Milattan kalma, günümüzün tsksında er ve bazı erbaşlar tarafından kullanılan piyade silahıdır.
Askerdeyken silahçıydım, bu yüzden bakımlarda benim silaha özellikle bakarlardı gıcıklık olsun diye. Her seferinde de pırıl pırıl yapardım sesleri çıkmazdı. Ama Ne kadar iyi bakım yapılsa da 5 taneyi zor atıp hemen tutukluk yapar. O yüzden g3 sevmezdim. Mg3 adamdır.
askerliğimin son dönemlerinde envanterdeki yerini HK33 e bırakmaya başlamış efsanedir.
neymiş efendim g3 tipi silahlar caydırıcı değil, zıbartıcı özellikte olduğu için insan haklarına aykırıymış. daha düşük kalibreli, tesirli menzili daha kısa, caydırmaya yönelik silahlar kullanılacakmış ki karşıdaki insan ölmesinmiş.
he. karşımdaki orospu evladı terörist keleşle üzerime mermi yağdıracak, ben de onun insan olduğunu düşüneceğim. kimse kusura bakmasında öyle insanın hakkını skerim.
bakın anlayan anlar; bu silah karşıdan sesi keser. O derece güçlü. Şakası olmaz. Karşı mevzide biri bu silahın atışına maruz kalsın kaçar. Öyle mevzi alayım, karşılık veririm demez. Kaçar. Alternatifsiz kaçar. Kuvvetlidir g3.
kaç yıllık olursa olsun silahınıza iyi bakarsanız sizi asla yolda bırakmaz. atışlarda silahınızı sağlam kavrar ve tepmesini ne kadar engellerseniz atış başarınız o kadar artar.
silahın sesi ve bu silahla atış yapmak ise paha biçilemezdir. hk33 gibi yaralamaz, direk eşek cennetine teslim şeklinde çalışır.
Mauser fabrikasının devamı olan h&k firmasında Almanya’da oberndorf adında küçük bir köyde üretilmektedir. Koronavirüs salgınından önce fabrikayı ve müzeyi gezme imkanı buldum. Üretmiş oldukları mavzer tüfek, kasalı onlu, luger ve nihayetinde g3 modellerinin Türkiye’de son yüz yıldır ulusal bağımsızlık savaşından tutun da terörle mücadeleye kadar pek çok alanda başarıyla hizmet verdiğini, halk türkülerine konu olduğunu, özellikle luger p08 tabancanın halen daha Türkiye’nin kuzeyinde çok sevildiğini söyleyince bir anda etrafımı ufak çapta gayet meraklı bir mühendisler ordusu sardı. ikinci dünya savaşında kullanılan silahlar nazizmi çağrıştırdığı gerekçesiyle Almanya’da çalışır vaziyette ruhsatlandırılamıyor ancak ateşleme sistemleri geri döndürülemez şekilde deaktif edilip dekoratif amaçlı satılabiliyor.
Gelelim g3’e;
ikinci dünya savaşından sonra Wehrmacht’ın mp 44 tüfeği tabiri caizse Ruslar tarafından o devirdeki hemen her Alman sanayi ürününde olduğu gibi planları çalınarak ak 47 üretildi. Savaşın mağlubu Almanya ise ordusunu tamamen savunma amaçlı dizayn etmek durumundaydı. Onlar da yine halihazırda ellerinde olan en iyi tüfek mp 44’ün tabiri caizse hücum kabiliyetini mecburen budayarak savunma amaçlı müthiş bir tüfek olan g3’ü ürettiler. Birbiriyle her alanda kıyaslanan g3 ve ak47 bu yönden biraz da kuzen sayılır.
G3 anlaşıldığı üzere tamamen savunma amaçlı dizayn edilmiş bir tüfektir. Müstahkem mevkideki bir askerin destek alarak siper almasını kolaylaştırmak için kundağı tüm muadillerinden daha uzundur. Ve yine savunmadaki askerin daha az mermiye ihtiyacı olduğu öngörülerek şarjör kapasitesi daha az tutulmuştur. Her an saldırı tehtidine karşı kurma kolu geride taşınabilir ve saldırı anında kurma koluna vurulup doldurulduğunda çıkan bilindik sesle diğer askerleri de ikaz etmiş olur. isabetliliği kesinlikle muadillerinden çok yüksektir.
Ancak g3’ün Herşeyden önce emsallerinden daha ağır olması intikallerde askeri yorar. Baştan söylediğimiz gibi belli bir yeri savunma amacıyla üretildiğinden hafiflik kaygısı güdülmemiştir. Nişan hattının sıfırlanması ve rutin bakım ve temizliği emsallerinden biraz daha karışıktır bu yüzden g3 asla bir taarruz tüfeği olamamıştır.
Peki neden g3 ordumuz tarafından çeyrek asırdan fazla bir süredir taarruz tüfeği gibi kullanılmaktadır? Bunun cevabını yakın tarihimizde Türkiye’ye uygulanan örtülü bir ambargoya bağlıyorum. O yıllarda Almanya’dan başka silah alabileceğimiz hiçbir ülke yoktu çünkü, Almanya’yla tarih boyu iyi ilişkilerimiz vardı ve bu yüzden silahın lisansını alarak kendimiz üretebildik ve buradan kazandığımız tecrübeyle kendi silahlarımızı ürettik.
Bu yönüyle g3 Türk silah sanayisi ve savaş konseptinde bir dönüm noktasıdır.
Kendi silahınızla atış yaptırmazlar. Zira eğitim silahları doğru dürüst bakım görmeyen, her yeri paslı, muhtemelen atış yapamayan silahlardır. Ayrıca ciddi teper. Düzgün tutmazsanız kaşınızı gözünüzü patlatır. Affetmez.
Hakkari/şemdinli'de 1 sene boyunca kullandım. dağ-bayır, yağmur-çamur, kar-güneş gördü ama bir kez bile tutukluk yapmadı. Askerliğim boyunca yüzlerce mermi attim bu silahla. Bakımını yaptığın sürece gayet kullanışlı ve güzel bir tüfek, daha iyileri elbet vardır ama ben yalnızca g3 ve bixi kullandım, onlarda farklı tür silahlar.
7.62mm çapında 102 santim boyunda 4 yiv 4 sete sahip, şarjörle beslenen ve hava ile soğuyan, barut gazının geri tepmesi, icra yayının ileri itmesiyle yarı otomatik veya otomatik olarak atış yapabilen tek erin temel muharebe silahıdır.
tamam güçlü, etkili silahta bunu kim yaptıysa masa başı yapıp üretmiş. hiç ergonomik değil birde kolay tutukluk yapıyor. ateş ederken sanki top ateş ediyor bir gürültü toz bulutu. yanlız buna göre tepmesi çok az.
Sıfırlaması dahi yapılmamışlarıyla devletin 3 adet mühimmatını dağa taşa gönderip tanışıklığı bundan ibaret olanların beğenmediği taarruz tüfeği. Kodu mu oturtur. Bunun seyyar dipcikli kuzeni Hk 33 de iyidir. Ancak NATO standartlarında mühimmat kullandığı için bunun kadar etkili değildir.