yukarıdaki resmi gazete linkine tıklayarak kararın altında milli park sınırlarının yeni koordinatlarını görebilirsiniz.
türkiye'de malesef son 50 yılda toplam 36 göl tamamen kurudu, yok edildi.
insan kaynaklı yoğun ve yanlış kullanım sebebiyle pek çok su kaynağımız her geçen gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya...
sadece burdur ilimizde 1960'larda 14 göl vardı. şimdi bu sayı sadece 5.
salda gölü gitti,
dipsiz göl gitti,
eber gölü gitti,
meke gölü gitti.
koskoca akşehir gölü gitti.
türkiye'nin 2. büyük gölü olan tuz gölü ufacık kaldı.
eğirdir, beyşehir, burdur, acıgöl gibi göllerimiz can çekişiyor...
ve şimdi gala gölü...
bir millet bahçesi de oraya yaparsınız ellam.
(bkz: #43204272) madem arbutus unedo üstat olaya farklı bir pencere açtı, o halde ben de bir başka pencere açmak istiyorum.
tatlısularımız, buradaki canlılar, endemik türler...
bakın aslında bu bir beka meselesidir.
ama "beka, beka" diye ortalarda dolananlar bu beka meselesini bilmezler tabi.
"yahu göldeki, deredeki balıktan beka meselesi mi olur" diye soracaklar için yazıyorum yazının bundan sonraki kısmını.
evet, göldeki, deredeki, nehirdeki balıktan beka meselesi olur.
nasıl olur bilir misiniz?
yoklukta olur.
örneğin bu milletin yokluk zamanları, kurtuluş savaşı dönemi...
elde yok avuçta yok.
vatan işgal altında ve işgalden kurtulmak için verilen mücadele.
beslenecek koca bir ordu var.
gıda imkanları kısıtlı.
asker yalınayak, aç karnına çarpışıyor gece gündüz. bitap düşüyor.
askerin iyi beslenmesi lazım, özellikle de protein alması lazım ki sabah olduğunda daha iyi dövüşsün.
ama asker buğday kavurması yiyordu ancak.
et yok, yumurta yok, tavuk yok...
nasıl protein alacaktı mehmetçik?
işte o zaman da başkomutan talimat verdi.
bereketli anadolu'nun gölleri, ırmakları, çayları, dereleri vardı.
onlar da en az anadolu toprağı kadar bereketliydi.
bütün tümen komutanlıklarına bir talimat yazıldı. her tümende bir balık tutma bölüğü kuruldu.
balık tutmayı bilen mehmetçik bu bölüklere kaydedildi. gündüz yunanla savaşıyor, gece de sabaha kadar yanındaki silah arkadaşı beslensin diye balık tutuyordu.
tutulan her balık 2 askerimizin protein ihtiyacını karşılıyordu.
bol bol balık tuttular.
anadolu'nun verimli gölleri, akarsuları mehmetçik için bol bol balık verdi onlara. anadolu verimkardı, mehmetçiğini aç komadı...
balık proteindi, fosfordu, omega3'tü. yedikleri her balıktan sonra daha bir güçlenip kuvvetleniyordu mehmetçik...
ya düşünsenize.
ya o zaman anadolu'nun göllerine beton dökülüp millet bahçeleri yapılsaydı. ya ırmaklar, dereler hes projeleri ile kurutulmuş olsaydı.
evet o devirde belki bunlar olamazdı.
ama bugün yapıyorlar.
bunları bile bile yapıyorlar.
100 sene önce 100 bin kişilik orduyu besleyen anadolu'nun gölleri, akarsuları bugün birer birer kuruyor.
peki ya yeniden o günlere dönersek ne olacak?
anadolu bize 100 sene önce davrandığı gibi verimkar davranacak mı?
bugün oltanı atacağın göl kurumuş durumda, akarsu akmıyor artık...