gülen gözlerindeki ışığa hüzün çöken insan

    2.
  1. .
  2. içimdeki sivri kayalıklar bir bir ağlarken derinliklerine doğru gökyüzündeki bağırışan martıların çığlıklarını duymak için hiç ses etmez... mavi denizin hırçın suları havalanarak köpüklü bir sinirle çarpar tüm benliğime..sahi, şimdi sen bir albatros kuşu olsan ve denize uzanan dik yamacımda o tek dalıma konsan güzel olmaz mı? sonra beni deli gibi güldürsen, gözlerimdeki gri hüzün bulutunu parçalı maviye çevirsen! ahh neler istiyorum ben. evet farkındayım bencilce.. seni de bu girdaba çekeceğim. ama..beni bilirsin kısa bir zaman sonra hüzne tokat atmayı çok iyi beceririm...neyse...izninle, içimdeki betimleye geri dönmek istiyorum.
    öyle heybetli görünen sivri kayalıklarım bir bilsen kendini törpüler her dalgada. sırf bazen neşemiz bozulmasın diye katlanır bunlara...ama yine de derinlerdeki sevinç: yaradılışımın en çığırtkan asi mavisi... işte bu yüzden ben gülerken ağlar, ağlarken de gülerim. içimdeki değişken arzu tektüzeliğe izin vermez hiç..ve neşeli çığlığım şımarttığım ilk çocuğumdur. gülerken bile hüzün kardeşinin elinden tutar ve saçını okşar ve ona yol gösterir.
    2 ...
  3. .
  4. bütün hayallerini ümitlerini yitiren insandır.
    3 ...
  5. 1.
  6. 3.
  7. buruk mutluluk yaşayan insandır. Gözleri hüzünle hafiften ıslanan, hem dudağıyla hem gözleriyle yine de gülümseyebilen insandır. *
    1 ...
  8. 4.
  9. 5.
© 2025 uludağ sözlük