleymaniye'nin gölgesinde kalmıştı. 1960'lı yıllara gelene kadar kapalı tribünlerde "orta grup" liseli taraftarlar ve bir takım semt esnafından müteşekkildi. popüleritesi son 50 yılda oynamış hiçbir futbolcu ile karşılaştırılamayacak olan metin oktay galatasaray tribünlerine büyük doping oldu. "taçsız kral" ile coşan galatasaray takımı tribünlerde patlama yaşadı artık galatasaray lisesi takımı olmaktan çıkıp daha geniş kitlelere mâlolmaya başladı. bu dönemde anadolu yakasının takımı olan fenerbahçe ile profesyonel anlamda derbiler de bugünkü algıya yaklaşmaya başladı.

    1970'li yıllarda gelen brian birch ile üst üste kazanılan şampiyonluklar anadolu'da da galatasaray'ı popüler kılmaya başladı. bu dönem galatasaray'ın tribün gücünü arttıran ikinci büyük sıçrama idi. o zamana dek tribün gerilimi ve istanbul'da maç günü yaşanan heyecen açısından beşiktaş ve fenerbahçe arasında yaşanan rekabet biraz daha öndeydi. ayrıca 1976-83 arası türkiye'nin en büyük maçları trabzonspor - fenerbahçe maçları oldu hep. uzun süren başarısızlık dönemi sonrası 1983 yılında prof. dr. ali uras'ın o zaman dek hayal bile edilemeyecek derwall hamlesiyle o transfer sezonunda piyasada bulunan bütün futbolcuları transfer etmesi ( gerçekten galatasaray o sene topa ayağı düzgün değmiş herkesi transfer etti) bunalımdaki kulübü ve tekrar sönükleşmeye başlamış tribünleri şaha kaldırdı. dönemin trabzonspor'u ve fenerbahçe için ise düşüş başlamıştı. 80'li yılların 6-7 senesi türkiye'nin en büyük derbisi galatasaray - beşiktaş maçları oldu.

    galatasaray'ın fenerbahçe ile rekabetinin önemini perçinleyen ise 90'lı yıllardaki fenerbahçe'nin kriz dönemi olmuştur. başarısız geçen sezonlarda sezonu kurtaran maç olarak bakılan galatasaray maçları hem basının hem de yönetimlerin kasıtlı olarak tansiyonu yükseltmeleri nedeni ile en çok satan medya ürünü olmuştur. naklen yayın havuzunun oluşumu ve uefa kupası şampiyonluğunun sonrasında yaşananlar zaten herkesin malumu oraları yazmayı lüzumsuz buluyorum.
    2 ...
  15. 65.
  16. 64.
  17. 2010-2011 yılında bulunmayan rekabettir. galatasaray nal toplamıştır.
    daha çok; orta ve son sıraları ilgilendiren rekabetlerin tarafı olmuştur galatasaray bu sezon.
    0 ...
  18. 63.
  19. galatasaray'ın her kupada önde olduğu rekabet falan değildir. fenerbahçe'nin toplamda 94 galatasaray'ın uefa ve süper kupa dahil 87 kupası vardır. futbolda da diğer branşlarda da en çok resmi kupaya sahip kulüp fenerbahçe'dir, hazmet.
    1 ...
  20. 62.
  21. nasıl sonuçlar alınırsa alınırsın günlük sonuçlara bakılmaksızın sürecek rekabettir.
    0 ...
  22. 61.
  23. kim ne derse desin lig 2 haftadır.
    diğer maçlar formaliteden ibarettir. oynanması gerektiği için oynanan maçlardır.
    0 ...
  24. 60.
  25. beşiktaşın araya girmeye çalıştığı fakat hiçbir zaman araya giremediği derbilerdir. bazen çok zevkli maçlar olmasına karşın galatasaray son 2-3 yılda iyice formdan düşerek bu zevki bize bırakmıyor. fenerbahçe top oynamadan maç kazanıyor. hayır yani 6-0'lık derbide bile galatasarayın gol pozisyonları vardı. en kısa zamanda galatasaray kendine gelmeli ve maça ortak olmalıdır.

    not : fenerliyim.
    2 ...
  26. 59.
  27. futbolda galatasaray'in her kupada önde götürdüğü rekabettir.

    gs 17 sampıyonluk fb 17 sampıyonluk

    gs 14 türkiye kupası fb 4 türkiye kupası

    gs uefa kupası fb ?

    gs süper kupası fb ?

    edit: pardon dogru yaaa, mahalle maclarinda alinan kupalari saymayi unutmusum. benim salakligim kusura bakmayin.
    3 ...
  28. 58.
  29. dünya nın en büyük rekabetlerindendir. bana göre en büyüğüdür. garip olan hiç bir ırksal, mezhepsel, dinsel vs vs vs. ayrımı olmamasına rağmen bu şekilde bir rekabet olması. fenerbahçe son zamanlarda oldukça üstün. ancak bu artık bu derbilikten çıktı zevk vermiyor denilecek kadarda değil. eğer hala gs ile oynarken kalbin 90 dakika çarpıyorsa hala büyük bir derbi dir.
    1 ...
  30. 57.
  31. derbiden çok hangimiz birbirimizden daha fazla nefret ediyoruzdan kaynaklanan maç çekişme.
    0 ...
  32. 56.
  33. 55.
  34. 54.
  35. 10 senedir hep Fenerbahçe'nin galibiyetiyle sonuçlanan ve ''Ahh nerde o eski derbiler'' sözünün yaygınlaşmasını sağlayan maçtır.
    0 ...
  36. 53.
  37. beşiktaş'ın ortaya atlayarak bi bok olmaya çalıştığı rekabettir. Mevzu eğer kuruluş yılı ise fenerbahçe black socks adı altında 1899 yılında kurulmuştur. Ancak sarayın futbol gibi spor dallarına karşı tutumu belli olduğundan kapanmıştır.
    (bkz: 1899)

    kaynak
    4 ...
  38. 52.
  39. beşiktaş'ın "bir baba iki evladı arasında nasıl ayrım yapar" şeklinde yaklaştığı, bu sebeple sessiz kaldığı rekabettir. (bkz: 1903)
    0 ...
  40. 51.
  41. bu rekabet altında ezilen pisiciklerin sponsor bahanesi ile ezikliklerini bastırmaya çalıştığı sözde rekabettir. zaten kadıköy de de 10 senedir sponsor desteği ile sürekli tokmaklıyoruz di mi?
    2 ...
  42. 50.
  43. Son zamanlardaki yanlış demeçler vs. yüzünden gitgide bendenize anlamsız gelmeye başlamıştır, Galatasaray taraftarı olmama rağmen artık bana derbiler keyif vermemektedir, mesele yenilmek de değil, en fazla iki gün arkadaşlar kızdırıyor sonra zaten unutuluyor. Mesele artık keyifli bir maç izlemek yerine kavga eden yöneticileri izlemek zorunda olmamızdır.
    0 ...
  44. 49.
  45. herşey bir yana işin komik yanı hayatında basketbol veya voleybol izlememiş, kurallarını bilmeyi bırak ismini yanlış telefuz edenlerin (bkz: veleybol), böbürlene böbürlene "biz yendik" diye çocukça sevinmesidir.

    Adama sorarlar madem rekabet yok her sene neden makatını çatlatıyorsun galatasaray'ı yeneyim diye? madem rakibin değil neden seviniyorsun delicesine? Neden yenildiğin zaman futbolcularının tesislerini basıyorsun madem rakibin değil?

    işte eziklik böyle oluyor be güzelim. Ömür boyu kazansanda her maçı, kazandığın rakibine bitmek bilmeden duyduğun kıskançlık ile, onun yaptıklarını yapamayacağını bildiğinden dolayı bu eziklik sizde daim kalacak.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük