ulan adamlar çift hilti ile dalmışlar kuleye, nasıl zararı olmaz bunun.
böyle ayrıştırma işi mi olur.
şayet muhdes malzeme ayrıştırılacaksa bu hiltiyle değil, daha hassas aletlerle yapılmalıdır.
resterasyon yapıyoruz ayağına parça parça götürüp yurt dışında satsalar kimse şaşırmaz. bence tabi. yerine de şahane bir avm dikerler haliç manzaralı böyle ooohhhh. tam win win durumu. hem kuleyi sat parayı indir hem avm den komisyon al.
Sonradan yapılan yapılar mı yıkılıyor?
Eyvah!
Bu kafa bu anlayış ile yarın birgün Ayasofya'da sonradan yapılan yapılar eklemelere de ellerinde Hilti balyoz ile dalarlar. Ne bileyim, mesela; Ayasofya yapıldıktan 1000 sene sonra yapılan ve orijinalliğini bozan şeyler için Hilti kullanılabilir.
Örnek: Ayasofya yanına yapılan minareler.
Bu mantık ile ayasofya'da minareler yıkılsa haklı mı diyeceğiz bu duruma?
Sonradan yapılan dediğiniz yer neresi?
Kaç yılında yapılmış?
Mimarlık mühendislik tarih açısından bir rapor bir inceleme mi elinizde var?
Galata kulesine kaç defa gittim?
Galata kulesi ile fiziki bağlantısı olan (özellikle giriş Temel zemin kısmında) bu yıkılsın bu yakışmamış kuleye zarar verir dediğim bitişik dahili bir kısım görmedim.
Böyle 1500 yıllık yapıların (özellikle kule olan yığma taş ile yapılan) tarihi bina yapının zemininde duvarla bitişik olan ekleme bile olsa bu bölümlerin binaya zarar vermiş veriyor olsa bile ki kaç defa gittim, böyle bir risk yok, aksine kule duvarı ile bitişik bu eklemeler 1500 yıllık tarihi binanın deprem bölgesinde trafik araç insan sirkülasyonu esnasında devamlı ortaya çıkan rezonans-titreşim dalgalarını absorbe-emmesi içinde faydalıdır. Aynı zamanda yapı yorgunluğu nem basınç yük vb değerler ile ortaya çıkan genleşmenin önlenmesi için de yapıya artı güç katar. Örnek olarak ayasofya'da yapılan eklemeler (mesela, minareler) için sonradan yapılan binaya zarar veren vb kelimeleri duyunca gülmemek için (sinirden) kendimi zor tutuyorum.
Diyelim ki haklı savunma...
Ya kardeşim! Hilti ile 1500 yıllık kulenin temeline dalınır mı?
Daha basit olarak; masa üzerinde dolu bir bardak vişne suyu varken, bembeyaz bir masa örtüsü varken ve kirlenmesin diye dikkat gösterirken masanın ayağına çivi çıkılır mı?
Bırakın sanat tarihini, yapının değerini fizik denen bir şey var ve sizce fiziği biz sadece kadında 90-60-90 olarak mı algılıyoruz?
Başkaları beni ilgilendirmez ama lütfen zekama bilgime hakaret etmeyiniz.
ibb ye ekrem imamoğlu gibi vasatın altı kişiyi başkan yaparsanız olacağı budur dedirten durumdur. ulan adamlar ülkeye çivi çakmayı bırak çivisi çakılmış işleri bile restarasyon yapamıyorlar. yazık..
Öküz bir tanıdık (akraba) olayı kişiselleştirilmiş ve olayı akp Belediyesi olan Beyoğlu, büyükşehir belediyesi CHP üzerinden ele almış.
Bu öküze bu tarihi eserlerin yapıların hak sahipliği (kullanım restorasyon işletme yasal sorumluluk-yükümlülükleri vb hakkı) açısından bir şeyler anlatacak oldum.
Boşver dedim, dayanamadım ve sonra...
Bu öküze "haklısın" dedim.
Ona "Ayasofya'da Büyük şehir belediye başkanı Ekrem imamoğlu sayesinde açıldı" dedim.
Ne bileyim, zaten halkın ziyaret konaklama hizmetine açılan Osmanlı sarayları da, Yerebatan sarnıcı vb tüm bu yapıların tadilat tamirat işletme kullanma ihale vs hakkı istanbul büyükşehir belediye veya ilçe belediyelerinin kontrolüne iznine bağlıdır desem inanacak.
Bu öküze Galata Kulesi’nde görülen yıkım için tutanak tutmak üzere olay yerine giden iBB KUDEB teknik personelinin alana alınmamasını nasıl izah edeceğim diye düşünüyorum.
Düşünsenize...
Roma'da bulunan Flavianus Amfitiyatro için yapılan restorasyon çalışması yapılıyor.
Restorasyon ekibi elinde Hilti ile flavianus amfitiyatroya dalmışlar.
Bakınız, doğru-yanlış tartışması olarak bunu algılamayın; bu görüntüye asla izin vermezler.
Yapılan iş restorasyon için gerekli olsa bile böyle bir görüntüye izin vermezler.
iş gücü kaynak bütçe finansman (vergilerin kamu veya sponsor bütçesinin kullanımı) açısından maliyet olarak iş günü personel sayısı projenin maliyeti aşılmaması vb durumlar göz önüne alınarak bırakın Hilti kullanmayı gerekirse ekskavatör bile eserin projenin uygunluğuna göre kullanılır.
Örn: Mısır'da Nil üzerinde yapılan asvan barajının su havzası içinde kalacak olan Ebu simbel tapınağı sükülerek (aslında kesilerek) şimdi yerine taşındı. En büyük iş makineleri bu taşımada kullanıldı ama taşları (heykelleri) kesmek taşımak için her ne kadar büyük iş makineleri kullanılsa da heykellerin bütünlüğü estetiği için kesimlerde taşımada montajlamasında estetik uzmanları cerrahlar da bu projede tarih mühendislik mimarlık alanında söz sahibi olan profesörler kadar söz sahibi oldular.
Burada kuru kuruya muhalefet mi ediyoruz sanıyorsunuz?
Derdimiz akp CHP mi sanıyorsunuz?
Ya da bu tür projelerde maliyet mi dert ediyoruz sanıyorsunuz?
ihaleyi kim almış kime verilmiş derdi mi taşıyoruz sanıyorsunuz?
Hiç olmazsa bu elinde Hilti ile tarihi kulenin dibini oyan insanların görünmemesi için bir perdeleme koruma alanı kule etrafında yapılsaydı.
Bakınız, haklı-haksız, gerekli-gereksiz vb teknik konulara girmiyorum.
Sadece kaliteden bahsediyorum.
Kule yanına bir tane pano veya slayt gösteren ekran konup yapılan işin maliyeti gerekçesi kimin yaptığı önceki ve proje sonrası eserin görüntüsü gibi bilgilendirici bir Billboard veya ekran olsa da bu tartışmalar olmasa.
Belki vardır, görmedim-bilmiyorum.
Ne demek istediğimi anlatmak için bir örnek.
Lüks veya en güzel lezzetli yemekler yapan bir lokantaya gittiniz. En lezzetli yemeği, en temiz steril bir ortamda size servis eden garsonun burnunu karıştırırken gördünüz.
Ne düşünürsünüz?
işte, 1500 yıllık bir kule dibinde elinde Hilti ile kule duvarı yanına olan kaplama taşları yıkan insan bu görüntüyü çağrıştırıyor.
Kalite, arz-talep dengesinin yansımasıdır.
Ne olduğu değil, nasıl göründüğüne de önem vermeliyiz. Bunun için ilk önce mental yapıyı iletişim çağında 21.yy da yaşamaya adapte etmeliyiz.
sosyal medyada tartışmalara bakınca...
türkiye ne çekiyorsa bu kasaba kültüründen çekiyor.
köylü olmak eleştirilecek bir şey değil ki keşke köylü olsam köyde yaşasam derim, köy kültürünün yazlaşmış halidir kasaba kültürü.
köyden şehre göç ederek köyde yaşadığı gibi yaşayan şehir kent kültürünü yozlaştırmaktır kasaba kültürü.
daha anlaşılır bir örnek vermek gerekirse, göçer olarak anılan (türkmen olarak da bilinir. anadoluya gelen bir oğuz boyudur, yürüyen türkler-yörük olarak da bilinir. Eski Türkçede “yürümek” fiili, “yörümek” şeklinde geçtiğinden, “yörü-y-ük” kelimesi, zamanla kısalarak “Yörük” adını meydana getirmiştir) yörük bir aileye şehirde apartman dairesi-ev verdiğinizde bu yörük ailenin daire içine çadır kurup oturması gibidir.
bu geleneğin devamı değil, geleneğin kültürün yozlaşmasıdır.
arapların kara çarşafla üssüz olarak denize girenlerin olduğu plajda çarşaf ile denize girmesi (gözlerimle gördüm yaşadım) çarşafın üzerine yapışması, altında iç çamaşırı veya mayo bikini olmaması nedeniyle vücuduna yapışan çarşafın meme uçlarını belli etmesi gibi.
bu dinin yozlaşmasıdır.
tarihi binanın (hele ki 1500 yılı geçkin bir tarihi olan kulenin) temeline hilti ile dalmak ve etrafta bu durumun nasıl bir görüntü ortaya çıkardığını hesap edemeyen mentalite kasaba kültürü ile tarif edilir.
dikkat edin, teknik konulara hele ki iş güvenliği çevre faktörü vs konularına girmiyorum.
yeni bir çalışma masası alsam bu zihniyet sahibi insanlar "taşıyalım dairene kadar çıkaralım, üste para verelim abi" dese taşıtmak şöyle dursun, masaya dokundurtmam.
çizerler, kırarlar hasar verirler diye...
kalite!
kalite!
kalite!
bir insanın veya bir malın ya da bir hizmetin kaliteli olması için özü kaliteli olmalı.
sonradan bir insana veya mala ya da hizmete kalite katamazsınız.
ve kalite; talep edene istediğini vermektir. bunun için kalite "arz-talep dengesinin yansımasıdır" derler.
bunun için ne kadın katillerine, kadına şiddet gösterene, ne mağdurlara, ne işşize ne hükümete, ne gösteride gaz fişeğini göstericinin gözüne ateşleyen polise ne de ortalığı yakıp yıkan vandallara ne bu ülkeye ne insanlarına...
neyse, sinirden maksadını aşan bir ifade kullanmak istemem gece gece...
sen 2 bin yıl her türlü savaşa, bozguna, isyana, yağmaya dayan; badem bıyıklı birileri gelsin sana hilti ile dalsın! gerçekten enteresan. bence galata kulesi’nin yönünü kıbleye çevirmeye çalışıyorlar.