sittin sene once aldiklari bir kupa ile (o da birinci degil ikinci) avrupa krali olduklarini iddia etmeleri ve hala bu iddialarini surdurmeleri. zira yurtdisina cikan biri cogu kisinin galtasaray i artik hatirlamadigini gorur. "ha evet, bir turk takimi almisti, kimdi o ?" derler. ama gel gor ki bizim hayalperestler hala ucuyor. ona bakarsaniz buyurun;
Galatasaray'ın uefa kupasından sonra, aynı yılın şampiyonlar ligi şampiyonu real madrid'i elediğini bilmeyen bünyeler için haklı olabilecek sebeplerdir. Yakın tarihe kadar elvir boliç'in attığı bir gol ile kendilerini avrupa kralı zanneden bünyeler için gayet bulunabilir sebeplerdir.
baba, amca, dayı vs. bir büyüğün yönlendirmesi ile hasbelkader fenerbahçe'yi tutmaya başlamak olabilir. ondan sonra milyonlarca sebep uydurabilirsiniz.
ne gs den, ne bjk dan, ne fb den ne de başka takımdan nefret etmenin manası nedir? takımdan nefret edilmez ki. futbolcudan, teknik direktörden, başkan bilmem kimden nefret edilir olsa olsa.
galatasaray'ın, her zaman türkiye'ye ilkleri yaşatması, (uefa kupası-süper kupa) galatasaray'ın, "türk futbolu" kavramını avrupa'ya tanıtması, galatasaray'ın, en fazla türkiye kupasını alan takımı olması,
her sezon avrupa'da sıfır çekip, tek bir sezon çeyrek finale yükselenlerin hazımsızlık problemleri, galatasaray'ın zorluklara rağmen hak ettiği şekilde şampiyonluğa uzanması, aziz yıldıvım, mahmut uslu, ali koç gibi antipatik yöneticilere sahip olmaması vb. bir çok sebep mevcuttur.
bildiğimiz gibi onlar 2008'de oynadıkları şampiyonlar ligi çeyrek finali ile türkiye'yi avrupa'ya tanıttıklarını zannediyorlar. *
galatasaray'in, her zaman türkiye'ye ilkleri yaşatması, taraftarının "90 dakika boyunca" durmadan sahaya şişe koltuk bilimum yabancı madde atması, tonlarca suyun boşa harcanması, sanırım guinnes'e girmiştir bu başarı, o kadar dedik "suyunu boşa harcama" diye ama dinletemedik.
galatasaray'ın, "türk futbolu" kavramını avrupa'ya tanıtması, mesela "bu takıma elenirsek türkiye'yi terkederiz" dedikleri bir köy takımına elenmeleri, yabancı takımları havaalanlarında karşılamaları ama uğurlamamaları gibi...
bir sezon avrupa'da hasbelkader bir kupa aldıktan sonra, her yıl avrupa'da şamar oğlanına dönmelerine rağmen 100 yıl boyunca "ama bizim uefa kupamız vaaaar" edebiyatı yapmaları, kabak tadı vermiştir bu da, gs gibi.
galatasaray'ın zorluklara rağmen hak ettiği şekilde şampiyonluğa uzandığı üç kağıdı, türkiye'nin gayrimenkul olarak en zengin kulübü olmalarına rağmen, her yıl ama istisnasız her yıl fakir fukara edebiyatından bıkmamaları, yüzsüzlükte sınır tanımamaları, 2001 yılında mesut babalarının gayretleriyle fak-fuk-fon'dan yardım aldıklarının ortaya çıkması.
adnan polat gibi çirkef mi çirfef bir başkana sahip olması yeterli sebeptir.
şaibe denince akla gelen ilk isim olması.
8-0'lar, malatya'ya giden doğanlar, 16 dakika uzatmalar, haluk amcalar, mesut babalar, pembe fularlılar, fatih altaylılar, say say bitmiyor anasını satayım, buram buram damlıyor.
bizim bildiğimiz ama elin avrupalısının bilmediği, hatırlamadığı, fi tarihinde aldıkları bir kupa sebebyiyle kendilerini hala avrupa'nın kralı sanıyorlar, her sene gelen vuruyor giden vuruyor ama bana mısın demiyorlar, zavallılar, neyse ne derlerse he deyin geçin, siz kralsınız diyin, üzmeyin garipleri.
ee herkesin bir kuyruk acisi var tabi, basarilarla bu kadar göze batar da rakipleri bir taraflarini yirtip seninle ayni yere gelemezse tabi nefret ederler. uefa kupasi gündeme geliyor hep. neymis, mazide kalmis efendim. e güzel kardeslerim 8 sene oldu mu biz kupayi alali? evet oldu. cikipta bu sekiz sene icerisinde sen de bir kupa getirseydin de bizde onu konussaydik. daha iyisini yapssaydin da dillerimizden düsürmeseydik.
çok basit ve çok net; alkışlamak yerine başarıları hazmedemeyenlerin başarısızlıklarıdır ilk sebep. aslı ne biliyor musunuz ? nefret etmek isteyenlerin bir çok nedeni bir an da sayıvermeleri.
yok rengi sarı - kırmızı, yok tezahüratları kötü, ne bileyim efendim işte baş harfi g gibilerinden bir sürü eftirik büftirik nedenlerin sıralanması.
çok basit ve net; alkışlamak yerine, ezeli rakibinin başarısını hazmetmek yerine sahayı savaş alanına çevirmeleri, hem kendilerini hem de türkiye'yi alem-i cihana rezil rüsva etmeleridir. aslı astarı yoktur ama bunun da, di mi güntekin ?
ezeli rakibi alkışlamak yerine avrupa da ter döküp yıllarca getirdiği puanlarla ezeli rakiplerini avrupaya taşıdığındandır.
ne gerek vardı halbuki milletin yırtınıp alamadığı kupaları ülkeye getirip türk futbolunun gücünü aleme göstermeye.
her başarıyı alkışlamayı bilen rakipler; hadi bakalım sıra sizde getirin puanları bizde sizin sırtınızdan geçinelim azcık.
1987 şampiyonluğu ve 1993 şampiyonluğu yeterlidir aslında. ha bir de şu var tabi ki, nkfvas bakış açısına sahip belirli bir kesim taraftar grubunu içlerinde barındırırlar.
hem kendilerini hem de türkiye'yi alem-i cihana rezil rüsva ne ilk türk takımıdır ne son türk takımı olacaktır bu gidişle... istersen saymaya başlayayım...
bazılarının sürekli b.k atma çabasında olmaları ne denli kıskançlık içinde olduklarını ve hazmetme problemi yaşadıklarını ve galatasarayımızın büyüklüğünü gözler önüne seriyor...