bugün entry sayısını kıstas alarak, "messi, maradonadan 4 kat daha iyi bir futbolcudur." diyen bir insanın iq seviyesinin 24 civarında olduğu konusunda hepimiz hemfikirizdir sanırım.
entry sayısında mevzu, diğerinden daha iyi/kötü olmak değildir canlarım benim. burada esas olan güncelliktir.
hrant dink öldürüldüğünde uludağ sözlük vardı, ama uğur mumcu ve ali gaffar okkan öldürüldüklerinde yoktu benim küçük biraderlerim.
buraya kadar bu başlığı ve entry'i bir derece dalgınlıkla yazılmış ve fazla duygusal davranılmış bir tespit olarak değerlendirebilir ve şu entry'i yazmayabilirdim. ama bu tespit'i geçen haftanın en beğenilenlerinde görmem beni harekete geçirdi ve sözlüğün genelinin bir akıl yoksunluğuna sahip olduğunu görmek beni üzdü. o yüzden yazma gereksinimi duydum.
muhtemelen uğur mumcu ve gaffar okkan 'a ölümlerinin ardından (yani artık ölüyken) bile kendince giydirmeye ve küfür etmeye kalkan bir çok densiz yazarın o başlıklara entry girip ortalığı kızıştırmamış olmasından kaynaklı olan bir sayısal durumu eleştirme çabasıdır.
yoksa elbette ki halkımız ceberrut devlet imajıyla değil de, halkla iç içe olarak ve sosyal yaklaşımlarıyla kendini sevdiren gaffar okkan'a da, araştırmacı ve bağımsız kalma çabası içindeki gazeteciliği ve dürüstlüğü ile tanınmış olan uğur mumcu'ya da -siyasi açıdan bakış açısı onlardan farklı olsun olmasın- sempatisini göstermeyi, gereken değeri vermeyi bilmiştir, bilir.
hrant dink davası sadece bir dava değildir.bize bişeylerin değiştiğini iddia eden kimilerinin yüzünün kızardığı bir sonuç çıkmıştır bu davadan.olayın arkasında örgütlü bir şuç şebekesinin bulunmadığına karar verildiği,sadece cinayeti işleyen elemanla azmettirenin hapis cezaları aldığı bu dava bir dönem mehmet ağar'ın dediği gibi 'bir tuğlayı çekersek duvar yıkılırı'ın bir örneğidir.hükümet bu davada sınıfta kalmıştır.ya da sınıfta kalmayı göze almıştır ve şahsım adına vaat ettikleri demokratikleşme,yeni anayasa,kürt sorununda barışın sağlanması gibi konularda da beni umutsuzluğa sevketmiştir.
çıkan sonuç şunu gösteriyor ki türkiye'de demokratikleşmenin kurumsal anlamda olmasına ayak direyen başlıca bileşenlerden biri de hükümettir.devlet içi hesaplaşmalarda herkes biribirini harcar ya da birbiriyle anlaşır ama hükümetin de (yani yeni türkiye'nin de)kendi vatandaşına bakışı 90 senelik katı kemalist rejimi yöneten önceki aktörlerden farklı değildir.başka bir entrymde belirtmiştim akp neo-kemalist bir partidir.
hrant dink'in öldürüldükten az sonra katilinin bulunması,kısa bir süre sonra azmettirenin bulunması insanlara umut vermişti ama 5 yıl sonunda gelinen nokta başlanan yer.yani iki tane ateşli genç kendi kendilerine gaza gelip bu adamı öldürmüşler noktası.yasin hayal ve ya ogün samast küçük insanlardır harcanabilirler ama devlete ve bu cinayetin arkasındaki yapılara dokunursan bütün o "ileri demokratlığımızı" bırakıp seni süründürürüzün mealidir dün çıkan karar.
yani "bir tane ermeni öldürülmüş 5 senedir zırlıyosunuz" yavşaklığına gerek yok.bu memlekette sabahattin ali'den hrant dink'e kadar bütün faili meçhul cinayetler ve arkasındaki yapılar aydınlatılmadıkça ülkeyi yönetenler değişse de silahlar hep halka doğru tutulmaya devam eder.buna gaffar okkan ve uğur mumcu cinayetleri de dahil.bir şekilde aramızdan koparılmış bu adamların ölülerini karşılaştırmak ve kendi ırkçı kafana zemin hazırlamak nasıl bir davranıştır ?
hatta yanlarına necip hablemitoglu'nu da koyarsanız, üçünün bir dink yapmadığını görürsünüz.her ucununde türk olmaları, makus talihlerini belirlemistir. ülkemizde etnik irkciligina tabi tutuluyoruz, uyuyun siz akkoyunlar uyuyun.