geldim. bayağıdır görmüyorum seni, araya mesafe girdi sanki biraz... soğuk hissediyorum sana karşı kendimi günlük... ama bu seni kurtarmayacak beni dinlemekten. bugün en iyi arkadaşımın sen değil de mehmet abim olduğunu öğrendim. mesela seninle hiçbir hatıramız yok, sonra seninle oturup karşılıklı sigara içemiyoruz, eski günleri karşılıklı konuşamıyoruz... 'e zorla mı arkadaşın oluyorum?' diyeceksen haklısın. ama hiçbir şey söyleyemiyorsun be! vazgeçtim anlatmaktan, hoşça kal...
bu geceden itibaren her bunaldığım, sevindiğim, üzüldüğüm; kısacası monotonluktan çıktığım günleri anlatacağım sana günlük. kimileri kızacak yaptıklarıma, kimileri kendini bulacak, kimileri "günlük dediğin özel olur, bu ne saçmalık? " diyecek, kimileri vay be helal olsun hiçbir şey saklamıyor adam diyecek... geleceği biliyormuş gibi konuştum bir an değil mi? geleceği biliyor muyum bilmem ama geçmişte çok hatalar yaptığım aşikar; ve ben bunu çok iyi biliyorum, ve hala devam ettirdiklerim de var farkındayım... şimdi düşünüyorum da bir anda günlük yazmaya başlamak tam da böyle bir şey olsa gerek; oturup sana bundan önceki yirmi seneyi anlatmam ve üstüne eklemem gerek şu an yazdıklarımı sanırım. ancak o zaman anlayabilirsin beni, ancak o zaman yaparsın kimsenin yapmadığını. ama öyle bir şey yapmayacağım elbet. var şimdi anlama günlük, ben sana her geçen gün anlatacağım kesit kesit konu gerektirirse; tıpkı izlemeye ortasından başladığın bir dizinin ara sıra yaptığı geri dönüşler gibi... öyle ters ters bakma be günlük; daha yeni tanıştığım sana bir anda tüm geçmişimi anlatacağımı düşünmüyordun herhalde. tek bir şey için söz veriyorum sana günlük: sana hep dürüst olacağım ve en gizli sırlarımı sana vereceğim... bu arada sana günlük demek pek hoşuma gitmedi, senin adın bundan sonra kumsal olsun mu? evet evet bundan sonra senin adın kumsal olsun. her gece bir kum tanesinin daha eklendiği bir kumsal... tanışma faslı bitti sanırım, hoşça kal kumsal... bir daha ki görüşmemizde sana çok dert yanacağım hazırlıklı ol dostum, ve beni aklından çıkarma diğerlerinin yaptığı gibi...
merhaba kumsal... sigara yakmak geldi içimden yine seni görünce, geçen sefer olduğu gibi... ve yine evimde, odamda. karanlık odamda... dikkat ettim de bugün telefonum hiç çalmadı, bilgisayardan yazanlar da sadece işleri düştüğü için sıraladı isteklerini ardı ardına. işi düşmeyenler ne zaman arayacak beni peki, sadece beni merak ettiği için kim arayacak? hep böyle mi sürecek yaşam dediğim bu meret? hep bir kondom görevi mi göreceğim? insanların zevki için kullanılıp sonra bir tuvalet köşesinde sifonlarla mı boğulacağım? neyim ki hem ben? bir robot muyum? yaşıyor muyum? yoksa insanlığın içinde onlara kullansınlar diye sunulmuş bir eşya mıyım? verecek miyim bir gün hesabını bu dediklerimin; ya da soracak mıyım hesabını her gecemin teker teker... çok soru sordum değil mi? sen de cevabını bilmiyorsundur ve senin de soracak onca hesabın vardır dinlediklerinden elbet... annem gibi seven var mıdır beni? olsa hissederdim yok tabi ki... annem de yaşlanıyor sanırım gözlerimin önünde. gençliğini bilirdim oysa ki; şarkılar söylerdi evin içinde... saçlarında aklar da yoktu o zamanlar... gencecik bir gelindi ve her geçen gün çoğaldı akları... sözü geçen bir büyük oldu artık çevrede. hatırlamayacağım kadar kısa bir süre mi geçti bu kadar yaşlanması için? ölümü de bu kadar hızlı mı gelecek? peki ya babam? daha ne kadar çalışacak benim için? kendimi bildim bileli çalışıyor, hala çalışıyor... yorulmuyor mu bu adam? artık hastalıkları bir bir çıkıyor hem ortaya... daha okulumun, askerliğimin bitmesine seneler var benimse... ne işe yaramaz bir adamım ben be! bu mu benim evlatlığım? peki benim ölümüm nasıl olacak? çok mu acılı? benim çocuklarım da böyle karamsar mı olacak benim için? yoksa yine tek başıma karanlık odamda, dolu küllüğüm ile baş başa iken mi gelecek sonum? mahallede ufak çocukların birbirine "uğur amca ölmüş" diye yaydıkları haberlerden mi ibaret olacak? bugün sen bile rahatlatmadın beni, küllüğümün dolmasına katkı sağladın sadece, eyvallah. şimdi sen de git de beni yalnız bırak, olduğum gibi...
merhaba. sanırım agresif bir insan olmaya başladım ben... arkadaşlarım bir şey anlatırken dinlemiyorum bile artık, cümleleri bittiğinde öyle boş ifadelerle suratlarına bakıyorum. uzaktan arkadaşlar iyice uzaklaşıyor, yakın arkadaşlarım darılıyor; annem, babam sinirleniyor; ben ise hala boş gözlerle bakıyorum... pek az konuşuyorum şu sıralar... gündüzleri uyuyor, geceleri yalnızlık çekiyorum... ucuca ekliyorum sigaraları ve ardı ardına çekiyorum içime o lanet zehri... bir soru sorulduğunda aksi cevaplar veriyorum son zamanlar... sanki yakında öleceğim de bari arkamdan üzülen olmasın diye çabalıyor gibi. hoşça kal günlük.
günlük bugünde bir dostumun aslında dost olmadığını anladım ve yine üzüldüm yine kederlendim. Günlük ya neden insanlar anlayışsız ve içten pazarlıklı? Ben bencil olabilirim ama onlar daha bencil işte... Sorunlardan biran önce kurtulmak istiyorum okulumun birincisi olayım istiyorum, annem bir kere de beni sorgulamasın, arkadaşlarım artık dost olmasın istiyorum. Günlük içim rahatlamıyor bir türlü bir türlü anlaşılamıyorum sevemiyorum bir türlü. Seni de kullandım günlük sen de öyle diyeceksin biraz sonra dertlerimi dinletmek için kullandım seni de, gittim başından günlük!