gülersin, eğlenirsin, hoş sohbetlere katılırsın. keyfin yerindedir yani. ama olmadık bir anda yüzü gelir aklına. kahkahaların küçüldükçe küçülür, buruk bir gülümsemeye dönüşür. işte o an sevilenin eksikliğinin ne olduğunu anlarsın sözlük. keşke burda olsaydı da konuşmasaydı öylece otursaydı yanımda dersin. varlığını hissetmenin bile senin için ne demek olduğunu anlarsın. kısacası gariptir.
güzel anların genelinin onun yanında ceyran etmesinden kaynaklanan hadisedir. edebiyatı bi kenara bırakırsak; yokken herşey eksiktir, varken herşey tamam.
(bkz: insanın içini burkan entry)
şu yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı şehirlerden birinde akşam vaktidir mesela.
saçma sapan bir şekilde yağmur yağmaktadır yazın ortasında,hem de bardaktan boşanırcasına. öylesine güzeldir ki sesi kesilmesin istersin yağmurun, bu güzel serinlik hiç bitmesin. sonra bir fincan yeşilçay yaparsın kendine kahvenin uyarıcılığına tercih edersin çünkü.
sonra oturursun balkonda bir sandalyeye ayaklarını da uzat izle şimdi ıslanmış şehri tüm çaresiz güzelliğiyle.
dudaklarına da bir tebessüm yerleşti gözlerindeki neme rağmen.
ama bir dakika bir şeyler eksik sanki: yağmur,akşam,sıcak çay,serinlik..
fark ettin değil mi bir fincan var sehpanın üstünde,yalnız...
o yok. yokluğunu hissettin değil mi?
herkes gülerken senin gülememendir. çünkü kimse senin dilinden anlamaz. sen de onların dilinden anlamazsın. oturup uzun uzun konuştuğunuz anlamsız şeyleri düşünürsün...
Özlenen kişinin yokluğunda eline uzanıp dokunamamak, bir türkü de gözlerinin dalması , dudağının ucundaki yarım gülümsemeye razı gelmektir. Hasret çekmektir.
varlığına alıştığın bir kişinin yokluğu her an hissedilir bir boşluk yaratır. en mutlu anında bile içinde bir burukluk oluşturur yokluğu. varlığına alışmışsındır çünkü. yokluk çok sınırsız bir kelimedir ve alışılması çok zordur. zaman içindeki boşluğu doldurmaz ama alıştırır yokluğa.
o güzel sohbet esnasında hiç aklında yoktur. gülmeye, eğlenmeye devam ederken hiç beklemediğin bir anda onun yüzü gelir gözlerinin önüne. içine anlam veremediğin bir ağırlık çöker, tarif edemezsin. daha sonrasında da aklına acaba şuan ne yapıyor, nerdedir gibi sorular gelmeye başlıyor. ama bilirsin ki o yoktur ve gelmeyecektir. anlamsız bir duygudur, ama çok üzer.