bogazdan halic'e girerkenki ilk kopru. eskisi yaninca bu yapilmistir. bir aralar alti kapaliydi, ama bir kac sene once hizmete acildi. barlar, restaurantlar kuruldu. bogaza bakip bira icmek gibisi yoktur kopru altinda.
karaköyü eminönüne bağlayan köprüdür. istanbulun nostaljik eserlerindendir. geçtiğimiz yıl itibari ile üzerinden tramvay geçmeye başlamıştır. insanlar üzerinden balık tutarlar bu köprünün.
galata köprüsünün altında cafeler, publar, restoranlar bulunmaktadır. karaköy kısmındaki yerde en tutulan yeri * 10 numara'dır. eğer gidilirse kesinlikle orası tavsiye edilir. cafe tarzının yanında manzaraya karşı armut koltuklarda oturmak gibisi yok.. *** eminönü tarafında da aruna cafe tercih yeri olabilir. tavla, nargile ve manzara bakımından hoştur. **salataları çok güzel. *fiyatları uçuk değildir.
rıhtım kenarındaki balık ekmekçilerin tarihi dokuyu zedeliyor gerekçesiyle ortadan kaldırılması sonrası eminönünde balık ekmek yemek için de tek gidilecek adres haline dönüşmüştür.*
Dikilir Köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, siya siya;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çımacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer Köprü'nün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli, içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
istanbul'da, karaköy ile eminönü arasında yer alan köprüdür. "ilk galata köprüsü", çeşitli defalar onarım ve restorasyondan geçirildikten sonra 1992'de mayıs ayında geçirdiği yangının ardından, yerini "yeni galata köprüsü"'ne bıraktı.
bakım için gece yarısı adeta ortadan ikiye ayrılıyormuşçasına açıldığında özellikle görülmesi gereken köprü. ne görkemdir. civar restoranlarda pek bir şey yenmemeli. *
istanbul da oltayı eline ilk kez alanlara bile sorsanız, size Galata Köprüsü nü işaret eder. Öyle ki, yer bulmak bile çok zordur. Özellikle de hafta sonlarında. Sabahın ilk ışıklarında gitmek, rahat ve güzel bir yer kapmak için şarttır. Özellikle Marmara ya bakan tarafının daha verimli olduğu söylenir. Temmuz - ağustos ayları dışında çinekop, kefal ve istavrit bolca bulunur. Balıkçıların tecrübesine göre 10 lu veya 12 li çapari kullanımı en çok tercih edilen tekniktir. Sarkıtma, şamandıralı, mantarlı olta da kullanılabilir. Köprü üzerinde sandviç ve çay satan seyyar satıcılara rastlamak mümkün.
geçen 27 senelik ömrüm boyunca devamlı inşaa halinde olmuş bir köprüdür. bu duruma akıl sır ermemektedir. çok daha öte bir mühendislik çalışması olan boğazdaki köprüler için bile bu kadar bakım onarım çalışması yapılmazken bu köprünün ömrünü bakımlarla geçirmesi ayrı bir tartışmadır.
buyrun burdan yakın: http://www.ntvmsnbc.com/news/415869.asp
galata köprüsü altında yürürken sürekli ''çay ikramımız var'' , '' bize gelmek ister misiniz?'' diye sorularla sık boğaz edilmezse dinlendirici, sakin ama akşamları hareketli olan yer. * fiyatları yavaş yavaş yukarı çekmeye başladılar çünkü oranın müdavimleri fiyatlar bin kat yükselse bile bırakmazlar.*
dertli olunan zamanlarda kafa cekmek icin mukemmel bir manzarasi olan koprudur. altindaki lokantalarda bogaza karsi iki duble raki icmenin verdigi haz tarif edilemezdir. **