bakın açık söylüyorum; bu adamın bok gibi romanımsılarını okumak vakit kaybıdır. çünkü kendisi, büyülü gerçekçilik akımının etkisi altında yazılarını kaleme almıştır. ve nedir bu akım? yani, gerçek gibi sürüklenen hikayenin aralarında masalsı öğelerin bulunması ve böylece kurgunun içine sıçılmasıdır.
böyle bir şeyi aklınız alıyor mu hamidolar; mesela "yüzyıllık yalnızlık" kitabında; yazarın güzel remedios diye uydurduğu bir karakter; çamaşır asarken havalanmış ve gökyüzünde bir yıldız gibi kaybolmuştur. saçmalığa bakın lütfen.
marquez'in tek yaptığı; çingenelerin ateş etrafında toplanıp anlattığı masalları; insanlara anlatıp; parsayı toplamaktır. bu adama yazar demek de, edebiyata ihanettir.
hee, nobel aldı 1982'de ama; bu nobel ödülünü kimlere verdiklerini de görüyoruz işte, ehe.
